Kadın Hikayeleri - Yüksek Ökçeler Ses Oyuncuları Müzikli Gösterimiz turnede. Afyon,Aydın,Bodrum,Antalya,Fethiye,İstanbul,Bursa ve İzmir. 7'den 70'e hüzün, mutluluk, başarı, gözyaşı, aşk, evlilik, aldatma, neşe, acı her şey var bu hikayelerde. Her gün yeni hikayeler ekleniyor, yeni oyuncular katılıyor.

Kadın Hikayeleri

Ana kadromuz Almula Merter Churm, Aysenil Şamlıoglu , Aysen İnci, Mihriban Er, Çiğdem Spickermann, Seren Fosforoğlu'ndan oluşan grupta konuk her zaman sürpriz. Sürpriz oyuncu kendi hikayesiyle katılıyor oyuna. Sürprizler hiç bitmiyor Yüksek Ökçeler Ses Oyuncularında. Bazen her şey çok tanıdık, bazen empati, bazen sempati. Ama hep interaktif, hep siz de oyunun içinde sahnenin bir parçasısınız. Oyuncular adeta radyo tiyatrosu günlerini sahneye taşıyor. Yeni oyunların konuklarından  bazıları TV dizilerinden, filmlerden tanıdığımız oyuncular sürpriz isimler, iş insanları, ve belki de siz...

Hiç çekinmeden gelin sizde bizim oyuncumuz olun, şarkılarımıza, hikayelerimize eşlik edin.

DOĞRU TEKTİR

Doğru Tekti̇r

Jüri başkanlığını Barbie filminin yönetmeni Greta Gerwig'in üstlendiği Cannes Film Festivali için geri sayım başladı. Bu yıl 77'ncisi düzenlenecek olan Cannes Film Festivali'nin onur konuğu oyuncu Pınar Deniz olacak. Birsen Altuntaş'ın haberine göre; Deniz bir markanın elçisi olarak festivalde boy gösterecek. Geçtiğimiz yılın onur konuğu bana göre büyük bir yanlışlık sonucu Hande Erçel olmuştu. Hayranı olduğum yargı dizisinin, keyifle izlediğimiz Ceylin'i 'Pınar Deniz' nokta atışı olmuş. On numara on yıldız.

MENOPOZUM GELDİ

Menopozum Geldi̇

Amerika'da menopoz yasası çalışmaları başlamış. Hani bütün her şey bitti, sıra bunda. Menopozdayım, beni rahat bırakın demek istiyorlarmış. Artık bu kelimeyi rahat kullanmak istiyorlarmış. İyi de menopozdayım demek zaten normal. Kadınlar menopoza, erkekler andropoza. Halle Berry, orta yaştaki kadınların adet döngülerinin sonunu işaret eden en büyük hormon değişimini deneyimledikleri menopoza kendisinin de girdiğini gururla açıklamış. "Menopozdayım, tamam mı? Menopozdan utanmanın son bulması gerekiyor. Hayatımızın bu çok normal kısmı hakkında konuşmalıyız. Doktorlarımız bırakın yolculuk boyunca bize yol göstermeyi, tek kelime bile edemiyorlar" dedi. Sanırsın Amerika'yı yeniden keşfediyor. Türkiye'ye gel, çok iyi doktorlarımız var, hiç bir şey anlamadan geçiriyorsun. Hala utanan var mıdır? Bunun için yasa çıkmalı mı? Pek bilemedim Halle kardeş. Bak ben dolu dolu söylüyorum: MENOPOZDAYIM...

REZONANS KANUNU

Rönesans Kanun

Rezonans kanununa göre; yaşamında başka bir şeyin gerçekleşmesi mümkün değildir. Neye inandığın enerjinin umurunda değildir, inancın yüksek ahlaki değer taşıyabilir ya da çok kötü bir şey olabilir; sana fayda sağlayabilir ya da hayatını zorlaştırabilir. Enerji, işin ne olduğuyla ilgilenmez ve yargılamaz. Rezonans Kanununa göre titreşimlerimizle uyumlu olan her şey, karşı koymaksızın bizim hayatımıza çekilecektir. Duygularımızla desteklenmiş ve kaydedilmiş inançlarımız muazzam bir rezonans alanı oluşturur ve bu rezonans alanındaki titreşimlerle uyum içinde olan her şey, bu titreşimlere ayak uydurmak zorunda kalır.

