YUDUM MİNGAN ile bir araya geldik. İlk kitabı “Yalnızlığımın Başkenti Aşk”tan, yeni kitabı “Zırh”tan, yakın zamanda aldığı ödülden ve hayallerinden konuştuk. “Kadınlar kendi zırhlarını bilgisi ve karakteriyle kuşanmalı” diyen YUDUM MİNGAN bugün sizlerle…

Hoş geldiniz Yudum Hanım. Öncelikle sizi tanıyabilir miyiz?

Hoş buldum Yağmur Hanım, ben Yudum Mingan. Yaklaşık 15-20 yıldır yazıyorum. İlk kitabım “Yalnızlığımın Başkenti Aşk” 2020 yılında çıktı, şiir kitabıydı. Şiirlerim kaybolup gitmesin diyeydi aslında. Bir de şiir olmasının nedeni, uzun uzun anlattığımız hiçbir şey uzun uzun dinlenmiyor, bu yüzden kısa cümlelerle ifade etmek istedim.

Yudum ismi nereden geliyor?Bir hikayesi var mı?

Ben 7 aylık dünyaya gelmişim. Öldü sanılmışım. 88 doğumluyum. Benim dönemimde kız çocukları çok da değer görmüyordu, özellikle doğu ailelerinde. Benim annem ve babam çok şükür ki öyle değiller, kız çocuklarına önem veriyorlar. 7 aylık doğduğum için ufacık, el boyutundaymışım Yağmur Hanım. “Bir yudum bu” demişler benim için ve ismim Yudum olmuş.

Yazmaya nasıl başladınız? Sizi teşvik eden biri olmuş muydu?

Bir durum karşısında bir cümle kullandım, lise son sınıftaydım. Sonra Edebiyat hocam,Özlem Hanım “Sen okumayı düşünüyorsun ama sanki yazsan daha mı iyi olur” dedi. Cümlelerimin çok keskin olduğunu söyledi. Düşündükçe hak verdim, benim göremediğimi bana hocam gösterdi. Sonra karalamaya başladım ama bilgi yoktu. Zamanla çok okumaya başladım ve eksiklerimi kapatmaya çalıştım. Ama benim dönüm noktam bir arkadaşımın söylediği bir cümle ile olmuştu. Bir gün yazdım yazdım sonra sinirlenip kağıtları buruşturup tam çöpe atacakken “Yazdıklarını yırtarak iyi bir yazar olamazsın” dedi. Bu 2 oldu diye düşündüm. Artık üçüncüsü yok bunun, yazmak zorundayım dedim kendi kendime. Ayrıca hocam Nami Damar da bu yolda bana çok destek oldu, ona da buradan teşekkür etmek isterim.

Yazarken nelerden ilham alıyorsunuz?

Aslında her şeyden. Yolumun kesiştiği insanlardan, şahit olduğum olaylardan, haksızlığa uğrayan ya da hak ettiğinden fazlasını alandan… Herkesten ilham alıyorum. Bizler birbirimizin hayatına misafiriz. Doğal olarak doğru misafiri doğru yerde ve doğru şekilde ağırlamak gerekiyor.

Yeni kitabınız Zırh da daha çok yeni, hayırlı olsun öncelikle. Neler anlattınız?

Çok teşekkür ederim. Aslında köşe yazılarımı derledim diyebilirim. İsmi Zırh, benim için çok kıymetli. Şiir kitabım da çok değerliydi ama bu kitabın yeri ayrı benim için. Çünkü sesli söyleyemediğim her şeyi söylediğimi düşünüyorum.

İsmi neden Zırh?

Bu kitap sayesinde bir şeylerin fark edilmesini istiyorum aslında Yağmur Hanım. Zırh biliyorsunuz ki koruma kalkanıdır. Öncelikle kadını ve çocuğu korumamız gerektiğini vurguladım. Ve bunu hep erkek yapmak zorunda gibi bir algı var ama kadının bu zırhı bilgisiyle, kültürüyle, karakteriyle, duruşuyla kuşanması gerektiğini yazdım. Kitabımın kapağında da özellikle yer verdim, “Ne kadar geç kaldıysan o kadar acele et” diye. Çünkü acele etmemiz gerek.

