Saygıdeğer Önce Vatan Gazetesi okurlarım, her yıl olduğu gibi bu yılda yılbaşına günler kala benzer bir yazı yazmak zorunda kendimi hissediyorum.

Ne yazık ki tüm uyarılara karşı kulağını tıkayan insanlar var. Buna rağmen ben ve benim gibi düşünenler uyarmaya devam edecektir. Her yıl olduğu gibi bu yıl da yılbaşı akşamı ne olacak, veya neler yaşayabiliriz? Bu sorunun cevabını vermek için müneccim olmaya hiç gerek yok. Tabii ki yine bazı insanlarımız bu çok önemli (!) geceyi istiap haddini aşacak şekilde alkol tüketerek geçirecektir. Yılbaşı sabahı, yine bildik gazete ve medya haberlerine şaşırıp(!) kalacağız. “İçki şişede durduğu gibi durmayacak, sağlıklı, bilinçli bir şekilde içki masasına oturan kişiler ilerleyen saatlerde, yılbaşında ise sabaha karşı bulanık şuur ve sarhoş şekilde yola koyulacaktır. Bir fizyolog olarak bunun aksini düşünmek asla mümkün değildir. Kurunun yanında yaş da yanar misali masum vatandaşlarımızda trafik canavarından maalesef nasibini alacaklardır. Yıllardır bir hekim, eski Yeşilay ve şimdi Sarıay Yönetim Kurulu üyesi olarak haykırmaktayım. “İçeceksen direksiyona geçme, direksiyona geçeceksen içme”. Eğlenceye verdiğin o kadar paraya ilaveten, bir miktar parayada kıy ve evine taksi tutarak git. Hem kendi, hem de yanındakilerin, hatta trafikte masum bir şekilde seyredenleri canından etme.

Dünya ülkeleri gidişattan dersler alıp, alkol bağımlılığına karşı gerekli önlemlerini almaktadır. Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) raporuna göre, Avrupa coğrafyasında (Rusya ve Özbekistan gibi eski Sovyetler Birliği ülkelerinin de dahil olduğu geniş bir coğrafyada) 2000-2019 yılları arasında toplam alkol tüketimi kişi başına yaklaşık 2,5 litre kadar azaldı. Bu yüzde 21 oranında düşüş anlamına geliyor. Buna karşın ülkemizde alkol tüketimi hızla artmaktadır. Bunun nedenlerinden en önemlisi DSÖ’nün de dikkat çektiği gibi dijital medya aracılığı ile alkol ürünlerinin tanıtımının yapılmasıdır. Kanaatimce rol model olan sanatçıların da oyun ve filmlerinde alkol, sigara kullandığı sahnelere yer vermeleri etkili olmaktadır. Alkol ürünü tanıtımlarının en çok gençleri hedef aldığı da bilinmektedir. DSÖ’nin raporuna göre dünyadaki toplam can kayıplarının yüzde 5'i ve 20–39 yaş grubunda toplam ölümlerin yaklaşık %13.5'i (trafik kazası, intihar, şiddet, vb.) alkolden kaynaklanmaktadır. Ayrıca ölüme neden olan risk grupları arasında ise, sigara ve yüksek tansiyondan sonra 3. sıradaki başköşeye yerleşmiştir. Ülkemizde ise alkol alma yaşının 11 ‘e inmesi ve hızla yayılma riskinin yüksek oluşu hayli korkutucudur. Eurostat'ın 2021 yılında yayınladığı istatistik verilerine göre 2019 yılında Avrupa Birliği ülkelerinde 15 ve üzeri nüfusun % 8,4'ü günlük, %28,8'i haftalık,  % 22,8'i aylık olarak alkol tüketmektedir. Yıl boyunca hiç alkol tüketmeyenlerin oranı ise % 26,2’dir. Türkiye OECD istatistiğine göre alkol tüketiminde dünyada 33. sırada yer almakta ve kişi başına 1.6 litre alkol tüketilmektedir. Ancak arkadaş baskısı, sosyal yapı, aile durumu ve psikolojik nedenlerin büyük ölçüde etkilediği içkiye meyil, yılbaşı, çeşitli günler ve partilerde tüketim had safhaya ulaşmaktadır. Sağlığımızı tehdit eden, aile düzenimizi bozan, büyük ölçüde mali ve manevi yıkıma neden olan bu illet ile ilgili bu konuyu tüm içici kardeşlerime bir kez daha hatırlatıyor, 2024 yılının tüm insanlara sağlık, mutluluk getirmesini diliyor, saygılar sunuyorum.