Bugünkü (29/12) bir gazete futbol Türkiye Süper Kupa Maçının Riyad'da oynanmasının nedenlerini sıralamış.

Veliaht Prens Muhammed Bin Selman "Riyad’ı Ortadoğu’nun çekim merkezi yapmak" istiyormuş. "Riyad tam anlamıyla Suudi Arabistan’daki toplumsal dönüşümün laboratuvarı durumundaymış."

İsmi geçen Veliaht Prens Muhammed Bin Selman, 2 Ekim 2018 günü muhalif Suudî Gazeteci Cemal Kaşıkçı'yı İstanbul'daki Suudî Arabistan Başkonsolosluğu'nda keserek parçalara ayırarak yok eden ekibe "Kaşıkçı'yı" öldürün, yok edin" emrini verdiği  bildirilmiş olan Prens'tir.

Sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan İstanbul'da Suudî Arabistan Başkonsolosluğu'nda işlenen cinayetten sonra kaleme aldığı ve Washington Post Gazetesi'nde yayımlanan makalesinde "Cemal’in katledilmesi emrinin Suudi hükümetinin en üst makamlarından geldiğini de iyi biliyoruz" demişlerdi.

O zaman bu olayı "Suudî Arabistan'ın Türkiye'ye yaptığı bir saygısızlık; Türkiye'ye bir hakareti olarak" değerlendirmiştik. Daha sonra bütün gerçek suçlular ortaya çıkarılmadan ve cezalandırılmadan Türkiye'nin Suudî Arabistan ile yeniden normal ilişkiler içine girmesini doğru bulmamıştık.

Atatürk'ün "en büyük eserimdir" dediği Türkiye Cumhuriyeti'nin 100'üncü yıldönümündeki   Türkiye Süper Kupa Futbol maçının Atatürk'ün yarattığı aydınlıktan kaçarak karanlıklar içinde kalmayı tercih bir ülke olan Suudî Arabistan'ın Başkenti  Riyad'da oynanması kararını da  içime sindirememiştim.

Suudî Arabistan'ı yöneten kabile yerin neredeyse 1 metre altından kolayca çıkarılan petrolün parasıyla belki en son teknolojiyle de donatılmış ruhsuz sun'i bir şehir yaratmış olabilirler. Ama bu gece Türkiye'de ve Türklerin yoğun olarak yaşadığı Avrupa'da milyonlarca futbolsever TV başında heyecan içinde toplanmışken, maçın iptaline yol açan skandal tutuma sebebiyet veren Ortaçağ zihniyetinden henüz kendilerini kurtarabilmiş değillerdir.

Suudî Arabistan makamlarının davranışı için  "dostane değildir" demek hafif kalır. Konuyla ilgili haberlerden maç başlamadan İstiklâl Marşı'mızın okunmasına dahi karşı çıktıklarını anlıyoruz.  Futbolcuların  sahaya çıkarken göğüslerinde ATATÜRK portresi olan tişört giymelerine, "Yurt'ta Sulh, Cihanda Sulh" posteri taşımalarına izin vermemişlerdir. Türk Milleti'nin değerlerine saygısızlık etmişlerdir.

Bu olaya sebebiyet verenleri kınıyorum. Gereken dersleri çıkarmamızı diliyorum.

Suudî Arabistan'ın sebep olduğu skandallar karşısında boyun eğmeden maçı oynamaktan vazgeçen Fenerbahçe ve Galatasaray Başkanlarını, yöneticilerini ve değerli futbolcuları kutluyorum.