Ekranlara baktığımda hiçbir seçim öngörüsü tutmamış kişilerin seçim yorumlaması Cumhur İttifakı paydaşlarının seçim öncesindeki yanlış aday tercihleriyle eş değer bir hata. 20 Şubat tarihinde yazdığım yazıda İstanbul haricindeki tüm öngörülerimin gerçeğe yansımasının rahatlığıyla yazıyorum bu hafta.

Tek partili dönem haricinde CHP’nin ülke genelinde bu kadar hâkim olarak kazandığı başka bir seçim hatırlamıyorum. Enteresan bir seçim süreci ve seçim sonucuyla karşılaştık. Bir tarafta devlet olarak yapılan tüm iyi işleri kendisine mal eden Ak Parti adayları, diğer tarafta ise tüm samimiyetiyle sahaya inen CHP’li adaylar. Buna göstermelik diye bilirsiniz ancak bu seçimin anahtar kelimesi samimiyetti. Bunun en güzel örneğini Güngören Belediye Başkanı Bünyamin Demir. Murat Kurum yüzde 39 oy alırken, Demir yüzde 50 oy aldı. Cumhur İttifakı özellikle Ak Parti adayları samimiyetin ve tevazunun yerine kibri, hor görmeyi, ötekileştirmeyi tercih ettiler. Bunun en güzel örneğini ise Ankara’da yaşadık. Turgut Altınok aday gösterildiğinde Polatlı’ya 150 çakarlı arabayla giderken, Mansur Yavaş üç ya da dört arabayla seçim sürecini yürüttü. Keçiören’de dokuz yıl Ak Parti ilçe başkanlığı yapmış Zafer Çoktan aday gösterildiğinden sonra sadece pazarları dolaşırken rakibi Mesut Özarslan adım adım Keçiören’in sokaklarını gezdi. Sonuç ortada. 20 Şubat’ta yazdığım yazıda Turgut Altınok’un Keçiören ve Bala haricinde hiçbir Ankara ilçesinde seçim kazanıp başkan olmayacağını söylemiştim. Şimdi bu iddiamı güncelliyorum. Altınok artık Ankara siyasetinden silinmiştir. Bir Keçiörenli olarak dokuz yıl İlçe Başkanlığı yaptığı halde seçimi kazanamayan ve kazanamadığı gibi 50 bine yakın fark yiyerek seçimi kaybeden Zafer Çoktan için söylenecek tek bir kelime dahi bulamıyorum.
Özelden çıkıp genele geldiğimiz zaman Ak Parti neden kaybetti sorusunun parametrelerini alt alta yazalım.

Ekonomi. Tencerenin sallayamayacağı hükümet yoktur sözü tezahür etti. 2019 yılı sonrasında hızla eriyen alım gücü artık vatandaşların geçinememe problemine döndü. Gelir gider arasındaki uçurum fark seçim sonucuna direk etki etti. Emeklinin durumu ortadayken, memurla didişip 3600 konusunun gündemin dışına atılması, askeri ücretlinin yok sayılması da seçimin sonucuna damga vurdu.

Yanlış aday tercihleri ve adayların sahadaki davranışları. Aslında bu sorun Ak Parti’nin genel sorunu haline geldi. Parti içindeki ahbap çavuş ilişkisi liyakati, ehliyeti, adaleti ve samimiyeti bitirme noktasına geldi. Vatandaştan uzak, seçmenden bihaber olan başkan adaylarının sahadaki tutumlarına karşılık halk “bana aday diretemezsin” cevabı verdi. Yapılan anket sonuçları, kamuoyu araştırmalarını kaldırıp bir kenara koyan Ak Parti Genel Merkezi dersini almazsa Anavatan Partisinden daha hızlı bir çözülmeyle karşı karşıya kalabiliriz. Önceki yazımda Bursa, Yozgat, Kırıkkale ve Şanlıurfa için uyarı yapmıştım. İzmir’de Hamza Dağ’ın yükseleceğini de söylemiştim. Ankara’daki aday dayatmaları sonrasında Çamlıdere de bağımsız aday Âdem Ceylan seçimi kazandı. Buna paralel olarak anketlerde birinci çıkan, kamuoyu araştırmalarında birinci çıkan on yıl Keçiören Belediye Başkanlığı yapmış Mustafa Ak’ın görmezden gelinmesi 89 sonrasında Keçiören’in kaybedilme sebebidir. Kıt kanaat ay sonunu getiren vatandaşı dinlemek yerine onlardan oy istemeye korumalarla, medya ordusuyla, çakarlı arabalarla giderseniz bu sonucu alırsınız.

