Hayatlarımız bir görüş, bir duyuş, bir yansımadan ibaret değil, bütün, tamamından ibarettir. Kalite kavramı ile hayatlarımızı değerlendirip seviyeli bir hal arayışında isek, hiç hata yapmamış, hiç yanlış karar vermemiş, hiç yanlış seçimler yapmamış gibi kriterlere takılmamak gerek. İnsan özünde, benliğinde doğru, adaletli, etik kurallarla yoğrulmuş bir kişiliği kendisine perçinlemişse isabetli bir hayata, yaşama haline yelken açmıştır. Yaşanmış ve yaşanacak günlerde özünde iyi tarifi olmasa da eğreti yaşama şekilleri, boyama, aksesuar, zorlama ve abartı etiketler ve benzeri yaklaşımlar yaşanan hayatı da yaşayan kişiyi de iyi yapmaz, kaliteli yapmaz, eğreti durur, durmak bir yana sırıtır.

Gülmek ve tebessüm çok iyi algılanırken sırıtmayı hep menfi algılar, altında bir hinlik ararız. Tebessüm ve gülmek pozitifliktir, iyi enerjidir sahip olana da çevreye de olumluluk saçar. Çevremizde neler neler görüyoruz değil mi, markasız ve yıpranmış elbisesi ile duruşu ve tavrını bütünleştirmiş nice insanlarımız vardır ki, kalitesi çok öteden anlaşılır durumdadır. İnsanımız yine tutarlı ve seviyeli olmayan kişiliği ile etiketlere, eğreti boya ve aksesuarların arkasına saklanmış, konuşma ve davranışlarıyla da çok sırıtan açıklar veriyordur da, eğreti duran eklemelerden medet beklemektedir. Bahis konusu bu hallere insanımız aldanıp prim verebilir hatta ve hatta çok iyi hazırlanmışsa destekte verebilir, doğrudur ama özünde bir kişilik parçası değilse er ya da geç dökülür, belirgin olur o eğreti yapışıklıklar.

Asırlar öncesinden günümüze ulaşan Mevlana sözü; ya olduğun gibi görün ya da göründüğün gibi ol. Eğreti yapılanma uzun sürmeyeceği gibi ilk olduğu değerden de aşağısıdır düşeceği yer. Kalite demek benimsemek, önemsemek, vücuttaki her damara her zerremize ulaşan kan gibi kişiliğimizde de her anımızda her davranışımızda hissedilen, kişiliğimizle bütünleşen şekildir kaliteli ve seviyeli hayat. Kaliteli ve seviyeli hayatın mimarı da uygulayıcısı da bizzat kendimiz olacağız, uygulayıcısı olduğumuz gibi kendi kendimizin denetçisi, takipçisi de yine kendimizizdir. Kaliteli hayatın ne olduğu bilip, bilip ama benimsemeyip, duruma ve yerine göre eğreti haliyle sahiplenmek, varmış gibi gösterme gayreti sadece ve sadece satış faaliyetlerinde kullanılan bir faaliyet nüansından ibarettir ve akıllı insanca, seviyeli ve duruş sahibi insanca reddedilir. Kalite bütünlük ve süreklilik ister, ne coğrafi farklılıklar ne de ahalinin kimler olduğu kalite kurallarını değiştirmez, esnetmez.

Alıntı, taklit, yalan, dolan, eğreti hallerle kaliteli görünme gayreti, olduğu haliyle kendisini ifade etmek ve göstermekten bin beter bir durumdur. Birincisi kısa süreli destek görüp alkış alsa da nihayetinde berbat hali kesinlik içerisinde olduğundan süreç gerçekleri ortaya saçacaktır, önlenemez nihayettir.