İki lider bir fikir olarak, tüm partilileri hatta parti yönetimi ve AKP karşıtı muhalefet olan halk adına karar verdi. Sonuç, “siz bilmezsiniz, en doğruyu biz bilir ve karar alırız.” Ne diyelim ki, ileri demokrasi bu olsa gerek.
Birileri için alanlarda, “diktatör” diye seslenen ana muhalefet parti lideri ne yazık ki daha iktidar olmadan aynı yöntemi uygulamakta. Dayatma…
İktidar partisinin vekillerini, sadece oylamada parmak kaldıran, parmak indiren diye (öyle ki olup-bitenden asla habersiz.) nitelendirirken, kendi vekillerine konuşma yasağı getirerek, ihraç tehditleriyle ürkütmekte. Ve ne yazık ki sürü psikolojisini kendi seçmenlerine uygulamakta. Ne diyelim ki, ileri demokrasi bu olsa gerek.
Çok açıktır ki, artık ana muhalefet partisinin çizgisi “merkez sağ” olarak belirlenmiştir. Kaderci bir anlayışla veya, “halk böyle istiyor” sonuç belirlemesi içinde bulunan büyük çoğunlukta bu yeni çizgiye itiraz etmemekte. 
Öyle ki, çatı adayının laikliği konusunda kafasının net olduğunu söyleyen yani dayatmaya onay verenler, cumhurbaşkanı adayının konuşmasını Fatiha süresiyle açmasına dahi tepki vermiyor. Tam tersi dini bütün bir aday olarak alkış bile tutuyor. Tanıdıkça seveceğiz ya…
Kabullenmek en kolay olanıdır. Karşı çıkanlara kara çalmaksa daha da kolaydır. Çünkü mücadele zordur.
Biliyorum, artık bu satırların hiçbir hükmü yok. Sonunda insanlar kerhen de olsa çatı adayına oy verecektir. Ancak bilinmeli ki, her iki hem fikir muhalefet lideri, kendi ipini de çekmiş bulunmaktadır. Çok değil bir yıl sonra, genel seçimler var.
Yetmez ama evet’çiler liberallerdi. Eski solcu yeni merkez sağa kayanlardı. Vitrine kanarak bu oyuna eşlik ettiler.
Şimdi de değişen bir şey yok. İtirazsız bu dayatmaya onay verenler, alanlarda olmayanlardır. Yani demokrasi mücadelesini sadece sandıkta sananlar. Tanımadan seçtiği vekillere, parti liderlerine tam yetkiyi verenlerdir.
Bence maç çoktan bitti. Sadece uzatmalar oynanmakta. Sanıyor musunuz ki, ekmek için Ekmeletin bey, seçildiğinde iktidar partisi kararlarını veto edecek? Adam söylüyor, “benim AKP ile bir kavgam yok. Erdoğan son on yılın dünya lideri.” Ee, daha ne söylesin ki… Anlayana… 
Ve devam ediyor, iftar sofralarından AKP seçmenlerine seslenerek, “var olan istikrardan memnunsanız gene devamını isteyebilirsiniz.” Bu seslenişin meali, ülkemizde istikrar vardır. Bu konuşma, şimdiden genel seçimler için bir yatırımdır.
Dedim ya, artık bu satırların bir hükmü yok. Adayların resmi açıklaması olana kadar yapılması gerekenler yapılmalıydı. Yazık ki bu dayatmaya onay veren büyük çoğunluk, gezi direnişinde sokaklara dökülen onca vatansevere de ihanet etmiştir. Ölen onca gencimize de…
Ve en acısı, aslanlı yola ihanettir bu…
2015 genel seçime şunun şurasında bir yıl kaldı. Bugün PKK’ya resmiyet kazandıran, siyasi muhalefet olma hakkını veren ve terör örgütü olmaktan çıkarılan çözüm yasasına CHP onay vermiştir. MHP de sessiz kalarak zaten tarafını belli etmiştir. Sessizlik, bir anlamda çaresizliğin onayıdır. 
Neyse, şükürler olsun. Öcalan CHP-AKP-BDP’ye sonsuz teşekkürlerini yollamış.