Bayram ziyareti için gittiğim annemlerde ilginç bir sürpriz ile karşılaştım.

Daha önceden oraya davet ettiğim CHP ilçe belediye meclis üyesi arkadaşım ve eşleri beni hazır vaziyette bekliyordu. Annem ve babamla da onları tanıştırdıktan sonra sohbetimiz koyulaştı.

Siyasi bir ünvanı olan arkadaşımla bayram günü de olsa, eninde sonunda politika konuşmaya başladık. Arkadaşım ülkenin genel durumundan bahsederken Atatürk devri ile günümüzü karşılaştırıyordu.

Tam Atatürk’ün ne büyük bir insan olduğunu söylerken kapının zili çaldı. İçeri kara çarşaflı bir hanımefendi ile eşi girdi. Kısa bir bocalamanın ardından hanımın kim olduğunu hatırladım.

Annemin eski bir tanıdığı idi. Bayram ziyaretine gelmişlerdi. Ancak önceden haber verilmediği için bizim için sürpriz olan bu ziyaretin biraz sonra arkadaşımla aralarında siyasi bir tartışmaya döneceği düşüncesi, bende açık bir endişeye neden oldu.

Zira hanım AKP taraftarı olan bir insan, arkadaşım ise CHP’li idi. Bu arada CHP’li arkadaşın eşi bir ressamdı.

Ressam olan hanımefendi sürreal akımlardan bahsetmeye başladı. Yaptığı resimlerin örneklerini cep telefonundan bizlere gösteriyordu.

Kara çarşaflı hanımefendi ile o kadar güzel bir sohbete koyuldular ki, salondaki herkes şaşırmıştı. Ortak paydalarda buluşmaları gerçekten takdire şayandı.

Ben kavga çıkmasını beklerken, birbirlerine çok çabuk ısındılar. Samimi bir sohbet oldu.

Demek ki en uzlaşmaz denilenler bile ortada ortak payda ve iyi niyet olunca uzlaşabiliyordu.

Günümüz meclisinde aslında vatandaşın yararına olan ama sırf karşı parti önerge verdi diye red oyu kullanan siyasetçiler aklıma geldi.

Maksat bu vatana faydalı işler yapmak ise neden doğru kararlara, salt bir inat yüzünden muhalefet ediliyor?

Ortak paydada buluşmak dururken, kavgada ısrar etmek niye?

Bu vatan hepimizin değil mi? Birbirimizin kuyusunu kazmak yerine dışarıdaki asıl düşmana, yani emperyalizme karşı birlik olmamız gerekmiyor mu?

Soru, görüş ve önerilerinizi lütfen [email protected] adresine iletiniz.