ASLI MERCAN SARI

TÜRKİYE'DE 42 DÜNYADA 25 ÜLKEDE TEMSİLCİLİĞE ULAŞAN BİR YAPI

Bu hafta röportaj konuğum Yesevi Yardım Hareketi genel başkanı Mahmut Cömert. Yesevi Yardım Hareketi, Muhsin Yazıcıoğlu’nun yolundan gelmiş Nizam-ı Âlem ocaklarıyla başlayıp, Alperen ocaklarında bir şekilde görev almış, birbirini bulmuş Muhsin Yazıcıoğlu'ndan sonra kimseye iradesini ve gönlünü verememiş, merhum Muhsin Başkan’dan aldığı terbiyeyle edeple onun çizgisini daha başka alana taşımaya, dünya çapında bir organizasyona dönüştürmeye inanmış bir ekibin Kayseri'den başlayan, Türkiye'de 42 Dünyada 25 ülkede temsilciliğe ulaşan, dini, siyasi, ekonomik ya da diğer kültürel teşekküllerden tamamen bağımsız, kendi maddi ve insan kaynaklarıyla kendi planlamasını yapıp kendi istikametinde yürüyen,  Yesevi Sağlık, Yesevi arama kurtarma, Yesevi doğal hayat ve hayvan haklarını koruma, Yesevi öğrenci yurdu, Genç Yesevi, Yesevi yayınevi gibi bir birinden bağımsız ama bir biriyle tamamen koordineli bir yapı. 11 ilimizde meydana gelen, ülkemizi derinden sarsan depremden sonra bölgelere çok hızlı intikal etmişler. Hala da çok aktif bir şekilde il örgütlenmeleri, üye ve gönüllüleriyle bölgelerde yaraları sarmaya devam ediyorlar. Sayın Cömert ile bu başarılı hareketi, iller ve ülkeler bazında oluşturdukları sistemi, davalarını, vizyon ve misyonlarını, depremden bu yana verdikleri çetin ve samimi mücadelelerini konuştuk. Röportajımız sizlerle.

Öncelikle Mahmut Cömert Kimdir? Kısaca kendinizden bahsederseniz çok memnun olurum.

1983 Samsun Vezirköprü kazasında doğdum. Lise eğitimine kadar memleketimde kaldıktan sonra üniversite eğitimimi 19 Mayıs Üniversitesi Amasya Eğitim Fakültesinde tamamladım. Yüksek Lisansımı aynı üniversitede bitirdim. Milli eğitimde öğretmen olarak çalışmaktayım. Evli iki çocuk babasıyım.

Yesevi Yardım Hareketi’nden bahsedelim istiyorum. Yesevi Yardım Hareketi Derneği çalışmaları ve vizyon misyonundan bahsedebilir miyiz? Hangi amaca hizmet eder? Nasıl başladı, nasıl doğdu?

TEMEL İTİBARİYLE MUHSİN YAZICIOĞLU’NUN YOLUNDAN GELMİŞ İTİRAZ HAREKETİ

Yesevi Yardım Hareketi, merkezi Kayseri olan aslında bir itiraz hareketi. Bir isyan hareketi. Malumunuz Anadolu’nun gariban çocuklarıyız. Kendilerine biçilen rol memur olabilir başka bir şey olamaz bağımsız kendi ayaklarının üzerinde bir yapı kuramaz, uluslararası bir vizyonu olmaz gibi söylemlerle büyüdük. Özellikle çocukluk dönemlerimde sosyal bilimlerin çoğuna ilgi duyan biri olarak Türkler bilim yapamaz, Türkler teşkilat kuramaz, Türkler organize olmaz ifadeleriyle büyüdük. Ortaya çıkışı bu cümlelerin itirazıdır. Kaderin bir cilvesiyle Kayseri'de bir araya gelmiş, bir birini bulmuş bir ekibin bir birlerine vermiş oldukları derin sözlerle 2009 yılında aksiyonuna başlamış, 2012 yılında tüzel kişiliğini oluşturmuş iki dernek şeklinde bir derneği gençlik eğitim kültür diğeri de insani yardım ve onun uzantıları olarak faaliyete geçmiş bir yapıdır. Temel itibariyle Muhsin Yazıcıoğlu’nun yolundan gelmiş Nizam-ı Alem ocaklarıyla başlayıp, Alperen ocaklarında bir şekilde görev almış, birbirini bulmuş Muhsin Yazıcıoğlu'ndan sonra kimseye iradesini ve gönlünü verememiş, Muhsin Başkan’dan aldığı terbiyeyle edeple onun çizgisini daha başka alana taşımaya, dünya çapında bir organizasyona dönüştürmeye inanmış bir ekibin Kayseri'den başlayan, Türkiye'de 42 Dünyada 25 ülkede temsilciliğe ulaşan bir yapıdır. Yesevi Hareketi şuan dini, siyasi, ekonomik ya da diğer kültürel teşekküllerden tamamen bağımsız, kendi maddi ve insan kaynaklarıyla kendi planlamasını yapıp kendi istikametinde yürüyen bir yapı.

