Hepimizin ortak derdi aynı: Gelecek. 
Ne olacak, ne yapacağız, nerede yaşayacağız, geçimimizi nasıl sağlayacağız, nerede yaşayacağız, sağlığımız yerinde olacak mı, çevremizde kimler olacak, çalıştığımız alanda iş kolları nasıl dönüşüp değişecek, çocuklarımıza ne öğretmeliyiz ki gelecekle başa çıksınlar? Gelecekle ilgili o kadar çok soru var ki cevaplanması gereken... İçlerinde cevaplayamadığımız çok şey gizli, ama şu an yapabileceğimiz bir tek şeyi işaret ediyor hepsi: Gelecekteki bilinmeyenler için YATIRIM yapmalıyız. Herkesin aklına yatırım deyince finansal yatırım geliyor değil mi? İmkanları dahilinde herkes mali olarak çeşitli yatırım araçları kullanarak elinden geleni yapıyor. Güzel... Peki gelecekte ihtiyaç duyacağımız en önemli şey nedir hiç düşündünüz mü? 
Bir yatırım aracı olarak kendinizi düşünseniz ve ilişkilerinizi? Kendinize yatırım yapsanız, hem kendinizi hem sevdiklerinizi sevindirseniz? Profesyonel kariyerinize yaptığınız yatırımdan bahsetmiyorum. Zamana, enerjiye ve davranışlarınıza yapılabileceğiniz yatırımları kastediyorum. Bilinmeyen bir geleceği çekici ve merak uyandırıcı kılan temel unsurlardan biri sevgileri ile bizi  donatacak yakınlarımız değil midir? Kendinize ve ilişkilerinize bu açıdan baktığınız takdirde kendinizi daha yakından inceleme fırsatı yakalayacak ve kendinizi de ilişkilerinizi de farklılaştıracaksınız.
Gerçekten ne istediğinizi ve nasıl istediğinizi kendinize sormakta işe başlayın. Nasıl biri olmak istiyorum? Öyle biri olmayı neden istiyorum? Şu an öyle biri olmama engel olan neden(ler) nedir? Ben kendimi istediğim şekilde değiştirdiğimde bu benim dışımda kimleri nasıl etkileyecek? Bu değişiklikleri yaptığımda ne kazanacağım/kaybedeceğim? Tüm bu sorulara vereceğiniz yanıtlar gerçekten istediğiniz şeyi tam olarak tanımlamanızı sağlayacaktır. Ardından yanıtını bulmanız gereken soru ise şu: Bugün kendiniz ve ilişkileriniz için yaptığınız şey(ler) isteğinize ulaşmanıza katkıda mı bulunuyor yoksa sizi on(lar)dan uzaklaştırıyor mu?
Evli ve çocuklu yaşama adım attıktan sonra birçok erkek göbeklenir, hanımlar doğum ve emzirme dönemi ardından hedefledikleri ölçülere indiklerinde de hayıflanırlar. "O doğum yapıp kurtuldu, benim göbek aynı kaldı" diye. Bu serzeniş de göbek de yıllarca artarak devam eder. Geç yaşta ebeveyn olan Murat tam da bu durumdaydı. Sürekli oturarak uzun saatler boyunca çalışması gerekiyordu, işle ev arasında trafikte kaldığı uzun saatler boyunca bile uluslararası telefon görüşmeleri yapmak zorunda olması fiziksel olarak onu etkiliyordu. Bir gün eşiyle çocuklarının geleceği konusunda konuşurlarken eşi, "Çocuklar yirmili yaşlarına ulaşana dek onlarla olmak zorundayız" dedi. Birden Murat'ın kafasında bir şimşek çaktı. Bu onsekiz yirmi yıl daha sağlıklı olmak demekti. Finansal olarak değerlendirdiğinde işini değiştiremezdi ama onun dışında kalan yaşam şeklinde düzenlemeler yapabilirdi. Önce abur cubur atıştırma huyu olmayan eşini kopyalamaya başladı. Bununla paralel olarak kendisine bir koşu programı yaptı. Haftalık telefon ve toplantı zamanlarına göre sabahın çok erken veya akşamın geç saatlerinde sitenin içinde, güvenli yol kenarlarında gittikçe artan sürelerde koşu yapmaya başladı. Zamanla kendisi için en uygun parkuru buldu, üç ay içinde vücudu şekle girdi. Üç aydan sonra daha fazla kilo veremediğini anlayınca biraz motivasyonu bozuldu, ama yoğun iş gezileri ve toplantılara rağmen eskiye nazaran daha az hasta olduğunu farkedince bağışıklık sisteminin güçlenmekte olduğunu anladı. Hedeflediğinden daha fazlasını kazanmıştı.  Ayrıca eşi ve çocuklarına da eskiye nazaran daha fazla vakit ayırmaya başladı. Spor disiplini hayatının tüm alanlarını olumlu etkiledi. Kendisi ile ne zaman görüşsem parkurunu biraz daha uzattığından bahsediyordu, hatta en son Avrasya Maratonunu bitirmeyi başardı.
Yeni bir alışkanlık kazanmak için kendinize zaman tanıyın. Bu zaman zarfında yatırımınız yavaş yavaş gelişecektir.  Finansal bir yatırım yaparken, bunun ilk maliyetini ve zaman içindeki olası getirisini bilmek istersiniz değil mi? Hadi şimdi sorun bakalım kendinize, yaptığınız yatırıma değiyor mu? Değmiyorsa başka türlü nasıl yapabilirsiniz?
Bol kazançlar! En çok da sevgiden yana!