NEDRET HOTUN

Birçok ünlünün basın danışmanı olan sevgili dostum Gamze Karaman Bostan geçenlerde bana bir link atıp’ Nedret şunu bir dinler misin?’ dedi. Dostlarımdan ara ara dinlemem ve fikrimi söylemem için videolar gelir, çoğu da hep sıradan işlerdir . Gamze yolladıysa bunda bir şey vardır dedim ve dinledim. Muhteşem bir ses. Hemen Gamze’yi aradım ‘mutlaka bu harika kızla röportaj yapmak istiyorum’ dedim. Sağolsun  beni kırmadı ve karşınıza bu güzel röportaj çıktı. 

Yeni neslin üretken isimlerinden Alize’nin duru sesi, güzelliği, müzikalitesi, sahnesi sizi kendisine hayran bırakacak. Gelin Alize’nin müzik yolculuğuna birlikte tanık olalım, keyifli okumalar dilerim.

- Alize Hanım merhaba, okuyucularımızın sizi tanıması açısından müzik yolculuğunuz nasıl başladı, bize kendinizden bahseder misiniz?

Kalbimin sesini dinlemek benim her zaman yaptığım bir şeydi; fakat 24 yaşına gelmiş, Endüstri Mühendisliği’ni çok iyi bir dereceyle bitirmiş ve çalışma hayatına başlamış biri olarak durum biraz riskliydi. Dinamiklerini bilmediğim bir sektörde, yepyeni bir düzene geçmem gerekiyordu. Beni nelerin beklediğinden habersizdim; ama tutkum ve azmim olduğu için kendime güveniyordum. Küçüklüğümden beri hep şarkı söylemek istiyordum. Müziğe olan tutkum her şeyin önüne geçene kadar Endüstri Mühendisliği, çok severek okuduğum bir bölümdü. 

Bilfen Koleji’nde okuduğum seneler boyunca her zaman korodaydım. Okulda Nilüfer ile çok güzel konserlerimiz oldu. O yıllarda müzik aşkı yavaş yavaş içime işledi. Liseyi İstanbul Saint-Joseph Fransız Lisesi’nde okudum Cenevre’de “College du Leman” ve Londra’da “Regent's College” da aldığım eğitimlerle çalışmalarımı destekledim. 

Kadir Has Üniversitesi’nde burslu olarak Endüstri Mühendisliği okurken gittiğim opera vakfının resitalinde ilk defa solo performans sergileme şansım oldu. Sahneye çıktığım an yaşadığım mutluluk her şeyin önüne geçti. Müzik benim için vazgeçilmez bir tutku oldu. İşe girmiş olsam bile zaman geçtikçe mühendisliğe olan ilgim azalmaya, müziğe olan düşkünlüğüm artmaya başladı. 2016’da ilk single çalışmam olan “Korkmalısın” şarkısı ile tamamen müzik sektörüne geçiş yaptım. 

-Müzik eğitimi ile eş zamanlı dans eğitimi almışsınız.  Uzun yıllar AKM’de düzenlenen resitallerde dans ettikten sonra müziğe yöneliminiz nasıl oldu?

Benim için müzik, çok küçük yaşlarda başlayan bir yolculuk olduğu için bale sonradan müziğime eşlik eden bir unsur oldu. AKM’de düzenlenen resitallerde bale yapmak büyüleyici bir duyguydu. Dans ve müziğin harmanlanması sanatçı karakterime, çok önemli şeyler kattı. 

-Sizce ülkemizde alınan şarkıcılık eğitimi yeterli mi, beraberinde birçok eğitim almak  gerekli mi?

Herkesin müzik yolculuğu farklı olduğu için genel bir yeterlilikten bahsetmek doğru olmaz diye düşünüyorum. Kendi şarkıcılık eğitimimi ele aldığımda birçok şan hocasıyla çalıştığımı ve müzik yolculuğumun sürekli çalışmak ve kendini geliştirmekten oluşan zorlu; ama keyifli bir yol olduğunu söyleyebilirim.