Ak Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’a akıl verecek değiliz. Ancak önlem almazsa çok hızlı bir çözülme yaşanabilir. Bunun içinde seçim sürecine külliyeden dahil olanlardan başlayıp, Ak Parti Genel Merkezindeki karar vericileri, teşkilatlanma sorumlularını, il ve ilçe yönetimlerini acilen değiştirmesi gerekmektedir. Aslında yaptığı balkon konuşmasında geçmiş dönem seçim müziğini koyarak, yanına parti teşkilatından kimseyi almayarak bunun sinyalini verdi.   

Seçimin bir diğer kaybedeni İyi Parti genel kurul kararı aldığını zaten duyurdu.
Ankara’da beş seçime girdiği beş ilçenin hiçbirini kazanamayan MHP’de teşkilatın sorgulanması elzem hale geldi. Bunlar seçimde hüsran yaşayanlar, şimdi kazananları konuşalım.
CHP, gerçekten kimsenin hatta genel merkez yönetimin dahi beklemediği bir sonuçla seçimi kazandı. Mustafa Bozbey, Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş bu seçimin mimarları olarak karşımıza çıkıyor. Ankara’da yaşayan biri olarak şunu söyleyebilirim. Mansur Yavaş bu seçimin mutlak kazananıdır. Bu zamana kadar hep ana muhalefet olan CHP’nin sınavı şimdi başlıyor. Ekrem – Özgür – Mansur üçgeninde neler yaşanır hep beraber göreceğiz. Ama bir öngörü de bulunmak gerekirse Ekrem İmamoğlu, Mansur Yavaş’ın parti içinde güçlenmesini istemeyecektir. Bunun sonucu olarak Mansur Yavaş ve belirlediği ilçe adaylarının genel seçimler öncesi merkez sağda bir partide görme ihtimalimizi arttırabilir.
Çok üzerine gidilmesine rağmen bildiğinden yaşmayan Yeniden Refah Partisi yerel seçimin üçüncü partisi olmuştur. Kendileri için büyük bir adım olarak değerlendirilebilir. Geleceği kurgulama noktasında bu kadar yara almışken merkez sağda istikrarlı bir büyüme yaşayacağını düşünmüyorum. Eriyen bir Ak Parti, tükenme noktasına gelen bir MHP, bitmiş bir İyi Parti profili varken merkez sağda sessiz ve derinden ilerleyen Yavuz Ağaralioğlu 2028 öncesinde merkez sağı toparlayan ve Erdoğan sonrasında siyasete yön veren kişi olarak karşımıza çıkabilir.

Seçim bitti, geçim derdi devam ediyor. Şayet hükümet bu gidişe dur diyecek adımları atmazsa erken seçim kaçınılmazdır. Bir diğer yandan da ekonomi iyiye gider, Ak Parti özüne dönerek vatandaşa dokunmaya başlarsa bu sefer Erdoğan erken genel seçim kararı alabilir. Şimdi gözümüz ve kulağımız anayasa değişikliğinde. Bu süreç bize seçimlerin erkene alınacağı mı yoksa zamanında mı yapılacağını gösterecektir.
Sözün özü seçim sonuçları vatana millete hayırlı olsun.

Haftaya ömür vefa ederse buradayız efendim.