Türk futbol tarihine, belki de dünya tarihine geçecek bir karar verdi MHK geçtiğimiz günlerde. (Tabi ki bu kararın tek başına MHK’dan çıkmış olması mümkün değil.) (!)

Cüneyt Çakır, Fırat Aydınus, Ali Palabıyık, Hüseyin Göçek, Alper Ulusoy, Abdulkadir Bitigen, Bahattin Şimşek, Suat Arslanboğa, Tugay Kaan Numanoğlu, Burak Şeker ve Mert Güzenge’nin bu haftadan itibaren Süper Lig ve TFF 1. Lig maçlarında görev alamayacakları ilan edildi.

Samimi söylüyorum, ben haberi ilk olarak çok sevdiğim bir gazeteci arkadaşımdan telefonda duyduğum. Duyduğum andaki şaşkınlığımı size aktarabilecek kelimeleri bulabilmekte ciddi anlamda zorlanıyorum.

‘Asrın komedisi’ tadındaki bu duruma nasıl bir yorum getirmek gerekir acaba?.. Ben bu sorunun cevabını başta TFF Başkanı Nihat Özdemir’e daha sonra da, MHK Başkanı Ferhat Gündoğdu’ya bazı sorular sorarak vermek istiyorum.

Öncelikle, Serdar Tatlı’nın istifasının ardından Ekim sonunda göreve getirilen MHK Başkanı Ferhat Gündoğdu kimdir ve MHK başkanlığı gibi bıçak sırtı bir göreve getirilebilecek kadar hakem camiasına hakim birisi midir? Geçmiş kariyeriyle bu görev için doğru bir isim midir?

Yukarıdaki soruların yanıtı kesinlikle ‘HAYIR’ olmasına karşın, diyelim ki olumlu ve uygun olabileceği şeklinde olsun. O zaman da şunları sormak gerekmez mi?

Bu kıyımın, zamanı şampiyonun değilse de, üst sıralardaki Avrupa kupalarına katılma mücadelesi ve alt sıralardaki ligde kalma savaşının en yoğun olduğu şu an mıdır?

Peki şayet bu eylemi gerçekleştirmek ve mevcut duruma acilen neşter vurmak gerekiyorsa, bu sezon kağıt üzerinde ve vicdan muhakemesinde kadar meşrudur?

Bakın, hiç yaygara yapmaya, bağırıp çağırıp ona buna sallamaya gerek yok. Ya da, belki içeride değil ancak, dışarıda dünyanın en iyi üç hakeminden biri olarak gösterilen Cüneyt Çakır’ın, bu kararla 2022 Dünya Şampiyonası’ndaki kaderine, dolayısıyla da ülkemizin imajına vereceği zararı da bir kenara bırakalım.

Sadece mantık noktasından bakıp, hayatında futbolun, ‘F’sinden haberi olmayan biri bile, bu saçmalığa vücudunun neresiyle güleceğine karar vermekte zorlanır.

Dediğim gibi, hiç öteye beriye gitmeye gerek yok. Bu saçmalıklar komedyasının bitmesi için olması gereken şey net olarak bellidir. Geldiği günden beri verdiği hiçbir karara, “Doğru” diyen tek bir kişi ve camianın olduğuna inanmadığım Nihat Özdemir ve TFF yönetiminin yarından tezi yok, (mümkünse yarını beklemeden bu gece) MHK’sını da yanına alarak çekip gitmesidir.

Son bir cümleyle de nokta koyayım; Şunu kesin ki, gelecek olan her kim olursa olsun bu süreçten daha başarısız ve basiretsiz olma imkânı yoktur. İnanın olamaz da…

Hoşçakalın…