BIZ KENDI POLITIKAMIZI ANAVATAN TÜRKIYE ILE BIRLIKTE YÜRÜTMEK MECBURIYETINDEYIZ. VE KIBRIS TÜRK HALKI ILE ANAVATAN’IN MENFAATLERINI GÖZARDI ETMEDEN MÜZAKERELERI SÜRDÜRMELIYIZ. KIBRIS TÜRK HALKININ BENIMSEYECEĞI, TÜRKIYE’NIN VE KUZEY KIBRIS TÜRK CUMHURIYETI HALKININ ONURLA “EVET” DIYECEKLERI BIR ANLAŞMA ARAYIŞI IÇINDE OLACAĞIZ. 2004’te gündemimize giren Annan Planı ‘Birleşik Kıbrıs Cumhuriyeti’ öneriyordu. Annan Planı’nın hedefini, “Kıbrıs’taki Türk varlığını zaman içinde Rum toplumu içinde eritmeyi hedefliyor” şeklinde okuyanlar az değildi. Türkleri Rum toplumu içinde eritip yok etmeyi hedefleyen planın ilk 3 versiyonu Denktaş tarafından reddedildi. Yapılan genel seçimler sonrasında Cumhurbaşkanı seçilen M .Ali Talat, planın 5. versiyonunu kabul etti, ama Rum tarafının yüzde 75 oranındaki oylarıyla reddedilen plan yürürlükten kalkmış oldu. 8 Temmuz 2006'da BM Genel Sekreter Yardımcısı İbrahim Gambari'nin girişimi ile, Türk ve Rum tarafı, iki kesimli, iki toplumlu, siyasi eşitliğe dayalı federal bir çözüm planını kabul edeceklerini açıkladılar; toplumlararası görüşmeler başlatıldı.. KKTC Cumhurbaşkanı ile Rum Lider Hristofyas arasında sürdürülen gelişmeler, günümüze kadar uzamış olmasına rağmen, iki tarafında kabul edebileleceği bir çözüme ulaşılamadı. 2004 referandumunda “Evet” diyen Kıbrıs Türkü, verilen sözlerin tutulmamış olmasından dolayı kendisini kandırılmış hissediyor. Kıbrıs Rum kesimi Ada’nın tamamını temsilen AB üyesi yapıldı, Kıbrıs Türküne verilen sözler tamamen unutuldu. O nedenle, Nisan ayında yapılacak cumhurbaşkanlığı seçimleri, Kıbrıs’ta sürdürülen toplumlararası görüşmelerin geleceği açısından önemli bir aşama olacak. Kıbrıs’ın iki kesimini oluşturan Türklerle Rumlar, uluslararası baskı ile , “Anlaşın” denilerek masaya oturtuldular. Fakat, Ada’nın tümünü temsilen AB üyesi yapılan Rumlar anlaşma konusunda hiç de acele etmiyorlar. Görüşmelerin her aşamasında Türklerden daha fazla ödün istiyorlar. Görüşmeleri uzatarak, Türklerin daha fazla ödün vermesi konusunda uluslararası baskıların artmasını hedefliyorlar. Nisan yaklaştıkça KKTC Cumhurbaşkanı M.Ali Talat ile sürdürülen görüşmeleri, Türk tarafının geri adım atamayacağı bir teslimiyet noktasına çekmeye çalışıyorlar. Başaramayacaklar. Kıbrıs Türkü yaşadıklarından ders aldı. Nisan ayında yapılacak seçimlerde oyunu kullanırken gönlünden geçenleri hayata geçirecek kişiyi cumhurbaşkanı koltuğuna oturtacak KKTC’yi seçim heyecanı sardı. Nisan ayı yaklaştıkça Kıbrıs gündemimizde daha sıkça yer alacak. Geçen referandumda telkinlere kanarak “Evet” diyen Kıbrıs Türkü, kendisini kandıranlardan, verdikleri sözü tutmayanlardan hesap sormaya hazırlanıyor. Cumhurbaşkanlığı seçimleri yaklaşırken, Ada’da yapılan kamuoyu yoklamaları Başbakan Derviş Eroğlu’nu işaret etmekte. Derviş Eroğlu’nun bunca yıllık siyasi geçmişindeki duruşu belli; izlediği siyaset çizgisinde bir kırılma yok. Kıbrıs Türkü O’na güveniyor. DERVİŞ EROĞLU SORULARIMIZI YANITLADI “2010 Kültür Başkenti” etkinliklerine katılmak üzere geldiği İstanbul’a gelen KKTC Başbakanı Derviş Eroğlu ile Marmara Grubu Vakfı’nın onuruna verdiği yemekte konuşma fırsatı bulduk. Kendisinin cumhurbaşkanı seçilmesi durumunda müzakerelerin kesileceği konosundaki söylemlerin asılsız olduğunu, M. Ali Talat’ın hayalleri peşinde koşmayacağını vurgulayan KKTC Cumhurbaşkanı Eroğlu,”Rumların ısrar ettikleri gibi, Kıbrıs Cumhuriyeti yerinde durdukça, ‘bakir doğum’ olmadıkça yeni Birleşik Kıbrıs devletini istemeyiz” diyordu. Aklımıza takılanları sorduk, KKTC Başbakanı Derviş Eroğlu yanıtladı.. _ Sayın Başbakanım, kamuoyu yoklamalarından anlaşılıyor ki, Kıbrıs Türkü kaderini şu aşamada Derviş Eroğlu’nun omuzlarına yüklüyor. Bundan böyle, toplumlararası