- Türkçe, İngilizce, Fransızca ve İspanyolca şarkılardan oluşan geniş bir repertuvarla sahne yapıyorsunuz.   Sizin janrınızda çok müzisyen yok. Aranılan bir ses sanatçısı olmanın kriterleri nelerdir sizce?

Konuşabildiğim dillerde şarkı söylediğim zaman şarkının duygusuna ve ifadesine daha iyi hakim olduğum için dinleyiciyle de daha samimi bir bağ kurduğumu hissediyorum. Aranılan bir ses sanatçısı olmak için bence; önce güzel bir sese, iyi bir kulağa, mesleğine sevgi ve tutkuyla bağlı olmaya ve iyi bir sahne hakimiyetine ihtiyaç var. 

-Sahne sanatçısı olmak hangi kalifikasyonları gerektirir? Türkiye’de en çok beğendiğiniz sahne sanatçısı kimdir?

Sahne sanatçısı olmak; iyi bir sese, iyi bir kulağa, kendine has bir sahne duruşuna, iyi bir sahne hakimiyetine sahip olmayı gerektirir. Türkiye’de Şebnem Ferah’ı, hem üretkenliği hem de sanatçı kimliği sebebiyle çok beğeniyorum. 

-Sahnede kendine özgü olmak çok değerli. Kendinizi özgün buluyor musunuz?

Evet, kendimi özgün buluyorum.

- Dünya sanatçıları arasında hangi şarkıcıları dinlemekten haz alırsınız? 

Beyonce, Sia, Taylor Swift

- Müzikte yetenekli olmak çok çalışmayı gerektirir mi; yoksa yetenek müzisyeni tembelliğe mi iter? 

Bence yetenek sanatçının başlangıç noktasıdır. Kesinlikle çok ve istikrarlı çalışmak gerektiğini düşünüyorum. Sonu olmayan ve sürekli gelişime açık bir şey yetenek.

-Reklam jingle’larının vokalini yapmayı da seviyorsunuz. Sanatta gezgin bir ruha sahip olduğunuz söylenebilir mi?

Reklam jingle’larında da şarkı söylediğim için onu da müzikle iç içe görüyorum. Sanatın müzik dalındaki her şeyiyle yakinen ilgili olmayı seviyorum.

-Yeni single’ınız “Son Bir Defa” kısa bir süre önce müzikseverlerle buluştu. Bu projenizde kimlerle çalıştınız?

“Son Bir Defa” nın sözleri Barış Özkırış’a, müziği Aylin Taşar’a, düzenlemesi Vincent Baykal Ada’ya ait. Single’ın mix ve mastering’i Engin Can İpek tarafından yapıldı.  “Son Bir Defa” single’ının video klibi Samet Ersöz’ün yönetmenliğinde, İstanbul’da bir köşkte çekildi. Klibimde bana oyuncu Halit Baş eşlik etti.

Görkem Ahi ile gerçekleştirdiğimiz röportajımız Görkem Ahi ile gerçekleştirdiğimiz röportajımız

-“Son Bir Defa” Ossi Müzik etiketiyle müzikseverlerin beğenisine sunuldu. Müzik sektörünün en önemli prodüktörlerinden Hakan Eren ile çalışmak size neler hissettirdi?

Hakan Eren; sanatçıya çok değer veren, açık görüşlü, kendi fikirleriyle sanatçının iyiliğini çok iyi harmanlayarak projeye katkıda bulunan kıymetli bir prodüktör. Kendisiyle çalışmaktan her zaman çok keyif alıyorum. 

-Sizi heyecanlandıran ya da gerçekleştirmeyi hedeflediğiniz hayaliniz nedir?

Şarkılarımın dünyaya yayılması ve dinleyicilerimle şarkılarımı hep bir ağızdan coşkuyla söylemek.

Bu özel söyleşi için ‘Önce Vatan Gazetesi’ adına size teşekkür ederim.  Bol şans diliyorum. Sevgimle..