Biz insanlar ne kadar da karmaşık canlılarız. Çözülemediğimiz gibi her geçen gün daha da düğümleniriz. Üstelik bunu kendi kendimize yaparız. Sevgi ve saygı bütünlüğüyle ilerlemek yerine elimize geçen neredeyse her fırsatta kendi kendimize sorun yaratırız. Aslında tabloya bütünüyle bakmayı denesek; birçoğunun üstesinden gelebilecek güce hâli hazırda sahibiz.

Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün tüm bunları ön görürcesine gençlerine Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kandamevcuttur!” şeklinde ifade etmişti. Gençliğe duyduğu inancını. Fazlasıyla haklıydı. Türk gençliği, güçlü ve zekiydi. Ama çalışkanlığı sorgulanmalıdır. Yine Ulu Önder Atatürk’ün "Türkiye Cumhuriyetinin, özellikle bugünkü gençliğine ve yetişmekte olan çocuklarına hitap ediyorum: Batı senden, Türk'ten çok geriydi. Manada, fikirde, tarihte bu böyleydi. Eğer bugün batı teknikte bir üstünlük gösteriyorsa, ey Türk Çocuğu, o kabahat da senin değil, senden öncekilerin affedilmez ihmalinin bir sonucudur. Şunu da söyleyeyim ki, çok zekisin! .. Bu belli. Fakat zekânı unut!  Daima çalışkan ol..."sözleri gençliğe sunduğu mirasın ne denli özümsenmesi, sahip çıkılması gerektiğinin göstergesidir.

İhmal şu hayatta en affedilemeyen gerekçedir. İhmal edilen ve ötelenen her olgu günün sonunda ağır bir külfet olarak insanlara yük olmayı sürdürecektir. Çalışkanlık ile açık ara farkla insanoğlu ilerlemeyi sürdürmenin yanında; kendi öz değerlerine de sahip çıkmayı başaracaktır.

Bakıldığında batı teknikleri,birey doğru bir bilinçte değilse geriye itecektir. 18.yy’dan itibaren Ulu Önder Atatürk ile birlikte hayatımıza yerleşen Batılaşma ciddi anlamda yol katetmemize neden olmuştur.

Türk gençlerinin bu güce ziyadesiyle sahip olduğunu defalarca vurgulayabilirim. Bizler nesillerimize neler bırakıyorsak oyuz. Bu noktada kendimize sık sık hatırlatmamız gereken husus, zamanımızı doğru ve verimli kullanmamızdır. Kararlılık ile ilerlenmesi durumunda, süreç sancısız tamamlanacaktır. Bu noktada Alman hezarfen; edebiyatçı, siyasetçi doğabilimci ve ressam olan Johann Wolfgang Von Goethe’nin "Herkes kendi kapısının önünü süpürse dünya tertemiz bir yer olur."Cümlesi de yapılacaklar listesinin en başında yer almalıdır.

Bunca emeğin karşılığını Türk gençleri azim ve kararlılığıyla göstermeli! Bunun için çok çalışması gerekiyorsa çalışmalı! Körü körüne inanmak yerine araştırıp, okuyup, sorgulamalı! Kendisinden sonraki nesle daha iyi bir Türkiye bırakmalı!