İşte bu konuyu detaylı anlatan bir kitap çıkmış. 

"Eğer şu ana kadar isteklerimiz gerçekleşmediyse, en şiddetli arzularımıza ulaşamadıysa; eğer hayatımıza hiç istemediğimiz şeyler girdiyse, eğer mutsuzsak veya yenilgiye uğradıysak, bütün bunların sebebini Rezonans Kanununda bulabiliriz.” diyor yazarımız...Pierre Franckh, bu kitabında Rezonans Kanununu kavrayıp onu nasıl kullanacağımızı anlamaya başladığımız anda, hayatımızdaki her şeyin mümkün olabileceğini anlatıyor. Yazar, hayatımızı kalbimizle değiştirebileceğimizin de altını çiziyor. Düşünce gücümüzle maddeye etki edebilirmiyiz? Kim olmayı istiyorsun? İsteklerimizi hangi yolla yayıyoruz? İdeal partneri yaşamımıza çekmemizi sağlayan en uygun rezonans alanını nasıl oluştururuz? Rezonans alanın yazılı ve görsel izlenimlere nasıl tepki verir?

Eğer istediğimiz sonuçları elde etmeye çalışıyorsak; düşüncelerimizi, duygularımızı ve inançlarımızı gözlemleyerek yönlendirmeye başlamalıyız. Çünkü hissettiğimiz ya da düşündüğümüz her şey, bir rezonans alanı oluşturur ve biz isteklerimizi yönetebiliriz. 

Başucu kitabı olmuş, tavsiye ederim. 

SEN İHTİMALİ

Sen İhtimali Film Konusu şöyle; Sophie’nin kocası Dan onu daha genç bir kadın için terk eder ve 15 yaşındaki kızıyla gideceği Coachella etkinliğini eker. Sophie kızına eşlik etmek için katıldığı Coachella festivalinde tüm dünyayı kasıp kavuran müzik grubu August Moon'un 24 yaşındaki solisti Hayes Campbell ile tanışır ve beklenmedik bir ilişki yaşamaya başlar. Anne Hathaway, Harry Styles'dan ilham alan Robinne Lee'nin popüler aşk kitabı "The Idea of You"nun beyazperde uyarlamasında başrolde. Faye" ve "The Big Sick" filmlerinden bildiğimiz Michael Showalter oturuyor. Yapımcı listesine dahil olan Anne Hathaway'e Cathy Schulman, Gabrielle Union, Kian Gass, Eric Hayes ve Jordana Mollick eşlik ediyor. 

ELLERİNİN ARASINDAKİ SEN

Bireysel danışmanlık yaptığım seanslarda veya verdiğim seminerlerde, çoğunluğun hâlâ büyük bir gölün içinde boğulmadan yaşamaya çalıştıklarını gördüm. Bazıları, yaşam karşılarına ne çıkarırsa çıkarsın, istedikleri gibi yaşayabiliyorlar da bazılarıysa ne kadar uğraşsalar da hata üstüne hata yapıyorlar?

Hayatımızda nasıl yaşayabileceğimizi biz seçeriz. Çok kişi sevmediği şeyleri bilir ama bunları reddetmeyi beceremez, oysa ne isteyip istemediğimizi bilmek, kararları kontrol altında tutabilmek, yaşamımıza anlam katabilecek renkleri saptayabilmek hayatımızda başka ufukları açacaktır. Siz başkalarının düşündüklerini önemsedikçe aklınızın sesini duymanız zorlaşacaktır. Kendiniz hakkında bilinçli olmak sizi daha güçlü yapacağı gibi, sizin kendiniz üstünde doğruları keşfetmenizde size pozitif başka güçler kazandıracaktır.

