Zorluklar vardır ki hayatımızın her yerin de, sistematik bir yayılma ve dağıtılma halinde değildir. Öylesine günlerimiz dönemlerimiz olur ki peş peşe yaşarız, yaşamımız içinde yoğunluk oluşturur, öylesine dönemlere de denk geliriz ki; tereyağından kıl çekme rahatlığıdır. Nasıl yaşarsak yaşayalım hayatımızı, zorluklardan haberdar ve çözümlerinden yana bilgili olmak, bilge olabilmek için yol almak en ideal seçimdir. Zor olan halleri yaşasak ta yaşamasak ta bilmek, her şeylerin yolunda gittiği günlerimizin kıymetini bilmek ve mutluluk çıtamızın yükselmesine sebep olacaktır.

..

İran Azeri Türkü olan Dr. Anooshirvan Miandji’nin bir araştırması ve tespiti alkış tutmama sebep.

Kaktüsler ve Çocuklar

Meksika’da çölde yetişen bir tür kaktüs vardır. Agave Kaktüsü…

Bu kaktüs tekilanın hammaddesi olduğu gibi, yapraklarında da Sisal denen ipeksi bir iplik var ve ipekten daha pahalı bir kumaşın yapımında kullanılır.

Bir gün bir işadamı bu kaktüslere yatırım yapmaya karar verir.

Büyük bir fabrika kurar, büyükçe ve verimli bir tarlada kaktüsleri yetiştirmeye başlar.


Kaktüsleri orada daha büyük ve daha bol yapraklı yetiştirmek için her türlü fedakârlığı yapar.

Kaktüsleri bol vitaminler ve zenginleştirilmiş gübrelerle besler.

Çabaları sonuç verir, daha iri ve yaprakları daha büyük bitkiler elde eder.

Sıra yaprakların içindeki iplikleri toplamaya gelir. İlginç bir olayla karşılaşırlar; hemen hemen tüm kaktüslerde bu iplikler kaybolmuştur!

Yapraklar daha iri olmuş ama içlerindeki iplikler kaybolmuş.


Buna bir türlü anlam veremez ve işadamı büyük bir zararla fabrikayı kapatmak zorunda kalır.

Ama olayın sebebini öğrenmek ister ve sorunun peşini bırakmaz. Sonuçta Amerikalı bir bitki biyoloğu ile anlaşır.

Bitki biyoloğu çöle gider, bu tür kaktüslerden birinin yanında çadır kurar ve bir-iki ay kaktüsü gözlemler, inceler ve sonuçta bir rapor yazar.

Raporda şu ifade yer alır;

“…bu ipliklerin ortaya çıkma sebebi çölün çetin ve zor koşullarıdır.
Siz bu kaktüsü rahat bir ortama yerleştirmekle bu yeteneğinden etmişsinizdir…. “

Çocuk yetiştirirken, eğer ona kötülük yapmak istiyorsanız her istediğini verin.

Eğer iyilik yapmak istiyorsanız, bırakın bazı sorunlarını kendisi çözmeye çalışsın…
Bunu Yaparken de kendisini geliştirsin…

..

Bir otomobilin tekerleklerini değiştirmeyi boyumuza ulaşmış çocuklarımıza anlatarak öğretemeyiz. Öğrenmek ve öğretmek bazı haller de tam yaşamaktır. Abartıp bir ada da yalnız başına kalırsan ne yaparsın, ütopik, olağan dışı bilgilerle donanmak değil, yaşamın akışı ve tercihlerimizin alt katmanları ile bilgilenip, deneyimlerden faydalanıp aydınlanmak gibi. Çocuklarımız için önerilen bu öğrenme, zorlukları yaşayarak görme ve çözümleri bilme süreci, yaşı kaç olursa olsun her insan için geçerli bir yöntemdir.

Kelebek etkisini bilmek, her şeylerin birbiriyle bağlantılı olduğunu anlamak, meseleye pozitif bakıp, tüm negatif sonuçların da sebeplerini algılamak insan aklı için harika bir yol ve yöntemdir elbette. İnsan olarak büyük sorunumuz dünyayı bir milyondan fazla canlı türüyle paylaşıyoruz, bizlere sunulan yaşam süresi optimum bir asır’ın altın da. Ne aklımızın kapasitesi ne de yaşam süremiz meseleyi tümüyle kavramaya, öğrenmeye yeterli değil. Sağlıklı, mutlu, hayal kırıklıklarından uzak bir yaşam sürmek istiyor isek, pozitif ve olumlu yaşama gayretimizi terk etmeden, zorlukları görerek, gözlemleyerek, okuyup, deneysel bilgilenerek, fark ederek yaşamak en iyisi.

Mir Murat Demir