Hayatımıza girdiği 2020 yılı başlarından başlayarak günümüze dek uzanan Corona sürecinde gerçekten, zurnanın zırt dediği yere ulaştık.

Nalet virüs, son varyant Omicron’la birlikte tavan yapmış durumda. Akıl almaz bir bulaşıcılık düzeyine sahip bu varyanttan kaçış neredeyse imkansız hale gelmiş durumda.

Durumun spor dünyasına yansıması da ilginç. Takımlar artık sahaya bırakın ideal kadrolarını sürmeyi, çıkaracak takım bile bulamaz hale geldiler. Bunun son örneği Beşiktaş. Rize deplasmanında sahaya sakatlıkların dışında Atiba, Kenan Karaman, Alex Teixeira, Larin, Pjanic, Mehmet Topal, Oğuzhan, Can Bozdoğan ve Ghezzal’la birlikte teknik sorumlu Önder Karaveli’den yoksun çıkmak durumunda kaldı.

Beşiktaş örneğini en son ve de çarpıcı olması açısından detaylandırmaya çalıştım.

Bu projeksiyon hafif farklarla tüm branşlar ve kulüplerde de aşağı yukarı yaşanıyor.

Açık söylüyorum, tüm bilim insanlarının da altını çizdiği gibi şu sıralarda yaşanan salgın ve etkileri kesinlikle aşısızlar ya da yeterli aşı olmayanlardan kaynaklanıyor.

Gün geçmiyor ki, dünyanın bir yerlerinde aşı karşıtlığı gösterileri, bu anlamda toplumsal hareketlenmeler yaşanmıyor olsun. Yahu gerçekten anlamıyorum, aşı karşıtlığı ne demek neyin ispatı bu. Bir şeyin altını çizmekte yarar var. Aşı olamayan, aşıya karşı duyarlılığı olan insanlar olabilir. Onun da bir çözümü var tabi ki. Nasıl insanın vücuduna operasyon, yani ameliyat uyugulanabiliyor ve bunun için anestezi yapılabiliyorsa bu durumdaki insanlar için de aynı şey gerçekleştirilebilir. 

İşin aslında aşı karşıtı olduğunu büyük büyük cümlelerle ilan edip, adeta bununla övünenleri de başlarına gelenleri de görüyoruz aslında. İşte bunun son örneği size.

Üç dünya şampiyonluğu olan ve dünyanın en iyileri arasında gösterilen Belçikalı Frédéric Sinistra, aşı karşıtı olduğunu ve Covid 19’un öyle gözde büyütülecek bir şey olmadığını, aşının da tamamen ticari bir atraksiyondan başka bir şey olmadığını söylüyordu. Kasım ayında yakalandığı virüs, 2021’in son günlerinde canını aldı ünlü şampiyonun!..

Yani kısacası, bu işin şakasının olmadığını anlamak için insanın illa ki canından mı olması gerekiyor. Ayrıca, kendi öz iradesiyle aşı olmayı reddeden bir mantalite, eğer çevresindeki insanların yaşamını riske atıyorsa, sanırım buna özgürlük değil dense dense cinayete teşebbüs denir.

Buradan son olarak şunu söylemek isterim, intihar insanın akli dengesinin kaybolmasıyla ortaya çıkan bir gelişmedir. Ancak bir insanın intihar ederken, yanında birilerini daha aynı akıbete sürüklemesi cinayet değil de nedir?

Sağlıklı kalın…