Yakın zamanda bir de ödül aldınız. Tebrik ederim. Mutlu musunuz?

Teşekkür ederim, çok mutluyum. Yaptıklarının karşılığını alabilmek müthiş bir haz zaten. Sakarya Başarı Ödülleri’nden 4 Ekim’de ödülümü aldım. Benim için çok kıymetliydi. Ödüllendirilmek herkesi mutlu eder. Ancak insanın yazdıklarıyla, kalemiyle ödül alması bence daha da onur verici. İnanılmaz güzel bir geceydi. Beni ödüle layık gördükleri için sizin aracılığınız ile buradan bir kez daha teşekkür etmek isterim. Allah herkese emeğinin karşılığını nasip etsin.

Ödülünüzü Uğur Arslan’ın elinden aldınız değil mi?

Evet. Sevgili Uğur Arslan ile yıllar önce kardeşim düştüğünde karşılaşmıştım, evimize bize yardım etmek için gelmişlerdi ve yıllar sonra onun elinden ödül aldım. Benim için çok değerliydi. Eve gittikten sonra bundan neden Uğur Bey’e bahsetmedim diye kendime çok kızdım. Bu cümlelere bir yerde rast gelirse, sevgi ve selam olsun…

Gerçekten çok büyük bir tesadüf…

Alma verme dengesi dediğimiz şey aslında bu Yağmur Hanım. Yıllar önce o bize geldi, yıllar sonra biz ona gittik…

Yazılarınız özellikle kadına ve çocuğa şiddet üzerine. Kadına şiddetle ilgili ne düşünüyorsunuz? Aslında şiddetin her türlüsüne karşıyız ama ben özellikle kadına yönelik şiddeti sormak istedim, kadın olduğumuz için…

Baktığımız tabloda toplumu yetiştiren kadındır Yağmur Hanım. Bugün bir bebeğe şekil veren, bir katile, bir bilim insanına da şekil veren yine bir kadındır. Doğal olarak aslında bir noktada ektiğimizi biçiyoruz. Yani bizler önce kadını geliştirerek, zaten çocuğu ve erkeği geliştirmiş olacağız. Bu yüzden özellikle kadına yönelik şiddete karşıyım. Evet, çocuğa yapılan şiddet de çok can yakıcı ancak biz zaten kadınların o yetiştirdiği erkekleri toparlarsak; ne hayvan, ne çocuk ne de kadın, hiçbiri şiddete uğramıyor olacak.

Bu yolculukta en büyük destekçileriniz kimler oldu? Teşekkür etmek istediğiniz isimler var mı?

Destek olmayan herkese teşekkür ediyorum.

Bu soruya bu güne kadar aldığım en farklı cevaptı Yudum Hanım.

Tabii ailem, arkadaşlarım, sevdiklerim başımın tacıdır onlar ayrı. Ancak “yapamazsın, insanlar okumuyor, okumaz, boşa kürek çekiyorsun” diyerek sürekli eleştirenlere teşekkür ediyorum ve minnet duyuyorum.

Onlara da buradan selam olsun diyelim. Bir de şarkı projeniz var. Az önce röportaja başlamadan bana dinlettiniz ve gerçekten çok beğendim. Nasıl gelişti bu proje?

Sevgili Oğuzhan Tanrıverdi’ye ilk şiir kitabım çıktığında kitabımı hediye olarak gönderdim. Geri dönüş alacağımdan dahi umudum yoktu ama sağ olsun destek oldu ve kitabımı paylaştı. Bir gün hiç beklemediğim bir anda bana “Acil mail adresini vermen gerek” dedi. Benim şiirimi bestelemiş ve bana mail atmıştı. O mutluluğu size anlatamam. Cümle olarak yazdıklarınızın şarkı olarak başkasının ağzından çıkması ve bunun ilk olması muazzam bir his.

Bundan sonraki hayalleriniz neler? Kitap ya da yazarlık üzerine sormuyorum. Hayata dair bir hayaliniz var mı?

