40 yıl geçti ama Fransa Cumhurbaşkanı Jacques Chirac hala acele etmeyin diyor.

AB sevdalılarının sabrı yine devam eder mi bilemem ama Türkiye'yi ulusal çıkarlarının gerektirdiği onurlu yolda görmek isteyenler ABD'den bir beklenti içinde değiller.

AB vereceğinden kat be kat fazlasını almadan ülkemizi siyasi birliğe kabul etmeyecektir.

Kabul etmek bir yana, adaylık görüşmelerini dahi başlatmaktan kaçabilmek için ne tür bahaneler uyduracağının senaryolarını hazırlamakla meşgul.

Fransa Cumhurbaşkanının bu husustaki açıklamaları, Avrupa'nın niyetini açık seçik ortaya koyuyor.

Fransa Cumhurbaşkanı Jacques Chirac, Türkiye ile AB'nin gelecekteki çıkarlarının aynı yol üstünde olduğunu, ancak üyelik için acele edilmemesi gerektiğini söyledi. Başkent Paris'te çeşitli ülkelerdeki Fransa büyükelçilerini kabul eden Chirac, yaptığı konuşmada, "Her şartta zamana ihtiyacımız var. Türkiye'nin, AB'nin getirilerinden pay alması uzun ve zorlu bir süreç sonunda mümkün olacak" dedi.

Cumhurbaşkanı Chirac, Aralık ayında yapılacak AB zirvesinden yeşil ışık çıkması durumunda müzakerelerin en kısa zamanda başlayacağını vurgulayarak, "Yarının dünyasında, aynı yolda bulunmak Türkiye ve AB'nin çıkarınadır" dedi. Chirac'ın, konuşmasının başında, sürecin zorluğunu bu kadar vurgulamasının, muhafazakâr Fransız seçmenleri rahatlamak amacını taşıdığı yorumları yapılıyor.

Komplo teorileri ile her ne kadar bazı çevreler dalga geçiyor olsa da bu teorileri göz ardı etmek yanlış olur.

Gazetemizin değerli yazarlarından Dr. Ferman Demirkol 27 Ağustos tarihli köşesinde ele aldığı "Sevr Nerede Başladı" isimli yazısında  Avrupa'nın ülkemize yönelik kültürel emperyalizmini en güzel şekilde ortaya koydu.

Bu noktada Avrupalılara kızmaya hakkımız yoktur. Adamlar asırlık perspektiflerle hedeflerini belirlemişler ve ülkemize karşı senaryolarını oluşturmuşlar.

Biz geleceği göremiyorsak, yöneticilerimiz uyuyorsa bu toplumsal büyük bir zaaf içinde bulunduğumuzu gösteriyor.

Türkiye tüm toplumsal kuruluşlarıyla milli hedeflerini yeniden belirlemeli ve bu hükümetlerin değil, devletin politikası olmalıdır.

Fenalıkların ilki ve en büyüğü haksızlığın cezasız kalmasıdır.

Eflatun