Deprem ile ilgili sorularım olacak ama öncesinde Yesevi Hareketi olarak yurtdışı faaliyetlerinizden bahseder misiniz?

Biz Milli Eğitim Bakanlığı ile birlikte bir yarışma yaptık. “Gönül Coğrafyası” yarışmanın adı. Milli Eğitim ile protokol yaptık. Gönül Coğrafyası uluslararası dediğimiz bir yarışma… Biz, bizim ecdadımızın, zamanında hükmettiği eşitliği adaleti, kardeşliği, huzuru, götürdüğü coğrafyada biz tarihi mesuliyetleri omuzunda hisseden bu coğrafyayı yurt dışı olarak görmeyen bir hareketiz. Yurdun içi olarak gören vatanımızın bir parçası olarak gören bir hareketiz. O yüzden biz bunları yurt dışı faaliyetleri diye ifade etmiyoruz. Gönül coğrafyamızdaki faaliyetlerimiz olarak ifade ediyoruz. Temel takıldığımız noktalardan biri de budur. Gönül coğrafyasından gerekli verimi aldık. Bugüne kadar nasip olup da dokunabildiğimiz ulaşabildiğimiz tüm coğrafyalarda binlerce kardeşimiz oldu. Şuan hepsi bir biriyle aynı edep çizgisindeler. Dinamik bir yapı yeni insanlar katılıyor. Amacımız giyim kuşam düşüncede bir prototip değil insanı eşrefi mahlûkat olarak görüp her birine ayrı ayrı şahsiyet olarak gören bir harekettir. Örnek veriyorum ekipten arkadaşların aynı karakterde olmasını, aynı şekilde giyinmesini, saçını aynı şekilde kestirmesini istemiyorum. Her biri ayrı rengin kokusu olan bir şahsiyet. 

Sizleri yakinen tanıdım izlenimlerimden çıkardığım omurgalı bir duruş görüyorum. Çatınız altında olan bireyler ocak terbiyesiyle mi bu güne geldi. Bizim çatımızın altında olan insanların belli duruşu mu olacak dediniz bu onurlu duruş ile ilgili biraz bahsedebilir misiniz? 

İlkelerimizde hep şunu söyledik, çıkış hikayemizde ütopik bir söylem vardı; genel başkansız ve genel merkezsiz bir yapı sadece ilkelerde buluşan, bulundukları mahallerde aynı ilkeler çerçevesinde kendi imkanları ve coğrafyanın ihtiyaçlarına göre projeler üreten, aynı ilkelerde bir araya gelen bir hayalim vardı. Sosyolojik gerçekliklerden dolayı tüzel kişilik olarak genel başkanlı ve genel merkezli bir sistem kuruldu. Temel itibariyle ilkelerde buluşmaya çalıştık. 

Bünyemize gelen birçok insan var. İlkelere uyabiliyorsa kalıyor uyamıyorsa gidiyor. Merhum Muhsin Yazıcıoğlu’nun duruşu peygamberi örnek alan bir duruştu. Onun terbiyesiyle terbiyelendik. Onun duruşunu biz kendimize şiar edindik.

Deprem bölgelerinde yapmış olduğunuz çalışmalarınızdan bahsedebilir misiniz? Çok hızlı koordine oldunuz. Çok hızlı sahadaydınız. 

TÜRKİYE ASLINDA HİÇ BİR AFETE HAZIR DEĞİL!

Depremden önce şunu açıklamam gerekiyor: Yesevi Hareketi, "Hareket" kelimesinin siyasi literatür de bir anlamı var. Toplumu ilgilendiren, insanı ilgilendiren bir sürü yapıyı bulunduran çatılara hareket adı veriliyor. Biz bir hareketiz. Yesevi Sağlık, Yesevi arama kurtarma, Yesevi doğal hayat ve hayvan haklarını koruma, Yesevi öğrenci yurdu, Genç Yesevi, Yesevi yayınevi gibi bir birinden bağımsız ama bir biriyle tamamen koordineli bir yapıdan bahsediyoruz. Böyle olunca insan kaynakları kendi alanlarında ehil insanlardan seçiliyor. Hem belli bir edep çizgisinde, belli bir ahlak düzleminde olması gerekiyor hem de belli yeteneklerde olması gerekiyor. Türkiye standartlarında olduğun zaman Türkiye’de 85 milyon insan var. Haliyle sabırlı bir sürecin sonucunda istediğiniz kadrolara bir şekilde ulaşıyorsunuz. Bu bir istikrar meselesi. Bu kurumlarımızdan birisi arama kurtarma kadromuz.

