Dubai’de ve Türkiye için online olarak yakında yaşam çarkı grup koçluk seanslarımıza başladığımızda yaşam çarkının nasıl oluşturulduğunu, yorumlandığını ve hayatımıza farkındalık kattığını birlikte tecrübe edeceğiz lakin talep üzerine bugün genel olarak yaşam çarkından ve romantik ilişki diliminden ve kendi görüşüm çerçevesinde koçluğun fonksiyonundan söz etmek istiyorum.

Yaşam çarkı, diğer adıyla yaşam tekerleği, birçok koçluk okulunun başlangıç konuları arasında yer alan ve koçinin hayatına, başlangıç düzeyinde genel ancak derin bir perspektifle yaklaşmamızı sağlayan etkili bir araçtır.

Yaşam çarkı ile insan hayatı tam bir çember olarak düşünülüp sekiz eşit dilime ayrılır. Bu dilimler; sağlık, kariyer/okul hayatı, kişisel gelişim/spritüal bağlantı, çevre, aile & arkadaşlar, hobi & eğlence, romantik ilişki/evliliktir. Dilimlere verilen isimler, ekolden ekole, koçiden koçiye, seanstan seansa yeniden yapılandırılabilir.

Dikkat eder iseniz, bu sekiz dilimden biri aile üyelerimiz ve tüm arkadaşlarımızın özetle tüm sosyal ilişkilerimizin birlikte değerlendirildiği bir dilim iken diğeri de romantik ilişkimizin bunlardan ayrı ve tek başına değerlendirildiği diğer dilimdir. Diğer bir deyişle, romantik ilişkimiz hariç tüm insan ilişkilerimiz, hayatımızın sekizde birlik bir alanını doldururken romantik ilişkimiz tek başına sekizde birlik bir alanı doldurur. Bu durum da şunu ortaya koyar: hayatımızı paylaştığımız kişi ile ilişkimiz hayattan aldığımız tatmini ve dolayısı ile gerçek potansiyelimize dokunmamızı, büyük ölçüde etkiler. 

Burada konumuz illa ki her insanın hayatında bir romantik ilişki olması gerektiği, kişisel ya da ruhsal gelişimin ancak bu şekilde yaşanabileceği değildir. Ancak derin seviyede bağlı olduğumuz kişilerin kendimizi, insanları ve hayatı tanımamızda etkisi oldukça büyüktür. Ayrıca dengede gitmeyen ilişkilerin, merkezimize ve dengede kalmamıza etkisi olumsuzdur.

Seanslarımız sırasında, yaşam çarkına romantik ilişki dilimi üzerinden çalışmaya başlamış isek zaman zaman koç ve koçinin birbirinin stilini de öğrenme aşamasını içine alan bu ilk seanslarda amaca hizmet etmeyen beklentiler oluşabiliyor.  O nedenle belirtmek gerekir ki koç, mesleğin etiği gereği, seansa dahil olmayan kişi ile ilgili değerlendirmeler yapan ve ilişki ile ilgili cevapları veren kişi değildir, olmamalıdır. Bizler, sorular ve eğitimlerimizde kazandığımız başkaca uzmanlık gerektiren teknikler vasıtası ile koçilerin hayatlarının her dilimine derin bir dalış yapmalarını sağlayacak güvenli ve güçlü alanı tutarız. Bu tekniklerin temelinde, her insanın her tür kaynağa sahip, yaratıcı ve tam olduğu inancı vardır. Bizler için incelenmesi gereken konu seansa dahil olmayan üçüncü kişiler değil ilişkidir. Bu ilişkinin değerlendirilmesi vasıtası ile koçi, ihtiyaçlarını, değerlerini, yaşam amacını, ilişkisinin potansiyelini hayata geçirmek, dengede kalarak hayatın tümünden tatmin sağlamak gibi alanlarda ne gibi bir payı olduğunu entelektüel algı seviyesinde değil ruhsal alan derinliğinde değerlendirip farkındalığına taşır. Her koşulda ve her konuda da cevapları derinlerden alıp çıkaran koçidir, koç bir vesiledir. Zaman zaman seanslarımızı dalışa benzetirim, dalışı yapan, midyeyi çıkarıp inciyi bulan dalgıç, koçidir; koç bu dalış boyunca ancak derinlere dalgıcın güvenli bir şekilde inmesini sağlayan dalış tüpü olabilir. Koç, koçide olmayan bir şeyleri ona haricen vereceğini iddia ediyor ise söz gelimi “işte aradığın doğru inci burada, al” diyor ise, mesleki tabiri ile koçiye onarılması/düzeltilmesi gereken bir kişi gibi yaklaşıp birinci dinleme seviyesinden müdahale ediyor ise orada emin ellerde olup olmadığımızı dikkatlice tartmakta büyük fayda vardır.

Koçun bir diğer önemli fonksiyonu ise koçiyi anda tutmaktır. Seanslarımız, şu an ile ilgilidir belki de bizi terapistlerden ayıran en önemli özelliklerden biri koçiyi geçmişe götürmeyip anın farkındalığına taşıyarak “neredeyim?”, “ne hissediyorum?”, “ne istiyorum?” ana perspektiflerinden geleceğe etkisi olacak, şu anda atılması ihtiyaç adımlarla seanslardan çıkmamızdır. Bir basketbolcunun topu paslarken, bir ayağının sürekli sabit kalıp diğer ayağı ile dönüşler yaparak pas verilecek doğru takım arkadaşını kollaması gibi, bizler de bir ayağımız sürekli “anda” zaman zaman geçmiş ve geleceği ziyaret ederek hareket ederiz.