ALTAY TANKI PROJESİ (Aslında Tankın Aslı Traktördür.)

Türkiye uzun zamandan beri bir milli tank geliştirme projesini yürütüyor. Rahmetli Mustafa Koç bu tankı üretmek için büyük gayret sarf etti. Prototipinden başlayarak maket tanzimine kadar her üretim aşamasıyla ilgilendi. Namlusundan, paletine, paletinden aküsüne, aküsünden elektronik aygıtlarına kadar her vidasının imalatı ile meşgul oldu. Tank tam imalat aşamasına gelmişti ki; bir duyduk Mustafa Koç Bey kalp krizi geçirdi ve Hakkın rahmetine kavuştu. Ben bu kalp krizinin normal bir ölüm olmadığı kanaatindeyim. Muhtemelen gecikmeli tesir gösteren ve sebebinin tespit edilmesi mümkün olmayan bir ilaçla zehirlendi. Sırf milli tank projesini baltalamak için bunu yaptılar. (Ben böyle düşünüyorum. Böyle hissediyorum.)

Mustafa Koç’un bu tank üzerindeki emeğinin bir vefa hissi ile tescil edilmesi gerektiği düşüncesindeyim.  Altay Tankı seri üretime geçtiğinde bir kadirşinaslık örneği gösterilmeli Mustafa Koç ismi verilen seri tanklar üretilmelidir. Tanklar adı gibi koç gibi olsun.

Konuya böyle bir giriş yaptıktan sonra; tankların muharebe alanına çıkışından başlayarak meseleyi ele alarak değerlendireceğiz. l. Dünya Savaşı’nda ateş gücünün artması orduları toprağa gömülmeye ve durgun (statik) yıpratma muharebesi yapmaya zorladı. Verdün ve Marn cephesinde karşılıklı muazzam zayiata rağmen taraflar bir kilometre bile ilerleyemiyordu. Tevkif ve baraj ateşleri; taarruz eden birlikleri adeta buharlaştırıyordu. Birliklerin düşman hatlarına zayiat vermeden yaklaşması için tank fikri ortaya çıktı. Öyle bir silah yapılmalıydı ki; topçu ateşinin parça tesirinden ve piyade silahlarının mermilerinden korunma sağlamalıydı. Çiftçiler için yapılmış olan bildiğimiz traktörün etrafı çelik saçlarla kapatıldı, üzerine makineli tüfek ve top yerleştirildi muharebe sahasına sürüldü. Bu silah ll. Dünya Savaşı’nın en yaman silahı oldu. Çelik kuvvet, zırhlı birlikler kavramı böylece ortaya çıktı. Tank harp tarihine, strateji bilimine; derinliğine yarma, geniş kuşatma, çevirme harekâtlarının, taarruz gücünün temel silahı olarak geçti.

Günümüzde tek erin uçan kanatlı savaşçıya dönmesi, insanımsı robotların muharebe alanına katılması, insansız hava araçlarının sınırsız gelişmesi, uzayın askeri amaçlarla kullanılması, layzer teknolojisi, elektronik harp, her türlü araçların hız ve tahrip gücündeki muazzam artış (nükleer silahlar) akıl almaz bir şekilde devam etmektedir. Deprem ve iklim teknolojilerindeki gelişmeler ve bunları silah olarak kullanmanın mümkün olması (HAARP teknolojileri) yeni savaş silah ve teknolojilerin devreye girmesi ile askeri bilimin yeni bir çağa geçeceğini göstermektedir.

Yani; hani şimdi diyoruz ya; düşmana ait 5 uçağı düşürdük. Üç tane gemiyi batırdık! Yarın düşmana ait 5 insanımsı robotu öldürdük, mayın döşeyen, pusu kuran robotlar imha edildi, intihar bombacısı 3 adet robot yakalandı, bir robotumuz kayboldu, esir düştü gibi kavramların askeri sözlüğe girmesi pek yakındır. Bu gün çocuk oyuncağı olarak karşımıza çıkan otomobilin robota, robotun uçağa dönüşmesi eylemini gerçekleştiren uçan- kaçan, ateş eden insanımsı robotların yapay zekâ mahsulü teknolojilerin devreye girmesi ile askeri stratejide muazzam bir değişimin zamanı gelmektedir, gelecektir. Teknolojide sürpriz, umulmadık sıçrama en temel stratejik değişken(sabite) haline gelmiştir. ARGE’deki ani sıçramalar ileri geri ülke kavramlarını bile aniden ortadan kaldırabilir. Umulmadık teknolojik hamleler askeri dengeyi altüst edebilir. Birinci sınıf askeri güçleri devirebilir.