Daha önce yapmayı düşünmediğiniz bir şeyleri yapmaya karar vermek çok zor gelebilir. Eliniz kolunuzu bağlı hissedebilirsiniz. Adım atabilmek en önemli karardır, sonra arkası çorap söküğü gibi gelecektir.

Hayatınızda hep çok büyük hayalleriniz olmalıdır. Hayalleri olan insanlar asla yaşlanmaz. İnandığınız bir hedefe odaklandığınızda hayatımızın içindeki pek çok şeyi değiştirebildiğinizi göreceksiniz. Bazı şeyleri şans diye tanımlarız. Şans hazırlıklı olmak, fırsatlarla karşılaşmak ve onları değerlendirebilmektir.

Hayatın en büyük şartı, kendimizle barışık olabilmektir. İçimizde bir şeyleri değiştiremezsek, dışımızda değiştirme şansımız asla olamaz. Hayatımızda önce soruları sormak gerekir, cevaplar arkasından gelecektir. Hayatın içinde esnek olabilmek en önemli kuralardandır. Hedeflerimizi seçmeli ve bu hedeflere kilitlenmeliyiz. Bütün beyin hücrelerimiz sadece o hedefi düşünmelidir. Ulaşacağımıza inanmalıyız. Eğer başaramazsak bir kez daha, yine başaramazsak bir kez daha yapmalıyız. Ta ki olana dek… Zamanla her hedefimizde işimizin biraz daha kolay olduğunu göreceğiz.

Kendimizi nasıl ve nerede görmek istiyorsak, orada hayal ettiğimizde ve öyle yaşadığımızda, bir süre sonra orada olduğumuzu mutlaka görürüz.Başarısızlık diye bir şey yoktur, sadece ortaya çıkan sonuçlar vardır. Başarı ve mutluluk göreceli bir kavramdır. Neye göre olduğu herkese göre değişir. Bunlar sadece bir durumdur, hiçbir şey başarısızlık değildir asla üzülmemeliyiz. Sadece bu yaşananlardan ne öğrenebiliriz, onu sormalıyız. Ben bir gün ciddi bir ekonomik problem geçirdim ve en çok çalışan iş potansiyeli olarak, en yüksek yerde olan bir kişiyken evime giderken yürümek zorunda olduğumu gördüm ama bu da müthiş bir eğlenceydi ve renkti. Bunlar başarısızlık değil de çok iyi bir deneyimdi. Yani olumsuz bir şeyler yaşamış olsak bile ‘bana bunun hediyesi nedir?’ ‘Bununla hangi erdemi kazandık? ‘

diye sormalıyız kendimize. 

Maddi sıkıntılarım var, bu işi başarabilir miyim, bunlar hep bahanedir. Herkes amaçlarına ulaşmak için aslında yeterince kaynağa sahiptir. Sadece onları farkında olsun yeter.

Her davranışın altında mutlaka pozitif bir amaç vardır. Size biri yumruk atmaya kalktığı zaman, siz yumruğunuza hakim olmaya veya o yumruğu açmaya ve bir daha olmamasını sağlamaya çalışmalısınız. O açılan her yumruk, sizin hayatınızda yeni bir iş ortaklığına neden olacaktır.

Doğru, yanlış, iyi, güzel her şey insan beyninde oluşur. Sadece onları kendi beynimizde ayrıştırmalı ve herkeste farklı olduğunu kabul etmeliyiz. Başarı her şeyin bir çözümü olduğunu bilmek ve ona odaklanmaktır. Olumsuz her şeyi değiştirmek mümkündür. Sadece “Hayatımı değiştirebilirim, değiştirmeliyim,” sloganını benimsemek önemlidir. İnsan bir şeyi çok istediği zaman mutlaka başarır.

Hayatımızdaki küçük değişiklikler biz de büyük değişikliklere kapı açacaktır. Önce dilemeli, istemeli ve inanmalıyız. Hayatımızın çoğunu öğrenerek geçiriyoruz. Yaşadığımızı hissetmenin yerine mutsuz olmaya odaklanıyoruz. Çünkü ne almamız gerektiğine o kadar çok zaman harcıyoruz ki, sonucu istediğimiz gibi bulmadığımız zaman mutsuz oluyoruz.Dale Carnagie der ki; başarı istediğinizi elde etmektir, mutluluksa elde ettiğin şeyi istemektir. Mutluluk bir mumu üflemeye benzer. Bir şeylere fazla önem verdiğimiz zaman kontrolümüzün dışına çıkar. Mutsuzluk ruhun her tarafına dalgalar gönderebilir.