Yaşadığımız seller, yangınlar, depremler, pandemi dönemi bir şeyi gösterdi ki ülkenin kendi çocuklarına ihtiyacı var. Bu minimalde de arama kurtarmaya yönelik ciddi çalışmalar yaptık fakat şöyle bir problem olarak karşılaştık, insanımız karşısında somut olarak bir şeyi görmeyince algılayamıyor. Buna gönül vermiş inanmış arkadaşlarla süreci tamamlayınca şöyle dedik bu işi ciddi anlamda stratejisine, faaliyetlerine felsefesine kafa yoran ciddi bir ekip var. Elazığ ve İzmir depreminde biz ne yazık ki Türkiye'nin görmediği bir gerçeği gördük. Türkiye aslında hiç bir afete hazır değil! Bu durumda üzerimize düşen görevi ve sorumluluğu almak için hazırdık. Hızlı organize olduk. Biz bir teşkilatız bir teşkilat bir projenin hayata geçmesinde ortaya çıkar. Onun dışında iller bazındaki her bir başkanımıza sonsuz güvenirim. Güvenmesek İl başkanı yapmayız zaten. Güveniyorsak verdiği kararlara saygı duymak zorundayım. Mesela Gaziantep İl başkanımız Tuğrul Başkan, 150 kişilik bir ekiple Kilis, Gaziantep, Nurdağı, İslahiye, Kırıkhan'ın tüm dağlarına kadar arama kurtarma çalışmalarını yaptılar. Bunun için talimat beklemediler. Bizim harekatımızdaki her bir birey bu liderlik vasfını taşıyan insanlar o yüzden çok hızlı organize olduk.

Mahmut Bey bağışçı profiliniz nedir? Bağışları nasıl kabul ediyorsunuz?

Milli ve gönüllülerimiz hariç, yabancı fon kaynaklarından kesinlikle para kabul etmiyoruz. (Avrupa Birliği, Birleşmiş Milletler, Japonya v. S...) Yurtdışında 12 bölgede temsilciliğimiz var. Yesevi'nin aynı Türkiye'de ki temsilciliği gibi fakat ölçü bellidir yabancı fon kaynağı kullanılmayacaktır. 

Blok halde bağış kabul etmiyoruz. Mesela bir kişi bize 10 milyon TL bağış yapamaz! Kabul etmiyoruz. İlkemiz budur. Kitlemiz genel anlamda asgari ücretlidir, memurdur en fazla orta düzey ticaret ile uğraşan kişilerdir. Sanat camiasından, edebiyat camiasından, akademik dünyasından da birçok gönüllümüz var.

Mahmut Bey, Merhum Muhsin Yazıcıoğlu'un bir siyasi duruşu vardı. Yesevi Yardım Hareketi Muhsin Yazıcıoğlu'un davadaşları kendisinin yarıda kalan tek tek hayallerini gerçekleştiriyorsunuz. Bu harekette benim gözlemlediğim artık Muhsin Yazıcıoğlu rahmetli olduktan sonra Büyük Birlik Partisi ile de bağlantınız yok. Hiç bir siyasi partinin arka bahçesi değilsiniz. Şunu merak ediyorum: şuan bir seçim olsa bu kadar kalabalık kitlesi ve gönüllüsü olan bir oluşumun yönü ne olurdu?

YESEVİ HAREKETİ SİYASET ÜSTÜ BİR HAREKETTİR HERKES BİREYSELDİR

Bizim bir teşkilat olarak ilkemiz ticaret ve siyaset bireyseldir. Çatımız altında olan herkesin fikri bireyseldir sormayız. Bizim bulunduğumuz ortamlarda Yesevi Hareketinin faaliyetleri ve vizyonu konuşulacak onun haricinde bu tür konuşmalara kesinlikle girmiyoruz. Yesevi Hareketi siyaset üstü bir harekettir herkes bireyseldir. Şunu herkes bilir, sohbetine mahzar olmuş birçok kişi dile getirir getirmez bilemem ama Muhsin Yazıcıoğlu BBP'yi bir kürsü olarak kullandı hiç bir zaman kutsamadı. Muhsin Başkan siyaset üstü bir insandı. 3000 yıllık bir devlet geleneğinin mesuliyetini omuzunda hisseden bir dava taşını omuzunda taşıyan biriydi. Bugün hangi siyasi yapıya hangi dini kuruluşa giderseniz gidin Muhsin Yazıcıoğlu'nu rahmet ile anar. 

