Koltuk derdine düşmekten göz ardı ettiğimiz o kadar  kalem var ki… son yaşanan felaket, dramatik şekilde hayatını kaybedenlerle tekrar gündemde.

Teknolojinin böylesine ileri düzeyde kullanıldığı günümüzde, yangın çıkmasına karşın her zaman hazırlıklı olmalıyız. Çünkü bir yangının ölümle sonuçlanması tümüyle cahil insan hatasıdır. Yangın deprem gibi bir doğal afet değildir.

Ülkemizde uluslararası yönetmeliklere eşdeğer düzeyde bir yangın yönetmeliğimiz mevcut, yeni yapılan binalarda, yeni ruhsat alınan mekânlarda ve mevcut binalarda, bu yönetmelik hükümlerine uyulması zorunlu olduğu halde maalesef Gayrettepe’de 16 katlı binanın eksi 1 ve eksi 2. katında faaliyet gösteren Masquerade adlı gece kulübünde yangın çıktı. Yangının özellikle de çıkış kapısında yoğunlaşmasıyla tadilat çalışmalarındaki 29 kişi yanan kimyasal maddelerin dumanıyla boğularak canlarından oldular.

Konserler, DJ performansları düzenlendiği ana hacimde geniş bir salon ve üst kattan iplerle sallanan dansçılar olurmuş. Ve bu büyüklükteki ünlü gece kulübü, bir apartmanın altında faaliyet göstererek bir işletme ruhsatını nasıl aldı aldıysa nasıl yenilendi bilinmez. Yıllardır bu koca mezarda tahliye çıkışı olmadan insanları nasıl burada eğlenmeye ittiler tadilatta nasıl insanları çalıştırdılar? Tadilat projesi onayı, denetimler olmadan köstebek yuvasında nasıl tadilata kalkıştılar? Binada oturanlar da adam sende mi dediler. Hele hele İstanbul’un kalantorları dünya para ödeyerek geldikleri  mekanlarda güvenliklerini  sorgulamazlar mı?

Alkol keyfinin debdebenin dayanılmaz göz karartan halini sundular. Bu kadar ucuz mu insan hayatı…Olan evine ekmek parası götüren garibana oldu. Yazık!!

Aklım almıyor yaaa

Yangın sonrası labirent gibi koridorların görünen hali çok ürkütücü. Sanki pagan ayini yapılan mekanları çağrıştırıyor. ( Bir Amerikan filminden anımsadım) Bu ibretlik olayla umarım şehirde bunun gibi merdiven altı, izbe eğlence yerleri kendine bir çeki düzen verir.

Hatırlayın 1982 yılında Ataköy’deki gece kulübünde de benzer bir yangınla insanlar canlarından olmuştu. Haydarpaşa tarihi tren garı, restorasyon çalışmalarında kaynaktan çıkan kıvılcımlarla çıkan yangında büyük hasar almadı mı? Hımmm Paris’te Notre Dame De Sion Katedrali de yine bu sebeple tutuşmuştu. ( Belki bizim kaynakçılar vardı demeyin) Başkaa… 2004 deki G-mall Sinema yangını. Ambiyans olsun diye konan mumların azizliği… Allahım bu gerçekten aymazlık…

İnşaat çok ciddi bir iştir. Tadilata başlanacaksa mekanik, elektrik, mimari projelerden onay sonra teknik şartname, malzeme seçimi, işine vakıf çalışanlar devreye girer. İtfaiyeden alınan proje onayı ve tahliye kapıları çok önemlidir. İş Güvenliği insanın can güvenliğidir kime ne rastlar bilinmez. İnşaat için yapılan her türlü hata patronu da çalışanı da misafiri de etkiler. Bu çok sarih iken insanoğlu neden akıl tutulmasına uğrar bilinmez.

Herkes her işe müdahil olamaz kardeşim. Sonra işçiler inşaat asansöründen yere çakılır, kaynak yaparken malzemeler tutuşur. Elektrik işinde kısa devre yapar, yanlış yapılan su tesisatından su basar. Bina çöker. ( Duramadım…Küçük esnaf lokantasından yemek firması kuranlarla insanlar  zehirlenir) Demek ki inşaatlar hata kabul etmez. Ya geberirsin ya gebertirsin!İşte bu kadar!

Ha hızımı alamadım!

Ayrıca mimari proje, yapının kullanım işlevine göre çizilir. Sen kalk 16 katlı apartmanın altına devasa bir gece kulübü sokuştur. Hem de bin ile iki bin kapasiteli. Yuh yani… Kim bilir belki kolonlar perde betonları bile kesilmiştir. Tüp de patladığına göre zemin etüdü yapmadan, bu binaya tekrar insan sokulmaz.

(Bu mekanın sahibi Reina’nın eski sahiplerindenmiş orada da 2017 de 39 kişi silahlarla katledilmişti. Bence bir lanet var ortada ya da safsatalık , bırak kardeşim bu işleri git şaaşalı  evinde torunlarına kestane pişir. Yeter çuval dolmuştur dolacağı kadar)

Ben;

İçim huzur dolu. Yıllarca öğrencilerime, depremi, yangını, en önemlisi İNSAN HAYATINI düşünerek tasarımı oluşturun demiştim. (İçlerinde tınlayan vardır inşallah)