On dört Temmuz
 Bin dokuz yüz elli dokuz
 Musul Ülkesi’nde bir Türkmen boyu
 Vay olmazı olaydı
 O Temmuz ayı*
Evet, olmaz olaydı o kanlı Temmuz ayı! O gün Türkmen kardeşlerimin kanlarının oluk oluk aktığı kara bir gündür. Bin yıldan beri Irak’ta varlık gösteren Türkmenler, Birinci Dünya Savaşı’ndan sonra Türkiye’den koparılmışlar ve İngiliz mandası olarak ihdas edilen Irak Devleti’nin vatandaşları olmuşlardır.
Her türlü mahrumiyet içinde varlıklarını günümüze kadar sürdüren Türkmenler, çeşitli yönetimler tarafından zaman zaman soykırımlarına maruz kalmışlardır. 1924, 1939, 1946, 1959, 1980 ve 1991 yıllarında Türkmenler unutulması mümkün olmayan acılı günler yaşamışlardır. Bunların arasında 14 Temmuz 1959 tarihinde Kerkük’te meydana gelen soykırım, Türkmenlerin yaşadığı en büyük facialardan biridir.
Tarihe ‘Kerkük Katliamı’ olarak geçen bu soykırımda, insanlık dışı vahşetler yaşanmıştır. Irak’ta cumhuriyetin ilanının birinci yıldönümünde kutlama şenliklerine katılmak gayesiyle çoluk-çocuk, genç-ihtiyar, kadın-erkek bütün Türkmen halkı, millî giysileri ile sokağa çıkmışlardı. Ancak törenin başlaması ile birlikte, gözü dönmüş caniler, silahsız olan Türkmenlere saldırıya geçmişlerdi. Silahların patlaması ile birlikte, sinsice hazırlanmış korkunç bir soykırım planını sahneye koymuşlar ve 36 Kerkük Türkmen’i şehit etmişlerdir.
Peki, ne idi bu katliamın öncesi;
14 Temmuz 1958’de Abdüsselam Arif ve Abdülkerim Kasım’ın başını çektiği ordu içerisindeki muhalif hareket, başbakan Nuri Said hükümetine karşı bir darbe girişimde bulunmuşlardır. Irak’ta krallık dönemine son verirken, askeri cunta yönetiminde cumhuriyet ilan edilmiş ve krallık rejiminin önde gelen lider ve siyasetçileri hapse atılmış ve idam edilmiştir. Ancak yeni yönetim içerisinde de uluslararası ve bölgesel etkileriyle Arap milliyetçileri ve komünistler arasında da bir mücadele meselesi olmuştur. O dönemde komünist görüşe yakın olan Abdülkerim Kasım’ın önderliğindeki Irak Devrim Hareketi tarafından yapılan ihtilal sonrası, çıkarılan genel afla birlikte krallık rejimine karşı çıkan pek çok Iraklı ülkelerine geri dönmüşlerdir.
Bunun yanında Türkmenler de cumhuriyetin getireceği yeniliklerle umutlanmıştır. Lakin bu umut kısa sürmüş ve yeni yönetimin çıkardığı anayasa Türkmenleri göz ardı etmiştir. İhtilalden sonra çıkarılan anayasa Türkmenlere yer verilmezken, Irak’ın Arap ile Kürtlerin ortaklığında yeni bir anayasa kurulmuştur. Bu durum Irak’taki Türkmenlerin yaşamını sınırlandırırken, Türkmen bölgelerine yapılan baskı, artmaya başlamış ve haytalarını daha çok zorlamıştır. Özellikle Abdülkerim Kasım’dan destek alan Kürt gruplar başta Kerkük olmak üzere, diğer Türkmen bölgelerindeki faaliyetlerini de arttırmıştır.
Bu süreç içerisinde geçen ilk yılın ardından Irak’ta cumhuriyetin ilanının birinci yılının Kerkük’teki kutlamaları sırasında, Türklük adına en acı günlerden biri olarak ifade edilebilecek elim olaylar yaşanmıştır. Birçok Türkmen katledilmiş, evleri yakılmış, yıkılmış, Türkmen aydınları tutuklanmış ve Türkmen halkı tamamıyla 3 gün süren acı hayatı yaşamıştır.
Tarihin şiddetle anılan yıllarına bir not olarak düşülen bu olay, Irak’taki Türk kimliğinin geleceğini etkileyen en önemli olaylardan bir olarak nitelendirilebilir. Bu olayla birlik Türkmenler daha kapalı bir toplum haline gelirken, yapılanların cezasız kalması ya da göz ardı edilmesi, Türkmen halkının devlete olan inancını azalttığını ifade etmek mümkündür.
Kerkük’te katliamı yapan Araplar ve Kürtler, Kerkük Kalesinde bir ayaklanma olmuşundan Kasım’a haber vermişler. Türkmenler silaha sarılmış ve etrafa terör esmekteler diyerek Kasım’a ve devlete yanlış bilgi aktarmışlar. Bu yalanı açığa çıkarmak için Kerkük Türkleri’nin çok sevdikleri Albay Abdullah Abdurrahman devreye girer. 1959 yılında Kerkük Katliamından mucizeyle kurtularak, Türkmen Tazehurmatu bölgesi yoluyla Bağdat’a General Abdülkerim Kasım’a gizli bir şekilde ulaştıktan sonra, Kerkük’teki katliam durumunu Kasım’a anlatı. Türkmen felaketinin son vermek için Kasımı ikna ederek devletin müdahalesini sağladı. Yani, Abdülkerim Kasım’a olan durumu bütün detaylarıyla tek tek gerçekleri aktardı. Bunun üzerinden Abdülkerim Kasım bir bildiri yayınlayarak, katliamı durdurtmuştu. Türk Milleti’ni soykırımla suçlayanlar acaba Kerkük Türkmen katliamını hatırlayacakları mı, Türk Milleti’nde özür dileyecekler mi? İnşallah dünyanın her yerinde katliamlar ve ölümler olmaz ve de savaş yerine barış hâkim olur!..
……………
Irak derler
Irak derler
Derdime firak derler
Diyerem men “Türkmen’em”
“Bu sözü bırak” derler*
Nur içinde yatın can kardeşlerim! Türkmenler sizden sonra da acı çekti; acı çekmenlerine tek sebep ise sizleri ve milletlerini unutmayıp hala  “Türk menem” demeleriydi!...
*N.Yıldırım Gençosmanoğlu