Bugün, değerli okuyucularımız sizlerle Tevfik Fikret’in bir şiirini paylaşmak istiyorum. 
Her devirde vardır ya otel lobilerinde daha fazla para kazanma hesabı yapanların ve garip gurebanın üç kuruşuna göz dikenlerin yanından geçmiştir. Halkına yapılanlara canı acımıştır veryansın etmiştir. 
Bu sofracık, efendiler - ki iltikaama muntazır

Huzurunuzda titriyor - bu milletin hayatıdır;

Bu milletin ki mustarip, bu milletin ki muhtazır!

Fakat sakın çekinmeyin, yiyin, yutun hapır hapır…


Yiyin efendiler yiyin, bu han-ı iştiha sizin,

Doyunca, tıksırınca, çatlayıncaya kadar yiyin!


Sorunları olanlar dinlenmez azarlanır. Şehit aileleri, sivil toplum örgütleri kapılarda kalıp derdini anlatamaz ya popüler kültürün ucuz kahramanları başköşelerdedir oysa ki.

O günün yönetiminden, sıfatından yararlanarak maddi manevi yollar kat edenler lüks ve imkan sahibidir. Kul hakkı yiyenler baş köşededir ya.

Efendiler pek açsınız, bu çehrenizde bellidir

Yiyin, yemezseniz bugün, yarın kalır mı kim bilir?

Bu nadi-i niam, bakın kudumunuzla müftehir!

Bu hakkıdır gazanızın, evet, o hak da elde bir. 
Yiyin efendiler yiyin, bu han-ı iştiha sizin,

Doyunca, tıksırınca, çatlayıncaya kadar yiyin! 
Tevfik Fikret, önce bu halk benim diyerek sonra halkı kutuplara ayıranların, sen ben kavgası çıkartanların Türk, Kürt, Alevi, Laz, Çerkez ayrımı yapmam derken hepsini birbirine düşürenlerin yüzlerini okumuş... 
Bütün bu nazlı beylerin ne varsa ortalıkta say

Haseb, neseb, şeref, oyun, düğün, konak, saray,

Bütün sizin, efendiler, konak, saray, gelin, alay;

Bütün sizin, bütün sizin, hazır hazır, kolay kolay...


Yiyin efendiler yiyin, bu han-ı iştiha sizin,

Doyunca, tıksırınca, çatlayıncaya kadar yiyin!


Tevfik Fikret, kendini büyük görüp, kendinden ve çevresindekilerden başkasını görmeyenlerin, çevresindekilere ulufe dağıtanların, bu dağları ben yarattım diyenlerin mekanından geçmiş..


Büyüklüğün biraz ağır da olsa hazmı yok zarar

Gurur-ı ihtiıamı var, sürur-ı intikaamı var.

Bu sofra iltifatınızdan işte ab u tab umar.

Sizin bu baş, beyin, ciğer, bütün şu kanlı lokmalar...


Yiyin efendiler yiyin, bu han-ı iştiha sizin,

Doyunca, tıksırınca, çatlayıncaya kadar yiyin!


Tevfik Fikret, bu toprakların varlığı için Türkiye’nin dört bir yanını karış karış gezenler varken, fakirin sofrasında ekmeğini paylaşanlar varken, şehit aileleri varken, kanaat önderi diye kabul edilenleri görmüş pek şaşırmış…
Hayat ve gerçekler film platosu değildir. İnsan hayatı kıymetledir.

Hele gençlik bizlerden de kıymetlidir.
 
Topluma birbirine düşüren fitnecilik Kur’anı Kerim’de insan öldürmekten daha büyük bir suç içerir.


Taşıma insanla değirmen dönmez. Gönül insanı olmak gerekir.

Sessiz yığınların sesi olmak, dinlemekle mümkündür. Zorbalıkla değil.

Sabır toleransla gösterilir korkutmayla değil.

Ağlayan insanlar ülkesi olmamak gerekir.

Ne geçmişte ne gelecekte kabul edilemez.

Bunun azınlığı çoğunluğu olmaz.

99’un 1’e borcu bitmez.

Boynu bükülen her kim olursa olsun bir devrin kapanışının sembolüdür.


Bu harmanın gelir sonu, kapıştırın giderayak!

Yarın bakarsınız söner bugün çıtırdayan ocak!

Bugünkü mideler kavi, bugünkü çorbalar sıcak,

Atıştırın, tıkıştırın, kapış kapış, çanak çanak...


Yiyin efendiler yiyin, bu han-ı iştiha sizin,

Doyunca, tıksırınca, çatlayıncaya kadar yiyin!


Evet egemenlik milletindir diyor Tevfik Fikret.