Günümüzde İzmir CHP’nin kalesi gibi görünür ancak AK Parti döneminden önceki seçimlere bakacak olursak CHP’nin sadece Ecevit döneminde İzmir’de birinci parti olduğunu görüyoruz. Bir de 1999’da DSP birinci parti olmuş. Bunun dışında aslında İzmir halkı hep Demokrat Parti, AP, ANAP ve DYP gibi merkez sağ partilere oy vermiş. Örneğin bir dönem de Menderes’in ilçe yaptığı Kırşehir uzun süre CHP’nin kalesiymiş. Ama şimdilerde İzmir sağcı, Kırşehir solcu diyemiyoruz tabii… Aynı şekilde Aydın için de aynı durum geçerli. Aydın eski yıllarda sağın kalesi olarak bilinirdi ancak ilk defa 1984 yılında Mehmet Semerci ile birlikte yıllardır sol görüşlü aydın kesimin şehri olarak anılıyor. Siz bu dönüşümü neye bağlıyorsunuz? Aydın/Söke yeniden sağın kalesi olacak mı? “Aydın’ı sağın kalesi yapacağız” diyor musunuz?

Kalkınma, inşa, ekonomik büyüme gibi olumlu işler çağrıştıran rahmetli şehit Başbakanımız Adnan Menderes’in siyasi mirası Türkiye’de, özellikle memleketi Aydın’ımızda hala hatırı sayılır ölçüde etkilidir. Çeşitli sebeplerle seçmen davranışı bir ölçüde değişmiş gibi gözükse de, Aydın’ımız hep sağın kalesi olmuştur. Biz aziz milletimizin ferasetine, içgüdülerine güveniyoruz.

2020 yılında partinizin İncirliova Kadın Kolları Kongresi’nde Aydın Büyükşehir Belediye Başkanı Özlem Çerçioğlu’nu hedef alan "Ben şuna inanıyorum nasıl kadın-erkek eşitliği varsa, karşımızdaki rakibimizin de eşit davranışlara muhatap olması gerekiyor. Yani biz geçtiğimiz seçimlerde maalesef böyle bir hata yaptık. Dedik ki ‘Annedir, bayandır’ naif bir şekilde kendisi ile bir mücadeleye girdik. Şimdi görüyoruz ki bu mücadeleyi eksik yapmışız. Hanımefendidir, annedir, şudur, budur ama kendisinin bu kimliğe uygun bir hareketi yok" şeklinde bir açıklamanız olmuştu. Hatta bunun üzerine CHP Aydın Milletvekili Bülent Tezcan da bu söyleminizle ilgili size sert bir tepki göstermişti. Bu konu üzerinden uzun zaman geçti ancak hatırlatma yaparak sormak isterim. Siyasette kadının varlığını kabul etmiyor musunuz? Sizce kadınlar mecliste yer almamalı mı? 2020 yılında Çerçioğlu hakkında yaptığınız bu açıklamadan dolayı şu an pişman mısınız?    

Partimizin İncirliova İlçe Kadın Kolları Kongresi’nde yapmış olduğum konuşmanın içinden cımbızlanarak alınan ifadelerimi manasından uzak bir şekilde algı malzemesi yapmaları ve beni cinsiyet ayrımı yapan biriymiş gibi göstermeleri üzücü bir olaydı. Aslında bir bakıma yaptıkları siyasetin acziyetlerini gösteriyor.İnsana, anne olan kadına bakışımız net… Peygamber Efendimiz HZ.MUHAMMED; “Cennet annelerin ayağı altındadır” diyor. Biz müminlerin en büyük ödülü nedir? ALLAH’ın rızasını ve takdirini kazanmaktır. İslam’da annelik, aile gibi kutsaldır. Anne fedakârlığının bu ödülüdür. O sebeple anne rızası efendimizin buyurduğu gibi cennetin anahtarlarındandır. Böyle ise kadın da anne olduğuna göre… Maalesef bu cımbızlama yerinde olmamıştır. Neşet Ertaş ne kadar güzel söylüyor; “KADIN İNSANDIR, BİZ İNSANOĞLU”. Sonuç olarak bizler, kadınları siyasetin nesnesi değil öznesi olarak gören bir siyasi anlayışa sahibiz. Bu sebeple hangi siyasi partiye sahip olursa olsun kadına karşı saygımız her zaman sonsuzdur. Pişman mıyım, hayır. Ama keşke yaşanmasaydı diyebilirim. Aydın’ımızın konuşulacak çok elzem konuları var. 

“Çok daha iyi hizmetler yapacağız”

Adalet Ve Kalkınma Partisi’nin 20 yıldır tüm yaptıklarının arkasında mısınız? Yoksa eleştirdiğiniz konular ve “Keşke şöyle olsaydı” dediğiniz durumlar var mı?