görüşmelerde Kıbrıs Türkü’nü siz temsil edeceksiniz. Hedefiniz ne olacak, nasıl bir çözüme ulaşmayı amaçlıyorsunuz? Kıbrıs Türkü’nün geçmişte yaşadığı acıları yeniden yaşamaması için kırmızı çizgileriniz neler olacak? Birleşik Kıbrıs kaçınılmaz mı, KKTC’nin varlığı, statüsü ne olacak bu çözümde? _ Sorunuzu cevaplamak için bir kitap yazmamız lazım. Özetle söylemek gerekirse, müzakereler devam edecek. Bu müzakerelerde elbette Kıbrıs Türkü’nün benimseyeceği bir çözüm arayacağız. Kıbrıs Türk halkının benimseyeceği, Türkiye’nin ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti halkının onurla “Evet” diyecekleri bir anlaşma arayışı içinde olacağız. _ Sayın Başbakanım, Sayın Talat Haber Türk’te yayınlanan bir röportajda, çözüm konusunda, “Birleşik Kıbrıs’ta İsveç-Belçika modelinden söz etti; içte İsveç, uluslararası ilişkilerde Belçika modeli.. Birleşik Kıbrıs bayrağı yanı sıra KKTC bayrağı da geçerli olacakmış. Karma model Kıbrıs Türkü açısından ideal bir model midir? _Aslında şimdi o modellerden de vazgeçti. Hristofyas’ın istediği çapraz oylamayla yola çıkmaya başladı. _ ABD ve AB çözüm konusunda bastırıyorlar. İki toplumlu, iki kesimli bir çözüm dışındaki formüllerKıbrıs Türkü’nün geleceğini garanti altına alabilir mi? Rumlar’ın, 1960’daolduğu gibi, ortak devleti tek taraflı olarak bozmayacaklarını kim garanti edebilir? _ Kıbrıs Türk halkının geleceğini garantiye alabilmek için, iki devlet gerçeğinden hareket ederek bir anlaşma arayışı içerisinde olmak lazım. _ Sayın Talat Aralık ayında KKTC’de yapılan uluslararsı “KKTC’nin Statüsü” konulu sempozyumda, “Kıbrıs sorununu BM çerçevesinde çözmek zorundayız” demişti. Bu sözün açılımını nasıl anlamamız gerekiyor? _ BM deyince, Anavatan Türkiye ve Kıbrıs Türk halkının iradesine güvenmek mecburiyetindeyiz. BM geçmişte çok şey söylemiştir, Avrupa çeşitli vaadlerde bulunmuştur, ama hiçbir vaad gerçekleşmemiştir. Dolayısıyla biz kendi politikamızı Anavatan Türkiye ile birlikte yürütmek mecburiyetindeyiz. Ve Kıbrıs Türk halkı ile Anavatan’ın menfaatlerini gözardı etmeden müzakereleri sürdürmeliyiz. _ Sayın Talat müzakerelerin geldiği noktayı belirtirken, “Kurucu devletlerin polis ve güvenlik güçleri olacak, ayrıca federal polis gücü olacak ve asker sayısı 1960 anlaşmalarının öngördüğü sayıya çekilecek” diyordu. “Kanlı Noel”in 46. yılında çerçevesi bu olan bir anlaşmayı nasıl değerlendiriyorsunuz? Türk askerinin Ada’dan çekilmesi Kıbrıs’taki Türk varlığını tehlikeye atmayacak mıdır? “Kanlı Noel”i ve Kıbrıs Türkü’nün hayatta kalabilmek için verdiği mücadeleyi nasıl unutabiliriz? “Kanlı Noel”in yaşandığı sırada, Kıbrıs’ta Sayın Talat’ın sözünü ettiği sayıda asker yok muydu? _ Bu anlaşma yeterli olmaz. Kıbrıs Türk halkının geleceğini garanti altına almaz. Sayın Talat’ın geçmişte ortaya koyduğu Türkiye’siz, askersiz bir düşünce içeren bir politika benimsediğini biliyoruz. Dolayısıyla biz Türkiye’nin garantörlüğüne, iki halklı, iki devletli gerçekler ışığında ortaya çıkacak bir anlaşmanın ancak yaşayacağına inanıyoruz. _Çok teşekkür ederim Sayın Başbakan’ım. Uçağa yetişmek durumunda olduğunuzu biliyorum, sorularımın devamını Cumhurbaşkanı seçildiğiniz güne saklıyorum. ....................................... 1. Marmara Gubu Vakfı Başkanı, onuruna verdikleriyemekte KKTC Başbakan’a başarılarının devamını diledi. 3. Marmara Grubu Genel Sekreteri Engin Köklüçınar, okuduğu şiirlrle geceye ayrı bir anlam kazandırdı. 5. KKTC Başbakanı Derviş Eroğlu Haber Müdürümüz Kemal Sallı’nın sorularını yanıtladı. 6.Davete katılanlar KKTC Başbakanı Derviş Eroğlu ile.. 9. Yaz aylarında yapılan toplantı sonrasında KKTC Başbakanı Eroğlu’ne Marmara Grubu Vakfı tarafından bir Osmanlı arması armağan edilmişti.