Mondros Mütarekesinin ardından mütareke şartlarına uymasa da Batum-Ardahan bölgesini Gürcüler, Gümrü ve Kars’ı Ermeniler, Çukurova’yı Fransızlar, Maraş-Urfa-Musul dahil Güneydoğu Anadolu’yu İngilizler işgal etmişlerdi. Ayrıca Boğazlar bölgesi ile Edirne, Eskişehir, Afyon, Konya, Samsun ve Antalya demiryolları, limanlar İngiliz, Fransız ve İtalyanların kontrolünde idi. 

Yıldırım Orduları Grup K. Mustafa Kemal Paşa İstanbul’a geldiğinde de İstanbul limanı müttefik donanmasının, şehrin belli başlı yerleri ile Boğaziçi de galip devlet askerlerinin işgali altında idi. 

Başta Mustafa Kemal Paşa ve birçok yurtsever kurtuluş yolları ararlarken, malumları 15 Mayıs 1919’da Yunanlıların İzmir’e çıkarak hemen Anadolu içlerine doğru genişlemeleri, halk arasında da kıpırdamaları başlatmıştı. 

Tabii Mustafa Kemal Paşa’nın Samsun’a çıkışı ile yeni bir boyut kazanan Kurtuluş Mücadelesi bilinci; daha birinci ayında, “Vatanın bütünlüğü, milletin istiklali tehlikededir. Hükümet sorumluluğunu kavramış değildir. Milletin istiklalini yine milletin azim ve kararı kurtaracaktır.” şeklindeki Amasya Tamimi ile -ki bu bir ihtilal bildirisi idi,- karar haline gelmişti. 

Amasya Tamiminin imzalanmasının ardından Mustafa Kemal Paşa; 25 Haziran’a kadar Amasya’da kalarak Amasya Tamimini planlanan adreslere göndertmiş, 26 Haziran günü de Tokat’a gelmişti. Niyeti kongrenin toplanacağı Sivas’a uğrayıp ardından Doğu illeri adına toplanacak Erzurum Kongresi’ne katılmaktı. 

Mustafa Kemal Paşa daha Tokat’ta iken Harput Valisi Ali Galip’in, Sivas’ta, aleyhine bazı tertipler içinde olduğunu öğrenmiş, 27 Haziran’da Sivas’a adeta baskın yaparak Ali Galip’e fırsat vermemişti. 

Ancak Amasya Tamiminin her ne kadar gizli kalması planlansa da kısa sürede İstanbul Hükümeti tarafından öğrenildiğinden Mustafa Kemal Paşa’nın niyeti de anlaşılmıştı. 

İstanbul’a dönmesi için Hükümetin bir ay süren baskısı sonunda Mustafa Kemal Paşa; 8 Temmuz 1919’da Erzurum’da, çok sevdiği askerlik mesleğine veda edip artık kutsal milli amaç için sine-i millette döndüğünü Türk Milletine bildirmişti. 

Bu gelişmeler arasında Erzurum’da 15nci Kolordu Komutanı Kazım Karabekir Paşa’nın; kalabalık maiyeti ve arkasında bir Süvari Bölüğü olduğu halde, askerlikten yeni ayrılan Mustafa Kemal Paşa’yı ziyareti ve kolordusu ile emrinde olduğunu belirtmesi, aynı şekilde 20nci Kolordu K. Ali Fuat Paşa’nın da telgrafla sonuna kadar beraber olduklarını bildirmesi Mustafa Kemal Paşa için önemli bir destek olmanın yanında O’nun halk liderliğinin de adeta ilanı gibiydi. 

10 Temmuz’da toplanacak Erzurum Kongresi ancak 25 Temmuz’da toplanabilmişti. Bu sürede Amasya Tamimi ile görevden ayrılmaması gerekenlerden, önce 2nci Ordu K. Mersinli Cemal Paşa, bilahare 3ncü Kor. K. Refet Bey ve Samsun Mutasarrıfı Hamit Bey’in görevden ayrılmaları, başlangıçta bir çözülme gibi değerlendirilmişti. Ancak Mustafa Kemal Paşa ile Rauf Bey’in kongreye delege olarak katılabilmeleri ve ardından Mustafa Kemal Paşa’nın Kongre Başkanlığına seçilmesi bu değerlendirmeleri anlamsız kılmıştı. Nitekim 30 Temmuz’da Harbiye Nezareti’nin 15nci Kor. K.lığına verdiği Mustafa Kemal Paşa’nın yakalanması emrini, Kazım Karabekir Paşa uygulamamıştı. 

14 gün süren Erzurum Kongresi ile Mustafa Kemal Paşa artık tam anlamı ile HALKIN LİDERİ olmuştu. 

Değerli okurlarım, 

Yunanlıların İzmir ve çevresinde yerli Rumlarla giriştikleri yağma, talan ve katliama karşı Ayvalık’ta 172nci Alayın, Ödemiş’te de Ödemiş Kuvayı Milliyesinin karşı koyması süratle yaygınlaşmış, Kuvayı Milliye günden güne gelişmiş, sayıları artırılmıştı. 100 yıl önce bu günlerde cephelerde bir düzen içinde Yunan işgal kuvvetlerini etkileyecek çapta Kuvayı Milliye birlikleri teşkil edilmiş ve Yunanlılar 1920 Haziranına kadar bulundukları yerleri elde tutabilme gayreti içinde olmuşlardı. 

Ayrıca bütün Anadolu’da mitingler ve kongrelerle halk ayağa kaldırılmış, bütün Müdafaa-i Hukuk Cemiyetleri birleştirilerek Türk halkı Kurtuluş için tek vücut haline getirilmişti. 

Bu muhteşem mücadelenin başta Önderi, Ebedi Başkomutanımız Gazi Mareşal Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere O’nun yiğit ve kahraman arkadaşlarını, eşi menendi görülmemiş kahraman askerlerini yürekten selamlıyorum. Ruhları şad, mekanları cennet olsun. 

Not: Tatil nedeni ile Eylül’de tekrar buluşmak üzere.