68 Kuşağı’nın ODTÜ’lüleri bağımsız, demokratik bir Türkiye istiyorlardı; Amerikalıların kurup finanse ettiği, eğitim dilinin İngilizce olduğu bir üniversitede. Türkiye'nin ihtiyacı için yazılan ODTÜ stadyumundaki “Devrim” yazısı günümüzde da mevcut. Olayı anlatan alıntı yazı şöyle:

“1968'in Ekim ayıydı. Üniversiteli 6 genç gece yarısı yataklarından kalktı. Hüseyin İnan, Taylan Özgür, Alpaslan Özdoğan, Mustafa Yalçıner, Mete Ertekin ve bir kişi daha. Statta buluştular. Hüseyin'in elinde 6 kiloluk bir teneke vardı. Beyaz renk boyaydı. Japon malı, en kalitesinden trafik boyası, 100 yıl silsen silinmez cinsten. İçine bir de cam asidi kattılar. Betona tamamen işlesin diye. Kazısan silinmez.

Gece yarısı yazmaya başladılar. 50 metrelik bir halatı kendilerine şablon yaptılar. Harflerin yüksekliği 33'er metreydi. Şafak vakti işleri bitti. Sahaya indiler ve eserlerini seyrettiler. Yazıyı yatay bir şekilde yazmışlardı ve yazı yukarıdan görünmüyordu.

O yazı ki, bugüne kadar ayakta kaldı. Ne darbeler gördü, ne baskılar, ne zulümler. O statta topladılar öğrencileri. O statta işkence yaptılar. O yazıyı silmek için her iktidar uğraştı.

Ama o gün bugün silinmedi. Çünkü yürekten yazılmıştı.

Boya maddesinde nasıl bir kimyasal bileşim kullanılmışsa, ne kadar boyanırsa boyansın, o yazı sadece renk değiştirmiş, gene kendini göstermiştir. Önceleri kırmızı renkli, sonrasında yapılan işlemlerde siyah, şu an ise beyaz renktedir.

13.000 kişilik o stad, Ortadoğu Teknik Üniversitesi'nin "Devrim Stadı" oldu. ODTÜ'lüler her yıl mezuniyet törenini engellere rağmen orada yaptı. Bahar şenliklerinde mumlarla “yankee go home” yazdılar. Sonraları yazı okulun bir simgesi haline geldi.

Geçen sene de gelenek bozulmadı. Güvenlik gerekçesiyle mezuniyet töreni iptal edilmişti.

Ancak resmi törenin yapılmadığı mezuniyeti öğrenciler, akademisyenler ve mezunlar düzenleyip gerçekleştirdiler.

Hani Adnan Yücel diyor ya:

‘Ey her şey bitti diyenler

Korkunun sofrasında yılgınlık yiyenler.

Ne kırlarda direnen çiçekler

Ne kentlerde devleşen öfkeler

Henüz elveda demediler.’

Aynı böyle....”