Tabii burada yalnızca 20 yılı görmek doğru olmaz. Ak Parti iktidarında, Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan liderliğinde yapılanlara ve yapılmak istenenlere bakıldığında bunların benzerleri yapılmak istenmiş lakin engeller, devletimizin önüne konan problemler daha neti vesayet daha önce de varmış. Bunlardan kurtulup, zaman içinde güçlenince de cesaretle hedeflerimizi ortaya koyan bir iktidarız. Keşkeler oluşmadı. Çünkü daha önce yenemediğimiz zorluklarla mücadele ederken bir yandan da Atatürk’ün gösterdiği muasır medeniyetler hedefine ulaşmak için liderimizle çaba gösteriyoruz. İnşallah da muvaffak olacağız. AK Parti; ekonomiyi rayına oturtmak, imkânları çoğaltmak, yatırımları finansa edecek kaynakları bulmak ve bunlar için güvenli ortam oluşturmak için 20 yıldır durmadan çalışıyor. Tabii hizmet terazisi hassas… Yapılan şeylere karşı şöyle olsaydı diyemem ama her zaman iyinin iyisi vardır, çok daha iyi hizmetler yapacağız... Bizler de yapılanları tecrübe olarak görüyor daha iyisi için çalışıyoruz.

Vatan sevgisi ve vatan müdafaası dediğimizde, biz Türk gençliği olarak vatanımızı çok seviyoruz. Bizimle omuz omuza mısınız? Gençleri bölücü ve ötekileştirici yorumlardan nasıl kurtarabiliriz? Parti gözetmeksizin genç okurlarımıza buradan seslenin isterim.

Vatan sevgisi ve millet olma bilinci en büyük zenginliğimiz, en büyük gücümüzdür. Bugün baktığımızda terörü bitirme noktasında inşallah daha güzel günleri hep birlikte yaşayacağız. Devletimiz, milletimiz her türlü imkânlarını seferber etmiş durumda. Ömür boyunca, tarih boyunca hep hür yaşamışız. Hiçbir ülkeyi esaret altına almamış, hiçbir ülkenin de esareti altına girmemiş bir medeniyetten geliyoruz. İnşallah bundan sonra da böyle olacak... Ben, bizler gençlerimize güveniyoruz. Maalesef bizlere Türklerin yazmadığı bir Türk tarihi okutuldu. Çağımızda bilgiye ulaşmak ve her yönden incelemek çok mümkün. Teknoloji buna müsaade ediyor. Ben şahsen CHP ve İYİ Parti’nin de vatanını milletini en az benim kadar seven vatandaşlarımız olduğunu biliyorum. Allah’ın bize verdiği en mucizevî özelliği olan akıl kullanmak, kıyas yapmak, at gözlüğü ile bakmadığımız anda bizleri aynı noktaya getirir. Ben bu düşüncede olan herkesle; yani vatan, bayrak, millet, devlet noktasında omuz omuzayım inşallah.

Tüm siyasi konular bir yana, yoğun ve stresli çalışma hayatınız dışında özel hayatınızı da sormak isterim. Milletvekili kimliğiniz dışında kendinize ve ailenize ayırdığınız vakitlerde neler yapıyorsunuz? Başucu kitabınız var mıdır?

Malumunuz Salı, Çarşamba ve Perşembe günleri Meclis çalışmaları sebebiyle Ankara’da bulunmak zorundayız. Bunun üzerine diğer günlerde de saha çalışmaları sebebiyle Aydın’ımızın, Türkiye’nin birçok yerine ziyaretler gerçekleştiriyoruz. Bu sebeple işimizin doğası gereği eşim ve çocuklarla kısa süreli ve yoğun görüşme yapmak zorunda kalıyoruz. Mümkün oldukça bir arada vakit geçiriyoruz, film izliyoruz, yürüyüşe çıkıyoruz. Ama inanın bu çok az oluyor. Bu kısımdan sorumluyum biliyorum ama bu aldığım göreve önem veriyorum. Ailemin bu konudaki hoşgörüsü de benim üstlendiğim görevden dolayı onlarda bu konuda hassaslar. Benim görevimi layığı ile yapmam onların da onuru olduğunu düşünüyorlar. Sağ olsunlar var olsunlar. Başucumda her daim kitabımız Kuran-ı Kerim var. Lakin kitap okumaya zamanım olmuyor. Devamlı bir yol güzergâhındayız. Mümkün olduğunca yolda dinliyorum. Ama gençlere rica ediyorum. Biz köklü gelenekleri, töresi olan bir milletiz. Ayrıştırılarak bölme işleme tabii tutmuşlar zaman içinde. Geçmiş tarihimizi, bizi biz yapan törelerimize ulaşsınlar. Biz bizden çok büyüğüz. Son zamanda kazanmış olduğumuz öz güveni şahlandıracak olan gençlerimize güven tamdır.

Dürüst ve keyifli sohbetiniz için çok teşekkür ederim. Hangi siyasi partiyi desteklediğimi dahi sormadan röportaj teklifimi kabul ettiğiniz için de genç bir gazeteci olarak ayrıca teşekkür ederim. Siyasi fikirler bir tarafa, hemşeriniz olarak da sizinle gurur duyduğumu da belirtmek isterim. Son sözlerinizi almak istiyorum ve kapanışı size bırakıyorum.

Ben de bu röportajdan büyük keyif aldım. Öncelikle ben de teşekkür ediyorum güzel sorularınız ve iltifatlarınız için. Doğduğum, doyduğum, büyüdüğüm topraklara hizmet edebiliyor olmak, güzel şeylere vesile olmak benim için de gurur verici bir şey. Asıl önemli olan, baki olan bu kubbede hoş bir seda bırakmaktır. Bu da yapılan hizmetlerle, bırakılan eserlerle mümkündür.

ABD'de başarılı çalışmalarıyla ün kazanmış Türk sanatçı: Burak Beşir ABD'de başarılı çalışmalarıyla ün kazanmış Türk sanatçı: Burak Beşir