Herbiri birbirinden tutarsız kararlar verme konusunda adeta çağ atlayan Türkiye Futbol Federasyonu ve başkanı Nihat Özdemir nedeniyle, neredeyse her hafta bu konuda yazmaktan ciddi anlamda sıkıldım.

Spor medyasına ve dolayısıyla tabi ki bana da bu sıklıkta malzeme vermelerine üzüleyim mi, sevineyim mi net bir karar veremedim. Çünkü Nihat Özdemir ve komutasındaki piyonlar (üzülerek de olsa söylemeliyim) her aldıkları kararla, futbol bataklığına biraz daha gömülüyorlar.

Küme düşmenin kakması, yabancı sayısının yeniden ayarlanıp uygulamaya alınması, daha sonra gelen baskılar sonucu bir yıllığına askıya alınması, kulüplerin harcama limitlerinin belirlenmesindeki anlaşılmazlık, eğer daha geriye gidecek olursak ligin devamı için verilen kararın doğruluğu ve zamanlamasının belirlenmesi anlayacağınız tam bir acayiplikler manzumesi.

Tek tekbir kez daha detaylandırmak istemiyorum. Sadece tüm bunların kronolojik olarak en sonuncusu yani kulüplerin harcama limitlerinin belirlenmesi komedyasına bir göz atalım istiyorum.

Tüm kulüplerin yeni sezon planlaması açısından büyük önem taşıyan ve açıklanan harcama limitlerine göre, en yüksek limit Galatasaray'a en düşüğü ise Kayserispor'a tanındı. Fenerbahçe'nin limiti ise geçen yaza göre düştü! Bir diğer dikkat çeken nokta şu: Geçen yıl yüzde 30 olan sapma oranı bu yıl yüzde 15'e indirildi. Yani kulüpler kendilerine tanınan harcama limitini en fazla yüzde 15 aşabilecek. Bu aşma oranın üzerine çıkılırsa, orana göre puan silmeye dek giden cezai yaptırımlar uygulanacak.

Futbolun kurallarını değiştirmeye kadar varıp, oyuncu değişikliği sayısında bile artış yapılacak, kendisi dışında 17 takımla mücadele etmek yerine, siyasi baskılar sonucu alınan bir kararla 21 takıma çıkardığın bir ligde mücadele et ve daha fazla rakiple, daha uzun bir sürede daha çok maç yapılacak, ardından da harcama limitlerinde kesintiye gidilecek…

Üstelik limit aşma oranını yarıya indirerek cezai yaptırımları da en ağır şekilde yapıştıracaksın. Bir başka deyişle, hiçbir matematikle açıklanamayacak bir karar alacaksın.

Neresinden baksam son derece abuk sabuk bir durum…

Bu arada önemli bir noktanın da altını çizeyim. FIFA kulüp harcama limitlerini belirlemekte yetkili merci. Buna hiçbir itiraz yok. Ancak limit aşımları ve cezai yaptırımlar inisiyatifi ülke federasyonlarının uhdesinde. Yani burada, kraldan fazla kralcılık ve dahi, tam anlamıyla bir işgüzarlık söz konusu…

Son bir ekleme; bazı ülke federasyonları FIFA’ya başvurarak kulüpler bazında, harcama limitlerinde iyileştirme talebinde bulunup olumlu cevaplar aldığı bu süreçte, TFF’nin bu akıl almaz tutumuna anlam vermenin ne denli mümkün olduğunu da, affınıza sığınarak herkese sormak isterim.

Hoşçakalın…