AYŞENUR MAMA

Öncelikle sizi tanımak isteriz. Yeliz Demirci kimdir?

Kimlik bilgisinden ziyade kişilikle ilgili gibi gelir bu soru hep. Kolaydır yaşını, okulunu, işini anlatmak; fakat “Kimsin?” sorusunu cevaplamak zordur. Zira değişir insan zamanla, yaşadıklarıyla, hayatla. Yine de değişmeyen bir şeyler vardır mutlaka. Mesela; içimdeki çocuk, iç sesim, duygusal olduğu kadar aykırı olan ruhum... Değişmesinler de. Yoksa ne ben olurdum ne de “Nazra.”

Yazın hayatınız nasıl başladı? Size öncülük etmiş isimler var mı?

Günlük tutardım ben. Her gün değilse de beni etkileyen bir olay olduğunda yazardım illaki. Şiir yazmaya ise şöyle başladım: 

Ortaokula başladığımız seneydi. Öğretmenimiz bir gün derse girdi ve “Konumuz, şiir.” dedi. Kalem kâğıt çıkardık ve başladık şiir yazmaya. Konu ise “Polis Haftası.” İlimizde bir yarışma düzenleniyormuş, yarışmaya katılacakmışız. O gün yazdığım şiir ile birinci oldum. O gün bugündür şiir yazıyorum; ama şiirde konu ve tarz çok farklı, değişen şeyler. 

Yazarken nelerden esinlenirsiniz? Örnek aldığınız yazar veya şairler var mı?

Bazen bir şarkı, bazen bir bakış, bazen bir söz, bazen bir rüya... Değişiyor. Belli bir zamanı veya tetikleyicisi var mı bunun, bilmiyorum; ama bende her daim bıraktığı etki, duygu. Duygularını yoğun yaşadığın sürece içinde bir noktaya dokunuyor ve o his, bir şekilde dökülüyor kelimelere...

Özellikle birinci ve ikinci yenilerin yeri ayrıdır bende. Belki o tat, biraz var şiirlerimde.

Bir isim isterseniz de Orhan Veli Kanık, derim.

Serbest tarzda yazıyorsunuz. Şiirlerinizde veya diğer yazınsal türlerinizde belirgin bir özellik var mı?

Serbest tarzda yazmayı seviyorum. Kafiye, biraz zorlama gibi geliyor bana. Yani, duygunun önüne geçiyor gibi hissediyorum kafiyeli bir şiir okuduğumda ya da yazdığımda. Bazen yazdığım düz yazıları bile nesirleştirip şiire dönüştürüyorum. Bir de devrik cümle kurmayı çok severim nedense. Farklı veya eski kelimelere merakım var.

Şiir dışında hangi türlerde yazıyorsunuz?

Günlük türünde kısa yazılar yazıyorum ara sıra. Bu yazılarımda olaydan ziyade, hep duygu yoğun.

Ağustos ayında okurlarla buluşan “Nazra” adlı kitabınızdan bahseder misiniz? Bu kitabı neden yazdınız?

Aşk; insanın yaşadığı en muazzam, en muhteşem duygu. Aşkın en güzel anlatılacağı yer şiir bence. Şiirlerim, benim, tamamen ben olduğum yer. Bu kitap da beni ve yüreğimden geçen tüm duyguları anlatıyor. Beni değil, içimdeki aşkı ölümsüz kılıyor bir anlamda.

“Nazra” okurlara hangi mesajları vermeyi amaçlıyor?

Aşk, birçok anlamda yaşanıyor; sevgili, evlat, ana, baba, aile... Bazen de bir insanın işine duyduğu aşk... Yeter ki dile getirmekten, sevmekten ve yaşamaktan korkmayalım ve bazı şeylerin değerini onları kaybetmeden bilelim. Zamanı yok sevginin; ama özellikle şu zor dönemlerde evrensel olarak daha çok ihtiyacımız var böyle duygulara.

Kitabın ismi nereden geliyor?

“Nazra” tek bir bakış demek. Bazen tek bir bakış yetiyor ömrünü adamaya. O anda durdurmak istiyorsun zamanı. “Nazra” da buradan doğuyor aslında. Nazardan geliyor. Bu arada isim için özel bir teşekkür gelsin teyzeme.

Sizce kitap, beklenen başarıya ulaşacak mı?

Bu, biraz da daha fazla okuyucuya ulaşmasına ve aynı duyguyu yaşatmasına bağlı. Şiir, zor bir tür; okuyucusu, meraklısı, diğer türlere nazaran az. Buna karşın, beklenenden iyi bir çıkış yaptı “Nazra.” Bu kısa sürede çok güzel dönüşler aldık, Ankara’da bir de imza günümüz oldu. Başka talepler de geliyor. Kaleme aldığınız hislerin başka yüreklere de dokunması, tanımadığınız insanlarla aynı duygu yoğunluğunun paylaşılması, dahası beğenilmesi ve devamının istenmesi inanılmaz güzel. İlerleyen zamanlarda okurlarla buluşmaya devam edeceğiz.

Kitabınıza bir okur gözüyle nasıl bir yorum yaparsınız?

Sade, yalın bir dille yazılmış, güçlü duyguların içtenlikle ve üstü örtülmeden anlatıldığı bir kitap.

Hazırlık aşamasında olan yeni bir eseriniz var mı?

Hayatı yüreğinizde taşıdığınız müddetçe kaleminiz de sizinle oluyor. Yeni yazılarım ve fikirlerim hep var, güzel teklifler de geliyor. “Nazra” ile birlikte yol alacak çalışmalar olabilir.

Son olarak gazetemiz okurlarına neler söylemek istersiniz?

İlgileri için teşekkür ediyorum. Umarım, yüreğimize güzel dokunan insanlar olur hayatımızda.