Siyasetler bu duruşumuzu bilir teklif bile söz konusu değildir. 

Siyasi hiç bir oluşumla işiniz olmaz peki, sizin ilerleyen zamanlarda bu yapılanma altında kendi ideolojinizi yürütebileceğiz bir partileşme olabilir mi? 

MESELE DAVAYSA, MESELE VATANSA, SİYASETİN ÇOK ÜSTÜNDE GÖRÜYORSAK SİVİL TOPLUM BİLİNCİNİ BÖYLE BİR ŞEY SÖZ KONUSU OLAMAZ.

Biz gelenekçi insanlarız, Türk İslam medeniyeti sivil toplum medeniyetidir yani vakıf medeniyetidir özellikle 600 yıl dünyaya hükmetmiş Osmanlı Devleti adalet ve askerlik işini yapar onun dışındaki bütün hizmetleri vakıflar görür yani sivil toplum görür. Bugün biz hareket olarak sivil topluma çok inanan insanlarız. Mesele davaysa, mesele vatansa, siyasetin çok üstünde görüyorsak sivil toplum bilincini böyle bir şey söz konusu olamaz. Düşünmüyorum. 

Yesevi Yardım Hareketi’nin ileriye dönük hedefleri nelerdir? 

Başarı bir güdüdür. Ömrümüzü bu yolda geçireceğiz. Kendimizi ne zaman başarılı addederiz? Ne zaman ben genel başkanlığı temiz bir şekilde teslim edersek bu bir başarıdır. Bizler bu ülkeye kıyamete kadar hizmet edecek bir yapı kurmaya, kodlamaya çalışıyoruz. Bu hedefi her hangi bir somut şeyle ifade ederek küçültmek istemiyorum. Bizden sonra gelecek nesiller onların ufukları vizyonları onların inançları yepyeni hedefler ortaya koyacaktır. Onlar yeni nesillere devredecektir. Biz böyle bir gelenek inşa etmeye çalışıyoruz. 

Son olarak söz sizde Mahmut Bey neler söylemek istersiniz? 

Büyük bir felaket yaşadık. Ne ölümüze ne dirimize sevinebildik. Kendi çatımız altında olan Yesevi Yardım Hareketi’nden 250 kaybımız var net sayı olmamakla beraber. Psikolojik olarak bu depreme hareket olarak hazırdık hemen çıktık geldik bölgelere. Çok kar yağışı vardı. Hemen enkaza girdik. Çünkü çok nitelikli profesyonel bir kadromuz genel merkezde mevcuttu. Kahramanmaraş Pazarcık'ı genel karargah olarak belirledik. Gaziantep Yesevi kendi bölgesinde, Konya Yesevi Antakya'da, Ankara Yesevi Osmaniye ve Adana'da, Samsun Yesevi Elbistan'a, İzmir Adıyaman'da, Amasya, İstanbul Yesevi Pazarcık'ta çalışmalara başladı. 

Depremden 78 saat geçtikten sonra 26 saatlik çalışmayla arama kurtarma liderlerimiz önderliğinde iki evlat ve bir anneye ulaştık. AFAD ile birlikte yürüttük çalışmalarımızı. Bu işin mihmanları AFAD'dır yani devlettir. Devletten büyük organ yoktur. Devletin koordinasyonu dışında hiç bir şey yapmayız. Ekip arkadaşlarımız tüm bölgelerde çalışmaları başlayıp başarılı bir şekilde bitirdiler. Akabinde insani yardım psikososyal faaliyetlere başladık. Aşevleri kurduk, mescit açılışlarımız başladı. Ve hiç durmadan kardeşlerimizin yanında olacağız. Allah hepsini kaydedendir.

Allah yar ve yardımcımız olsun. Teşekkür ederim.

-Samimi röportajınız için ben teşekkür ederim. Bu vesile ile önümüzdeki günlerde ölüm yıldönümü olan değerli dava adamı, merhum Muhsin Yazıcıoğlu’nu saygı ve rahmetle anıyorum. Ruhu şad, mekânı cennet olsun.

Yeşilçam'ın Altın Çocuğu: GÖKSEL ARSOY Yeşilçam'ın Altın Çocuğu: GÖKSEL ARSOY

Röportaj: Aslı Mercan Sarı