Geçen hafta Cumhuriyetimizn temelinin atıldığı 30 Ağustos ZAFER Bayramını büyük bir coşku ile kutladık ve ebediyete kadar her 30 Ağustos’ta üzerine Cumhuriyetimizin kurulduğu bu muhteşem ZAFER’i ve yaratıcısı Ulu Önder Atatürk’ü ve O’nun kahraman silah arkadaşlarını minnetle ve şükranla anacağız. Bugün sahip olduğumuz bütün değerlerin, hür ve müstakil hayatımızın, demokrasimiz, dinimiz, diyanetimiz, onurumuz, malımız, mülkümüz nemiz varsa hepsinin ana kaynağı bu muhteşem ZAFER’in başta Başkomunatı ile kahraman silah arkadaşlarını ve tüm şehitlerimizi, gazilerimizi saygı ile anıyorum. Mekanları cennet olsun. Türk Silahlı Kuvvetlerinin, bu muhteşem ZAFER’in görkemine yakışır bir düzen ve mükemmelliyette icra ettiği törenlere her zamanki gibi halkımız katılarak, iştirak ederek kutlamaların anlamını yüceltmiş, Mehmetçiği de adeta yüreklendirmiştir. Her geçen yılda törenlerin daha bir coşku içinde kutlanacağından ve bu güzel geleneklerimizin dünya durdukça sergileneceğinden tabii ki hiç kuşkumaz yok. 30 Ağustos ZAFER Bayramı aynı zamanda Türk Silahlı Kuvvetlerinde bir üst rütbeye yükselme günüdür. Törenlere herkes yeni rütbesi ile katıldığından, her yıl 30 Ağustos öncesi Yüksek Askeri Şura (YAŞ) da toplanarak general olacak subaylarla bir üst rütbe alacak generalleri belirler. Bu yıl YAŞ hiç unutulmayacak bir toplantı sonunda kararlarını açıklayabildi. Biz yine her zaman olduğu gibi alınan kararların TSK’ne ve milletimize hayırlı olmasını gönülden diliyoruz. Bu arada Mart 2010’da yapılan seçimlerden bugüne kadar, hala yeni bir hükümetin kurulamadığı Irak’tan, ABD Ağustos ayı sonunda çekildi: 7,5 yıldır ABD’nin işgali altında olan Irak’ta 100 binin üzerinde Iraklının, 4 400 de ABD askerinin öldüğü açıklandı. Açıklamanın dışında yaralı ve sakat, evsiz, barksız ve komşu ülkelere sığınan milyonlarca Iraklı yanında açlık, sefalet, anarşi ve terör Irak’ı cehenneme çevirmişti. ABD’den güç alan Iraklı Kürtler, Irak’ın kuzeyinde, herkesin muhalefetine rağmen bütün kurum ve kuruluşları ile kendi devletlerinin temellerini atmayı başardılar. ABD’nin bölgedeki varlığı, her ne kadar Irak halkı ile birlikte komşu ülkelerin de tepkilerine set çekmiş olsa da, şimdi Irak’ın ve bölgenin büyük olaylar ve çatışmalar için uygun bir zemin halinde olduğu ortadadır. Irak’ta 7 Mart’tan beri yapılan seçimlere itirazlar bir türlü sonuçlandırılamadığı gibi bir hükümetin de kurulamamış olması endişeleri daha da artırmaktadır. Irak’ın bir an önce istikrara kavuşmasının Türkiye’deki bölücü terörle mücadeleye müsbet katkıları olacağı değerlendirilmekte, en azından PKK nın bilinen ve şimdilik ara verdiği saldırıları ile siyasallaşma gayretleri karşısında Türkiye, diğer bölge ülkeleri gibi, ABD ile komşu olmanın baskı ve tahditlerinden bir ölçüde kurtulmuş olacaktır. Bizim için yüksek önemi yanında ABD’nin Irak’ı haksız işgali ile gelen büyük kaos ve zengin petrol yataklarının varlığı nedeni ile bütün dünyanın gözü Irak’tadır. Gelişmeleri hep birlikte izleyeceğiz.