Toplumlar zaman içerinde oluşan etkileşimle ve o etkileşimlerin doğurduğu tecrübelerle kazanım sağlarlar. Bir toplumu tanımak isteyen daha dışarda trafiğine bile bakarak doğru çıkarımlarda bulunabilir. Kişiler kendilerine duyduğu sevgi ve saygı doğrultusunda dış dünyaya kendilerini gösterecektir.

Bu anlamda en net kanıt İstanbul trafiği olabilir. Gecesi ayrı güzel olan bu şehir, Türkiye’nin kalbinin neredeyse attığı noktayı oluşturmakla beraber bir o kadar da yoran ve yıpratan özelliğini de insanların üzerinde açık bir biçimde göstermektedir.

Kurallarla çözülecek gibi görünen problemlerin kaynağında, saygı ve adabın yattığı çıplak gözle bile açıkça görünmektedir. Sorun şu ki içindeki kinin üstesinden gelemeyen birey; bir kornayla bile katil olabilir. Öfke kontrolü noktasında yeterliyse seyahati ne kadar zor geçerse geçsin; yolun sonuna huzurla varacaktır.

İnkâr edilmeyecek diğer husus ise gerek gürültünün gerekse kalabalığın insan ruhunda ve zihninde zaman içerisinde hasar bıraktığıdır. İstanbul nüfusu 2023 itibariyle 16 milyonu geçmekle karşı karşıya! Bu kadar yoğun kalabalığın, sürekli alının göçün tabi ki bir noktada hasar bırakması bekleniyordu. Ancak aynı zamanda da doğru kurulan iletişimle de çözüme ulaştırmalıydı.

Uzmanların bu denli yoğunluğun insanlar üzerinde bıraktığı etkinin, ruhsal bozukluk olduğuna birçok yerde denk gelmişsinizdir. Oldukça haklı bir açıklamadır. En net ispatı da, insanların stresle karşı karşıya kalması durumunda beynin bunu bir uyarı ya da tehdit olarak algılamasına ortam hazırlar. Bu durumda ise insan vücudu adrenalin ve kortizol salgılar. İşte asıl tehlikenin başladığı nokta budur. Çünkü beyin savaş ya da kaç komutu vermektedir.

Beynin programlama sistemine duyduğum hayranlığı tekrar dile getirmem, bu noktada abartmamış olurum sanırım. Çünkü bu bilgi sizde de aynı etkiyi bırakacak diye düşünüyorum. Az önce bahsettiğim kortizol hormonu salgılanması durumunda beyin iyi muhasebe etme yönünü kilitler. Kötü muhasebe yönüyle bireyin daha da saldırgan olmasını sağlar.

Tüm bu tehditleri algılayan biri sizce nasıl baş edebilir? Bu noktada öneri sunacak olursam. Kesinlikle size ilk olarak saldırgan davranışlı kişilere karşılık vermemenizi, öfke krizi geçiriyorsa; göz temasından kaçınmalısınız. Hayatınızın önemini hatırlamanızı, nezaketi bırakmamanızı, seyahatiniz süresinde sakin müzikler tercih etmenizi, empati duygunuzu kaybetmemelisiniz. Kimle muhatap olduğunuzu bilmediğinizi hatırlamanızı, güvenli bir seyahat için çaba sarf etmenizi ve en önemlisi yola size yeterli sürede çıkmanızı öneriyorum.

Bu biçimde hem sizde hem de sevdiklerinizde kalıcı hasarlar kalmayacak. Ayrıca gününüz daha konforlu bir hale gelecektir. Ve evinizde izlediğiniz kaza haberlerine verdiğiniz tepkiler, size verilmeyecektir.