Geçtiğimiz hafta İstanbul Üniversitesi’nde Farabi Avrasya Çalışmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi’nin düzenlediği “Kemel Tokayev Devlet Adamı, Meşhur Yazar Tanınan Gazeteci” isimli uluslararası konferansa katıldık. Bu vesileyle Kazak yazar Kemel Tokayev hayatı ve eserleri üzerinde durmak isterim.

Öncelikle bu konferansı düzenleyerek Kemel Tokayev hakkında Türkiye’de bir farkındalık oluşturan Farabi Araştırmaları Merkezi Başkanı Prof. Dr. Abdullah Kızılcık’a şükranlarımı sunarım. Çünkü Kemel Tokayev bugüne kadar Türkiye’de adı hiç bilinmeyen bir yazardı. Hatta kendisi hakkında Türkçe hiçbir bilgi de yoktu. Konferansa gelmeden önce Google arama motorlarında yaptığımız araştırmada Türkçe bir bilgiye rastlamadık.

Ancak bu konferanstan sonra öyle sanıyoruz ki Kemel Tokayev hakkında internette Türkçe pek çok bilgi yer alamaya başlayacaktır. Öncelikle daha şimdiden bu konuda üç kitabın Türkçeye kazandırıldığını söyleyebiliriz. Birincisi bahsettiğimiz konferansta tanıtımı yapılan, Avrasya Yazarlar Birliği’nin Bengü Yayınevi’nden neşredilen Kazakistan Cumhurbaşkanı Kasım Tokayev’in “Babama Dair” isimli kitabı Türkçeye kazandırıldı. İkinci olarak Almatı’daki Abay Kazak Ulusal Pedagoji Üniversitesi’nin resmi sitesindeki habere göre, “Medeniyetler Dünyası” Vakfı tarafından “Gece Sıkılan Kurşun” ve “Dağdaki Yankı” isimli iki eseri Türkçeye çevrilmiş bulunmaktadır. Bunun yanısıra değerli dostum Kastamonu Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Orhan Söylemez de “Suikast” isimli romanının Türkçeye çevirisini tamamlamış bulunmaktadır. Bu üç kitabın tanıtımı ve Türk okuyucusuyla buluşması yakın zamanda Ankara’da TÜRKSOY’da gerçekleşecektir.

Şimdi Kemal Tokayev’in tanımayanlar belki de şöyle düşünebilirler: “Yazarın oğlu Kasım Cömert Tokayev Kazakistan cumhurbaşkanı olduğu için tanıtıyorlar.” Bu durumun etkisi elbette olabilir. Fakat bana göre, Kemel Tokayev’in oğlu Kazakistan cumhurbaşkanı olmasa bile Türkiye’de ve dünyada bilinmesi gereken bir yazardır; çünkü hayatı gençlere örnek olacak derecede gerçek bir başarı öyküsüdür.

Onun hayatına baktığımız zaman üç büyük başarıya imza attığını görmekteyiz. Birincisi kendi özel hayatıdır. Kemel Tokayev’in çocukluğuna baktığımız zaman gerçekten çok acı ve trajik olayları başından geçirmiştir. 1923 doğumlu Kemel Tokayev 1927-1932 yıllarında Kazakistan’da yapay bir şekilde oluşturulan ve Kazak halkının yarısını oluşturan 2,5 - 3 milyon civarında, yani o dönemdeki Kazak nüfusunun yarısının kırıldığı büyük bir açlık felaketini yaşamıştır.

Daha 4-9 yaşlarında bu felakete babası Toka ve anası Turargül, ağabeyi Kasım ve küçük kız kardeşi ile maruz kaldılar. Yiyecek bulmak umuduyla Kırgızistan’a göç ettiler. Bişkek’de küçük bir evde zor şartlar altında yaşamaya başladılar. Annesi bu arada felç getirerek yatalak olmuştu.

Babası Toka bir gün ayakkabılarını satarak ekmek almaya çarşıya gittiğinde evde yangın çıkarak annesi ve kız kardeşi feci bir şekilde yanarak vefat etti. Çarşıda ağabeyi Kasım ile Kemel babasından ayrılarak dolaşırken onları polis yakalamış ve kimsesiz, başıboş çocuklar olduklarını sanarak yetimhaneye sevk etmişti.

Çarşıdan eve gelen baba Toka ise yangın felaketini görerek yıkılmıştı. Kendisini toparlarladıktan sonra kendisiyle gidip geri dönmeyen oğullarından endişe etti ve onları aramak üzere çarşıya gitti. Fakat bir daha ondan haber alınamadı.

İşte bu şartlar altında yetimhane de büyüyen Kasım ve Kemel kardeşler lise eğitimleri tamamlamak üzereyken II. Dünya Savaşı patlak verdi.  Bunun üzerine Sovyet yönetimi tarafından savaşa alındılar. Savaşta ağabeyi Kasım şehit olurken (Kemel daha sonra oğluna verdiği Cömert isminin yanına ağabeyinin anısına Kasım’ı da ekleyecekti) kendisi de Ukrayna cephesinde yaralandı ve 1942’de savaş gazisi olarak Kazakistan’a döndü.

Savaşın bitiminde 1945’te bugün Almatı’da Farabi Kazak Devlet Üniversitesi olarak adlandırılan KazGUV (Kazakistan Devlet Üniversitesi)’nde Kazak Dili ve Edebiyat Bölümü’nü kazanarak yüksek eğitimine ile başladı. Buradan başarıyla mezun oldu. İşte bu süreci Kemel Tokayev’in kişisel büyük bir başarısı olarak görebiliriz. Geçtiğimiz hafta İstanbul Üniversitesi’ndeki Kemel Tokayev konulu Türkiye’deki ilk konferansa Farabi Kazak Devlet Üniversitesi’nin şimdiki rektörü Prof. Dr. Janseyit Tüymevbayev’in özel olarak gelerek katılması bu açıdan çok anlamlıydı.