Günümüzde askerlik; sadece savaş sanatı olmaktan çıkmış, ileri mühendislik bilgisi gerektiren, hızlı mukabele kabiliyetini cesaretle birleştiren yüksek zekâ ve deha bilimi haline gelmiştir. 

Çağı yakalamak ve beka meselesini kökten halletmenin başı çare buluculuktur. Başarının temeli şudur:  İşi tıkandığı yerden yeniden harekete geçmek ve çözüm üretmektir. Sözü şuraya getirmek istiyorum: Altay Tankı için motor arıyor bulamıyor musunuz? G. Kore’den- Çin’den, Ukrayna’dan istiyorsunuz, alamıyor musunuz? Türkiye’nin önünü tıkamak mı istiyorlar? O zaman çözüm bulacaksınız! Siz de elektrik motorlu tank yapacaksınız! Hayalleri zorlayacaksınız!

Bilindiği üzere mevcut tanklar benzin veya dizel motorludur. Bazılarının her iki tarafında akaryakıt tankları mevcuttur. Tank isabet aldığında bu depolar tutuşmakta ve şiddetle yanmaktadır. Bu yanmanın tesiri ile tankın içinde bulunan silah payı mühimmat, mermi, füze ve mayın ne varsa patlamakta etrafı cehenneme çevirmektedir. Ordumuzun yaptığı Carablus ve El Bab harekâtında isabet alan bazı tanklarımız içindeki personel ile birlikte yanmıştır. Esasen akaryakıt ile patlayıcı maddeyi bir arada bulundurmak çok tehlikelidir.

Bu nedenle elektrik motorlu tank yapmak çok isabetli bir karar olacaktır. Bir defa tank hafifleyecektir. Sesiz hale gelecek düşmana yaklaşmak ve baskın yapmak daha kolay hale gelecektir. İsabet aldığında içinde akaryakıt olmadığı için yanmayacaktır. Arıza yapmayacaktır. Kolay tamir olacaktır. Kolay çalışacaktır. Soğukta donmayacaktır. Her türlü iklim şartında çalışacaktır. Tank içindeki diğer araçları çalıştıran elektrikli ve jeneratörlü sistemlere ihtiyaç kalmayacaktır. Diğer sistemler motor aküsünü ortaklaşa kullanacaklardır. Tankın kullanımı daha kolay hale gelecektir. Yolda kalmayacaktır. Harekât mesafesi uzayacaktır. Harekât ihtiyacına göre her ebatta tank ve taktik iş makinesi (istihkâm sınıfı için)  yapılabilecektir. 

Her tank takımının bünyesine bir şarj jeneratörü timi ve şarj kabloları, yeterli yedek aküler verildiğinde taktirde sistem fevkalade hızlı işleyecektir. Akü değişimi akaryakıt ikmalinden daha kolay ve daha kısa sürede yapılabilecektir. Şehir şebeke kiti ile şehir elektrik şebekesinden de istifade ederek ikmal yapılabilecektir. 

Aşağıda resmi görülen yerli traktörü çalıştıran elektrik motorları ve akü sistemi, tankı taksi ile yarıştırabilir hale getirebilecektir… Şarj Jeneratörleri için ihtiyaç duyulan akaryakıt 5 misli daha az olacaktır. Her tank bölüğünün arkasından 2 tanker akaryakıt ikmal aracının gitmesine ihtiyaç kalmayacaktır. Bir iyi yetişmiş elektrik tekniksiyeni hiçbir tankını arızadan dolayı yolda bırakmayacaktır.

Tarım Bakanlığımızın yaptırdığı 8 saat durmaksızın çalışan elektrikli traktör projesinin Altay Tanklarına uygulanması kaynakların yerli ve milli hale getirilmesi hedeflerinin gerçekleştirilmesinde ve savunma endüstrisinde yeni bir çağ başlatacaktır. Elektrikli Altay Tanklarının üretimine çalışkan- vatansever iş adamımız rahmetli Mustafa Koç’un ismini vererek başlamak uğur getirecektir. 

Elektrikli tank ve elektrikli motor projesi Türkiye’nin savunma sanayi ihracatına patlama yaptıracaktır. Elektrikli tankı iyi yaparsak sipariş yetiştiremeyiz. Ben Erbakan Hocamızın söylediği 100 bin tank projesinin hayal olmadığını düşünüyorum. Hiçbir hedef hayal değildir yeter ki azmedilsin.