Yerindelik denetimi ve hukuka uygunluk denetimi birbirinden farklıdır.

İdare hukuku en geniş anlamıyla “idarenin hukukudur”. İdare dediğimiz zaman; yapısal veya organik idareden söz edilmektedir.

Devletin belli bir faaliyetlerinden söz edilmekte ise; “fonksiyonel” “görevsel”, “işlevsel” anlamda idareden söz edilmektedir.

Devletin belli anlamda fonksiyonları vardır. Bunlar, yasama, yürütme ve yargı fonksiyonudur.

Egemenlikten kaynaklanan bu yetkileri, nasıl ve kimin eliyle kullanacağı bütün sistemlerin temel ayrım noktasıdır. 

Anayasamız bu yetkileri organlar eliyle kullanmayı hedef almıştır. Bu organlar seçilmiş meclis tarafından görevlendiren organlar tarafından kullanılır.

Organik anlamda idare; yasama-idare. yargı-idare, yürütme idare 

Fonksiyonel anlamda idare; yasama fonksiyonu, yargı fonksiyonu, yürütme fonksiyonu

İdari fonksiyon; devletin yasama, yargı ve yürütme fonksiyonu dışındaki, toplumun gündelik işlerini ve gereksinimlerini karşılamak üzere yaşamın sürdürülmesi amacıyla yürütülen tüm kamusal iş ve faaliyetleri oluşturmaktır.

Bu anlamda idari fonksiyon esas itibarıyla idare organları tarafından yerine getirilmekle beraber diğer fonksiyonların esas işleri dışında idari fonksiyonlarında mevcuttur.

Yerindelik denetimi ve hukuka uygunluk denetimi birbirinden farklıdır ve denetimi iki ayrı ana hat olarak incelenir.

Buradaki ana kriter gündelik hizmetin sürdürülebilir ve sağlayıcıların adil bir şekilde hizmet sunumudur.

Hukuka uygunluk denetimi; yürürlükteki ilgili mevzuata, yargı içtihatlarına ve süreklilik kazanmış olan idari uygulamalara aykırılık olup olmadığı araştırılır.

Yerindelik denetimi; hukuk kurallarına uygun bir işlemin veya eylemin yapılıp yapılmamasına veya ne şekilde yapılması gerektiğine karar vermektir.

Yerindelik denetiminin hangi hallerde söz konusu olacağına ilişkin bazı ölçütler çıkarmak mümkündür.

İlk nokta nesnellik (objektiflik)tir Bir işlemde takdir yetkisi kullanırken, eşitlik ilkesine, hizmet gereklerine ve kamu yararına uygun davranılmadığı somut ve objektif olarak belirlenemiyorsa yapılacak denetim yerindelik denetimidir.

Örnek kararlarda bu durum, idarenin “işleyiş zorunluluklarıyla ilgili “ ya da “idarenin hukuk sınırları içerisindeki seçeneklerinden birbirine karşılaştırılması “ şeklinde ifade edilmiştir.

İkinci ölçüt ise; idarenin tercihte bulunmak hak ve yetkisine sahip olduğu hallerde yargı, bu yetkinin belirli bir kişi lehine kullanmaya zorlamayacaktır.

Üçüncü olarak ise; idarenin yürütmesi gereken bir faaliyet hakkında talimat niteliğinde hüküm kurulmasında yerindelik denetimi olarak kabul edilmektedir.

İptal davası;

İdari işlemin hukuka aykırılık sebebi ile yapıldıkları andan itibaren hükümsüz kılınmalarını sağlamaktır

Ancak belirtmek gerekir ki idare bu hükümleri hemen uygulamamaktadır.

İptal davaları bir özelliği kişi menfaatlerinden çok hukuka uygun hareket etmelerini istemektir.

Tam yargı davaları , kişilerin ihlal edilen haklarının yerine getirilmesine veya uğradıkları zararlarının giderilmesine yönelik davalardır.

Ancak uygulamada bu davlar idari işlemler veya uygulamadan kaynaklanan maddi ve manevi tazminat davaları olarak karşımıza çıkmaktadır.

Tam yargı davaları, iptal davalarından farklı olarak kişisel hakkın tazminine yönelik davalardır.

İdari işlemlerin eylemlerinden kaynaklanan iptal davalarından herkes yararlandığı halde tam yargı davalarında sadece davanın taraflarını bakımından sonuç doğuran davadır.

Saygıyla…