İkinci başarısı olarak Kemel Tokayev’in edebiyat alanındaki başarısından bahsedebiliriz. Üniversitede eğitimini tamamladıktan sonra Tokayev çeşitli gazetelerde ve dergilerde edebiyat uzmanı, daha sonra editör olarak görev yaptı; Kazakistan Yazarlar Birliği’nde edebiyat danışmanı olarak çalıştı; Kazakistan SSC Parlamentosu Belgelerin Tercümesi ve Yayımı Daire Başkanı oldu ve tüm bunların yanı sıra yazarlık hayatını da sürdürdü. Ve böylece Kazak edebiyatına 15 kadar eser kazandırdı. Bu eserler arasında polisiye romanları ile Kazakistan’da bu türe öncülük etti.

Üçüncü başarısı olarak da Cumhurbaşkanı Kasım Cömert Tokayev gibi Kazak diplomasisi ve devlet yönetiminde dışişleri bakanı, başbakan, senato başkanı ve cumhurbaşkanı gibi devletin yüksek kademelerinde başarılı bir profil çizen bir devlet adamını yetiştirmesini gösterebiliriz. 9 yaşlarında anadan ve babadan öksüz ve yetim kalan bir kişinin hem kendisinin, hem de yetiştirdiği oğlunun bir ülkenin edebi ve siyasi hayatında önemli roller oynaması tüm dünyada nadir görülen başarılardandır.

Kemel Tokayev’in 1923’ten 1986’ya kadar 63 yıl süren hayatına baktığımız zaman çocukluğunun ve gençliğinin büyük acılar ve imkansızlıklar içinde geçtiğini görmekteyiz. Fakat daha sonra, özellikle üniversite tahsilinden sonra kötü talihini yenerek büyük başarılara imza atmasına da büyük bir hayranlıkla tanıklık etmekteyiz. Burada Kemel Tokayev’in hayatının talihsizlik ve yokluklardan başarıya gitmesindeki büyük değişimi sağlayan itici güç neydi? şeklinde bir soru akla gelmektedir.

Bu sorunun cevabını aradığımızda onun hayatındaki dönüm noktası olarak üniversitede Kazak Dili ve Edebiyat Bölümü’nü kazanmasını söylemek mümkündür. Çünkü burada Kazak edebiyatının büyük ismi Muhtar Avezov ile tanışmış ve onun yakın ilgisine mazhar olmuştur. Diğer bir deyişle onun hayatını değiştiren, onu büyük işler yapmaya, edebi eserler kaleme almaya motive edip cesaret veren Kazak edebiyatının bilge yazarı Avezov’tur. 1961’de vefat eden Avezov 1940 ve 1950’li yıllardaki en verimli çağında onun hayatını değiştirmiştir diyebiliriz. Ayrıca Cumhurbaşkanı Kasım Cömert Tokayev “Babama Dair” isimli kitabında babasının Kazak edebiyatının önde gelen diğer isimleri Saken Seyfullin, Beyimbet Maylin, İlyas Jansügirov, Gabit Müsirepov ve Sabit Mukanov gibi yazarlara hep saygı duyduğunu belirtmektedir. Bu da Kemel Tokayev’in Avezov’un dışında Kazak edebiyatının diğer isimlerinden de etkilendiğini göstermektir. Bu birinci itici güçtür.

İkincisi olarak ben buna edebiyatın kendi gücünü de ilave edebilirim. Çünkü edebiyat gerçekten insanın ufkunu açan onu hayata bağlayıp toplum ve insanlık adına yararlı işler yapmaya teşvik eden büyük bir manevi güçtür. Bu da Kemel Tokayev’in hayata tutunmasını ve geleceğe ümitle bakarak büyük çalışmalara imza atmasını sağlamıştır, diyebiliriz.

Son olarak Tokayev’in Kazak edebiyatına kazandırdığı eserlerini de belirtelim. 1954'te “Yıldızlı Sefer” adlı gençlere yönelik ilk öykü koleksiyonu yayınlandı. Bir yıl sonra 1955’te savaş ve Kazak kolluk kuvvetlerinin yaşam temasına adanan “Geleceğe Dair Düşünceler” isimli öyküler kitabı ile “Bulanık İz” eserini, 1958’de “Kış Kırlangıcı”, “Taşkın” isimli öykülerini, 1965’te “Özel Görev” adıyla Ukrayna’daki milisler ve onların içinde Kazak vatansever milis, Halk Kahramanı Kasım Kaysenov hakkındaki eserini, 1971’de “Gece Sıkılan Kurşun”, “Suikast” ve “Sargaban'da Meydana Gelen Olay” romanlarıni, 1977’de “Damgalı Altın”, 1981’de “Son Darbe” romanını, 1982’de “Takımyıldız” isimli öykülerini, 1983’te otobiyografik romanı “Asker Savaşa Gitti” ve “Yuvasını Terk Eden Kuş” romanını yayımlandı. Oyun yazarı olarak polisiye türünde “Kızıl Komiser”, “Suçlu kim?”, “Büyülü Sırlar” piyeslerini de kaleme aldı. Kemel Tokayev daha sağlında savaş gazisi madalyasının yanı sıra edebiyat ve kamu hayatıyla ilgili çok sayıda madalya ve nişanlarla da ödüllendirildi.