Benim tek hayalim kadın sığınma evi açmak Yağmur Hanım. Allah’ım bu hayali kurmamı istediyse nasip de edecektir eminim. Ama yüksek sesle söyleyince hayaller daha hızlı gerçekleşir derler, bu yüzden yüksek sesle söylüyorum artık.

Gönülden söylüyorum inşallah bu hayal gerçek olur. Günümüzde kadın dayanışmasından ne kadar çok bahsetsek ve bunu savunsak da aslında her zaman kadın kadının düşmanı diye de bir hatırlatma yapılabiliyor zaman zaman. Siz ne düşünüyorsunuz? Başarılı kadınların destekçisi misiniz?

Ben başarılı kadınlara hayranım. Mesela Müge Anlı, hayranım ona. Birçok kadının görünmeyen çaresizlikleri de var. Benim için de yazmak bir şeylerden kaçıştı. Kitabımın adı Zırh, aslında ben kendi duvarımı ördüm. O yazdıklarım benim aslında duvarımdı. Ve o duvarın arkasına da kimsenin geçmesini istemiyorum. Çünkü şunu biliyorum ki, biz kime taviz verirsek ilk ondan zarar göreceğiz. Defalarca yaşadık bunu, herkes yaşamıştır. Kadını ayağa kaldırırsak, medeniyeti de ayağa kaldırırız. Bazen bana kızıyorlar, kadınlara yüklenme kötü olan erkektir diye ama biz kadınları düzeltirsek toplum çok güzel yerlere gelecek.

Sizce aşk nedir?

Aşk, müthiş bir boşluk hissi. Aşkı herkes kalpte sanıyor ama hayır, aşk beyinde. Beyninizin ilk 7 saniyede onayladığını aşk diye alıp kalbinize sokuyorsunuz. Ve sonundaki o sallantı ve çektiğiniz acı aslında 7 saniyenin diyeti, başka bir şey değil.

Hayır, bu cevabı kabul etmiyorum Yudum Hanım. Bilimsel cevap verdiniz sanki. Tüm sıfatlardan arınmış ve iş hayatını, kariyerini bir kenara bırakmış, sadece kalbiyle cevap veren Yudum’a soruyorum aşk nedir diye. Sizin için aşk nedir?

Benim için çaresizlik… Tuttuğunuz tüm dallardan ellerinizin kayması ve kan revan içinde yere yığılmanız aşk… Savunmasızlık… Röportajın başından beri Zırh diyoruz ya, ben kendimi %90 aşka kapatıyorum, çünkü çok fazla yara aldım. Uzun yıllardır da aşka bakışım o kadar sert ki…

Bir de web siteniz var değil mi?

Evet, kendi ismimle (yudummingan.com) bir web sitem var.  “Adın çok farklı kendi adınla aç” diye yorumlar alınca yakın çevremden, ben de öyle yaptım. Okunmasını istediğim özellikle dünya klasiklerinden kitaplar ekledim ve kitap satış bölümünü de aktive ettim. Ama hepsinin amacı aynı; kadın sığınma evini açmak.

Yaptığınız her şeyin sonu ona çıkıyor.

Evet Yağmur Hanım.

ABD'de başarılı çalışmalarıyla ün kazanmış Türk sanatçı: Burak Beşir ABD'de başarılı çalışmalarıyla ün kazanmış Türk sanatçı: Burak Beşir

Dilerim gerçek olur, açılışında ve tüm sürecinde de yine birlikte oluruz. Kadına dair yapılan her şeyin arkasındayım ve destekçisiyim. Sohbetiniz için çok teşekkür ederim. Son olarak neler söylemek istersiniz?

Dünya üzerinde hayallerimiz kadar yer kaplıyoruz. Bence bütün insanların sarıldıkları diğer insanlar değil de hayalleri olmalı. Ben bir hayale tutunarak çıktım bu yola. Ve öyle bir şey ki, ben onu bırakmayı düşündüğümde o bana sarılıyor. Bu yüzden hayallerinize tutunun demek istiyorum.