Büyüdükçe, anlatılanlar gibi olmadığını göreceksin hayatın, ah be çocuk. Ne attığı her adımda yeri göğü inleten devler, ne iyilik peşinde koşan neşeli cüceler. Elinde sihirli değneği ile dolaşan periler de yok ve de tek gözlü canavar... Hepsi masal, anlayacaksın.

Hiç bir zaman lambadan bir cin çıkmayacak hayallerini gerçekleştirmek için. Ve "Dile benden ne dilersen" diyenler hep bir karşılık bekleyecekler senden. Her dileğinin ağır bir bedeli olacak hayatta, o en çok istediğin üç dileği de belki yaşamın boyunca göremeyeceksin.
Emeğinin karşılığını alamamak gerçeğiyle yüzleşeceksin. Torpil, adam kayırma her zaman karşına çıkacak, zorlanacaksın. Haklıyken haksız duruma düştüğün zamanlar olacak, konuşmanın fayda etmediğini görüp susacaksın. Yalakalıkla, yağcılıkla insanların nerelere geldiğine şaşıracaksın. Hep bir yarış, hep bir mücadele içinde olacaksın. Neden diye sorma, düzen böyle, alışacaksın ah be çocuk.
Taraf olmaya zorlayacaklar seni, sürekli bir kalıba girmeye zorlayacaklar. O oradan çekiştirecek, bu buradan çekiştirecek bir türlü kendi haline bırakmayacaklar seni, yılacaksın. Bir tarafa yönelsen diğer taraftan dışlanacaksın, ortada kalsan bertaraf olacaksın.
Hep umutla bakacaksın geleceğe ki bu sana mücadele azmi verecek. Hayallerin olacak, ideallerin olacak. Ama bir gün umutların sönecek, dünyanın adaletsizliğine başkaldıracaksın.

Hayatta yaptığın iyilikler sana hep kötülük olarak dönecek, isyankarlaşacaksın. Zordur insanlarla uğraşmak, zordur menfaatsiz seveni, sana değer vereni bulmak. Yok mu düzgün insanlar, var elbette var. Bulunca göklere uçacaksın. O da senin şansına kalmış tabii, ah be çocuk.
Ne çok isterdim sana anlatılanların gerçek olmasını. Tertemiz bir dünya, toz pembe bir hayat vaadetmeyi ne çok isterdim. İnsanlar çocukken iyi de neden büyüyünce değişiyorlar onu da çözebilmiş değilim. Yaşam kavgası sanırım. Hayatta kalma mücadelesi. Oysa hep mutlu biter masalların sonu. Hep güzel şeyler anlatılır çocuklara. Adalet er veya geç yerini bulur, kötüler kaybeder, iyiler hep kazanır, haklı haksızdan ayrılır, kel oğlan kıvrak zekası ile her türlü zorluğu alteder ve padişahın kızını alır. Masal işte...

Zaman hızla akıp gidecek. Güzel bir yuva kuracaksın. Çocuğuna bu tatlı masalları anlatacaksın. Ona iyiliği, doğruluğu aşılayacaksın. Saf yüreğinde, ışıl ışıl gözlerinde kendini görecek, duygulanacaksın. Onun da büyüdüğünde gerçeklerle yüzleşeceğini bilerek için burkulacak, anlatsan da anlamaz ki yaşayarak görecek. Ve sen de diyeceksin ki, Ah be çocuk...
Yalancı mıyım?