İktidar çatı adayı hakkında tek bir kelime söylemiyor. Sus-pus… Söylenen sadece çatının eleştirisi. “temel yok ki çatı olsun” gibi…
Çünkü çatı adayı AKP’ye çok yakın bir isim. Çünkü AKP 2007 yılında aynı ismi cumhur adayı göstermek istemiş.
Diyelim ki, AKP adayı seçimi kaybetti. Sonuçta sadece isim değişir. Hedef asla değişmez.
“İslam Konferansı Örgütü (İKÖ) Genel Sekreteri Ekmeleddin İhsanoğlu!” 
İsmi gökten zembille inen bu çatı adayı, bana ve birçok yorumcuya göre, planın bir parçasıdır. 
Şimdi sormak istiyorum. Ortadoğu’da bu kadar kan akıtılırken, başlar kesilip, insan ciğerleri yenilirken, insanlar mezhepleri nedeniyle katledilirken, kadınlar toprağa gömülüp, taşlanarak öldürülürken bu örgüt ne dedi? Ve bu örgütün genel sekreteri ne yaptı?
AB’nin Şeriat konusu içinde yer alan “recm” ve benzeri ceza uygulamalarını “insanlık dışı” diye nitelendirerek sert çıkışı karşısında, bu örgüt bu kınamaya karşılık, “ÜLKELERİN İÇ İŞLERİNE KARIŞMAK” olarak nitelendirmedi mi? Bu nitelendirme, şeriat düzenine onay vermek olmuyor mu?
İhsanoğlu, pek konuşmuyor. Gözlemlediğimiz konuşmalar hep ikili. Bizlere yansıtılan konuşmalardan elde edilen sonuç ve özetler. Tabi şimdilik. Kim bilir, belki de Kılıçdaroğlu’nun dediği gibi tanıdıkça seveceğiz. Hani derler ya, nikahta keramet vardır…
Bir kişi öğretileni yani inanmadığını konuşunca muhakkak konuşmanın bir yerlerinde hata yapar. Tıpkı İhsanoğlu gibi…
Basına iki paragraf konuştu, Atatürk’e mesele dedi... 
Cumhuriyet Gazetesi Ankara temsilcisi Utku Çakırözer’e dert yanan çatı adayı; “Türkiye artık modern bir toplum haline döndü. Demokrasisini daha iyi noktaya çıkarmak için büyük çaba içinde. Ben de günümüz meselelerini bu çerçeve içinde ele almanın en doğru yaklaşım olduğuna inanıyorum.” demiş.
Bu sözler bana çok aşina. Hemen hemen Erdoğan’ın her mitinginde söylediği sözlere çok benzemiyor mu? Hatırlatayım, hani hep konuşuluyor ya, “ileri demokrasi” işte tamda aynısı…
Babasını met ederek dertleşmeye devam etmiş çatı adayı, ”Babam da benim gibi siyasete uzak durmak isteyen bir kişiydi. İstiklal Marşımızın şairi Mehmet Akif’in en yakın arkadaşıdır babam. En güvendiği insanlardan biridir. Ülkesini seven, Anadolu’yu duyunca gözü parlayan biriydi babam.” 
Hatırlatayım; Osmanlı’nın son Şeyhülislamı Mustafa Sabri Efendi de soluğu Mısır’da alanlar arasındadır. Kuvayı Milliyeciler için idam fetvaları ondan çıkar ve Yıldız Sarayı’nda Vahdettin başkanlığında toplanan Meclis-i Âlî’de Sevr anlaşmasının kabul edilmesi yönünde görüş bildirenlerin başında gelir. 
Mehmet İhsan Efendi’nin bir ilginç özelliği de Mısır’da Haber Türk’ün “Alo  Fatih”i Fatih Saraç’ın babası Mehmet Emin Saraç ve İngiliz Muhipler Cemiyeti kurucusu; Sevr Antlaşması’nın imzalanması ile Boğazlıyan Kaymakamı Kemal Bey’in idamına fetva veren; Kurtuluş Savaşı’na karşı çıkan eski Şeyhülislam Mustafa Sabri ile yakın arkadaş olması. Öyle ki, mezarları dahi yan yanadır.
Sonuç; baba oğul değil siyasete uzak kalmak tam da göbeğindeler, biline…