Hepimiz hayatımızın içinde en büyük orduyuz. Tek başımıza her şeye ve herkese karşı ayakta durabiliriz. Başımıza her türlü olay gelebilir, sakin limanlar yerine, fırtınalar içinde kaybolabiliriz. Ama hiçbir şeyi felaket olarak görmeden yolumuza devam edebilirsek, sakin limanların ne kadar çoğaldığını görürüz.

Hayallerimizin hepsine okyanusta yüzmeyi öğretmeli ve sonra sakin limanlardan ayrılıp, kendimizi fırtınalara bırakmalıyız. Hayallerimizde aksama oldu mu üzülmeden yolumuza devam etmeliyiz. Gökkuşağı gördüğümüz zaman durup bakmak, hissetmek. Yani evreni olduğu gibi kabul etmek. Eleştiri yapmadan, keşke demeden. Şunu unutmayın; kendinizi başkalarıyla kıyaslamak gerçek bir mutluluk hırsızıdır. Başkalarının sahip oldukları şeyleri düşünerek bir ömür geçirebilirsiniz fakat sonunda hiçbir şey elde edemezsiniz. Siz neye izin verirseniz, o gerçekleşir. Olumsuz insanların ve fikirlerinin kaderinizle oynamasına izin vermektense, yalnız başına vakit geçirmek daha iyidir. Her sabah uyandığında kendine şunları söylemeyi unutmayın lütfen. Bugün de uyandığım için şanslıyım çünkü değerli  bir hayatım var ve bunu boşa harcamayacağım, tüm enerjimi kendimi geliştirmek, kalbimle başkalarına da ulaşmak, herkesin iyiliğini sağlayacak şekilde aydınlanmak için kullanacağım. Başkalarına karşı iyi niyetli olacağım, başkalarına sinirlenmeyeceğim veya onlar hakkında kötü düşünmeyeceğim. İyimserlik anlamlı bir yaşam için çok değerlidir.  Mutlu bir yaşam yaratmak için mümkün olduğunca çok yol bulmak olumlu etkiler aramak ve olumlu duygularla  hayattaki deneyimlerimizi geliştirmek. Bağlılık dolu bir hayat yaşamak güçlü yönlerinizin neler olduğunu bilmek ve bunları kullanmak, hayatı akış halinde yaşamak hepsi ellerinizin arasındaki dünyayı ışıldatır. Mutluluk ve başarı, hayatınızı bildiğiniz gibi yaşamaktan geçer. Kendiniz olun. Kimse size bunun yanlış olduğunu söyleyemez.

Bizler penceredeki vitray cam gibiyiz. Güneş çıktığında ışıldar ve parıldarız. Ama karanlık çöktüğünde içten gelen bir ışık varsa gerçek güzelliğimiz ortaya çıkar ve mutluluk ışıltı saçar. Genç bir çift, yeni bir mahalledeki evlerine taşınırlar. Sabah kahvaltı yaparken kadın eşine: “Bak, komşunun astığı çamaşırlara yeterince temiz değil. Ya çamaşır yıkamayı bilmiyor ya da doğru sabunu kullanmıyor.” der, adam bir şey demez bakar. Bu birkaç gün devam eder.Bir süre sonra kadın komşusunun çamaşırlarının tertemiz olduğunu görünce şaşırıp: “Bak.” der “Çamaşır yıkamayı öğrendi sonunda, merak ediyorum, kim öğretti acaba?” Bunun üzerine eşi: “Ben bu sabah kalkıp penceremizi sildim.” diye cevap verir.

Unutmayın mutluluk ellerinizin arasında büyüyen bir dünyadır. "Mutluluğa giden bir yol yoktur; mutluluk yoldur.Mutluluk sizin içinizdeki dünyadır.”