Bizi biz yapan algımız, algımızı çerçeveleyen ise geçmiş deneyimlerimizdir. Elbette  öğretmenlerimizden, ebeveynlerimizden ve yakın çevremizden öğrenerek yetişiyoruz ama en çok kendi deneyimlerimiz bize yol gösteriyor hayatta. Kimisine alışkanlık desek de  tüm davranışlarımız, tepkilerimiz, algımız öğrendiklerimize dayandığına göre hepsini yeniden öğrenip farklı şekilde yapabilmek bizim elimizde. Yeter ki değişimi ve daha iyisini hedefleyelim, farkı farkedelim ve kendimize zaman verelim.
Deneyim dediğimiz şey sadece olup bitiveren, yaşanıp “geçmişler kütüphanesi” diye bir daha geri dönüşü olmayan bir dehlize yerleştirilmiş bir zaman dilimi değil aslında. Yaşadığımız her anda, yaptığımız herşeyde az yada çok sonraki yaşamımızı etkileyecek kararlarımıza ışık tutacak kodları “gizli ama önemli bilgiler rafı”na koyuyoruz zihnimizdeki kütüphanede. Hangisinden neyi oraya kaldırdığımız ve hangi gelecek deneyimde karar alırken hangisini kullandığımız bizde gizli. Özellikle geliştirmek ve değiştirmek istediğimiz davranışlarda ve konularda bu gizi çözümlemek için kendimize doğru soruları sormamız, kodumuzu keşfetmemiz gerekiyor sadece.  
İşte bu noktada devreye NLP (Neuro Linguistic Programming) giriyor. Çünkü NLP, sinir sistemi ve iletişim dili (konuştuğumuz dilin yanı sıra vücut dili, davranışlarımız ve tepkilerimiz) nin yeniden programlanarak insan algısının değiştirilebileceğini ve zenginleştirilebileceğini savunuyor. Hayatımızdaki tüm tercihlerde hatta aile-iş-arkadaş ilişkilerimizde verdiğimiz tepkiler ve davranışlarımız belli bir algıya dayanır. Bu algıyı sinir sistemimizin bir uzantısı olarak duygularımız (beş duyumuz ve hislerimiz) belirler. O nedenledir ki aynı olayı aynı anda yaşayan iki farklı insan, iki farklı deneyim edinir. 
Varsa eğer kardeşinizi düşünün.  Aynı evde, aynı ebeveynlerle, aynı kurallarla, belli bir yaşa kadar aynı yemekleri yiyerek büyüdünüz. Ama belki de istemli olarak davranışlarınızı ve kendinizi ifade etmeye başladığınız ilk günden beri hayatı bambaşka yorumluyorsunuz.  İyi tanıdığım tek yumurta ikizi kardeşler var. Belli bir yaşa kadar bire bir aynı kıyafetleri giydiler, evdeki diğer tüm koşulları tahmin edersiniz, herşey aynı... Eğitim hayatları boyunca aynı okul ve hatta sınıfı paylaştılar. Orta halli bir ailenin çocuğu olarak dünyaya gelmişlerdi. Büyük bir talihsizlik sonucu üniversite sınavının hemen ertesinde babaları işyerinde kalp krizi geçirerek hayatını kaybetti. Neyseki firmanın sahibi çocukların eğitim hayatları boyunca onlara burs verdi. Başsağlığı için ziyaretlerine gittiğimde Nazlı, “Hayatımız boyunca talihsizlikler yakamızı bırakmadı. Hep kıt kanaat bir hayat sürdük. Tam hayata sağlam adımlarla giriş yapacağımız sırada babamızı kaybettik, sanki onun yerini tutabilecekmiş gibi para veriyorlar.” dedi. Aslı hemen söze karıştı: “Annem ve babam tüm yaşamlarını bize adadılar, imkanları dahilinde yapabileceklerinin en iyisini bize sağlamak için ellerinden geleni yaptılar. Babam vefat ettiğinde sadece tazminat verip, bize de başsağlığı dileyerek konuyu kapatabilirledi ama bizim eğitimimizi onun ölümünden ayrı değerlendirip bize fon sağladılar. Bu sayede daha iyi koşullarda iş sahibi olabilmek için üniversite eğitimini tamamlamamızı garanti ettiler. Elbette babamın kaybının yerini hiçbirşey tutamaz, ama babam bizi hayatını kurtarmış, kendi ayakları üzerinde duran bireyler olarak görmek isterdi. Onun hayalini desteklemiş oldular. “ dedi. İkisinin hayatlarının rotasını değiştirecek bu olayı ve sonrasını ne kadar farklı algılayıp yorumladıklarını görmek dış koşulların denkliğinin duyguları şekillendirmediğini bana bir kez daha ispatlamış oldu. 
O halde hepimiz duygularımızı yönetmeyi başarabilirsek algımızı değiştirebilir, geliştirebilir, pozitif bakış açısıyla zenginleştirip farklı tepkiler verebiliriz, hem de aklınıza gelebilecek her konuda. Kişisel gelişim ve başarı insanın kendi iç dünyasına hükmedebilmesi ve kendi davranışlarının kodlarını çözümlemesiyle mümkün. Haydi bugünden itibaren deneyimlerinize ve hayatınıza başka bir pencereden bakmaya, davranışlarınızın altında yatan öndeneyimi sorgulamaya ve kendinizi, tepkilerinizi, duygularınızı geliştirmeye başlayın.
Keyifli keşifler!