Kurtuluş Savaşı kazanılmış, Cumhuriyet ilan edilmiş ve genç Türkiye Cumhuriyeti Devleti emeklemeye başlamıştı. Ülkemiz Dünya milletleri topluluğu arasında resmi yerini almış, bayrağımız diğer ulusların bayrakları yanında göndere çekilmişti. Cumhuriyet Bayramı’nda kutlamalar yapılıyor ve bir resepsiyon veriliyordu. Bütün sefirler, ataşeler ve ileri gelen yabancılar da resepsiyona davetli... 

Davet gayet güzel devam ediyor; ama bir husus da Mustafa Kemal’in gözünden kaçmıyor. İngiliz Askerî Ataşesi arada bir Atatürk’e doğru dönüp ters, ters bakıyor. Atatürk, yaverine emir veriyor;

Şu adama sor, benden bir şey mi istiyor? Neden ikide bir bana bakıyor da yanıma gelip konuşmuyor?
Yaver, İngiliz’in yanına gidip konuşur ve sonra dönüp Atatürk’e anlatır;

Paşam, bana sizin Çanakkale’de babasını öldürdüğünüzü söyledi.
Atatürk gülümsüyor;

sonrada yeniden yaverine talimat verip Yine git o adama sor bakalım, babasının Çanakkale’de, İngiltere’den binlerce kilometre ötedeki bizim topraklarımızda, ne işi varmış?

Dünyada yaşanan en büyük kara savaşları olan Çanakkale harbi ve zaferinin kazanılmasının üzerinden bir asır geçti bu koskoca yüz yılda Emperyalist ülkelerin amaçları hedefleri ve vizyonları asla değişmedi. Dün binlerce kilometre uzaklardan gelip saldırırken bu sefer on binlerce kilometre öteden çıkıp geliyorlar ele geçirmek istedikleri ülke topraklarına bir şekilde üsler kurarak çöküyorlar, istila ediyorlar, ele geçiriyorlar Ülke Yönetimlerinde paydaş oluyorlar, o ülkedeki yeraltı ve üstü en başta enerji kaynakları petrol olmak üzere altın, mücevher, kıymetli taşlar, tarım hayvancılık vsr tüm kaynaklarını sömürüyorlar...

I. ve II. Dünya savaşlarından sonra Tüm dünyayı saran ve gizli servislerince desteklenen TERÖR ÖRGÜTLERİ eli ile Ülkeler arası resmen yapılan savaşlar yerini artık VEKALET SAVAŞLARI olarak adlandırılan savaşlara bırakmıştır Özellikle emperyalist güçler tarafından önce kendi ülkeleri dahilinde yetiştirilen TERÖR ÇEKİRDEK KADRO su daha sonra kendi ülkelerinde faliyete geçirilerek başına musallat edilen ülkenin başta ekonomisi olmak üzere tüm yönetim sistemleri FELÇ edilerek yıkımı hedeflenmektedir ...

hepinizce malumdur ki BOP (Büyük Orta doğu Projesi )de bu bağlamda hazırlanmış olan Emperyalist Ülkelerin en büyük BÖL PARÇALA YUT projesidir

Sınırlarımızda yer alan IRAK ve SURİYE de yaşan insanlar ın çok büyük bir bölümü Müslüman dır. Bu ülkelerde yaratılan Terör Kaosu ve sonrası halkı birbirine düşürme ve Terör örgütlerinin etkisi altına sokulması sonucu milyonlarca masum Müslüman öldürülmüş, yüz binlerce Müslüman kadının ırzına geçilmiş, yine sayıları milyonları aşan Müslüman insanlar can havli ile evlerini bucaklarını terk ederek başka ülkelere kaçmak göç etmek zorunda bırakılmışlardır.

Emperyalist Ülkeler Teröre ve teröristlere o kadar açık ve alenen destek veriyorlar ki MÜTTEFİKLİK HATIRI Bile hiçe sayılıyor. Defeatle uyarılmalarına rağmen bu örgütlerle ilişkilerini gizlemeden silah cephane ve lojistik desteklerine devam etmeleri resmen abesle iştigal demektir. Gereken önlemleri zamanında almaz,  kurulan oyun ve tezgahı zamanında bozmazsak emperyalistlerin yalan ve kandırmacaları ile oyalanırsak açıkçası bu olup bitenlerden sonrasıda sıranın bizim ülkemize geldiğinin habercisidir.

Yüce Türk Milletinin Hür yaşamak gibi ulvi bir hasleti vardır tarihin hiç bir döneminde bağımsızlığından asla ödün veremeden kendi vatanlarında yaşam sürdüren tek millet TÜRK MİLLETİ dir desek yeridir. 

Atalarımızın 1071 den bu yana VATAN edinip milletimizin emanetine sunulan Kadim medeniyetler: Anadolu topraklarımızda HÜR DOĞMUŞ HÜR YAŞAMIŞ milletimizin hakkıdır HÜR YAŞAMAK diyerek emperyalistlerin kurduğu tuzakları bozmalı oyunlarını ters çevirip başlarına geçirmeliyiz.

Hem diplomatik görüşmelerle ve hem de silahlı kuvvetlerimizle gerekenler derhal yapılmalıdır.

Kısır iç çekişmeler bir tarafa bırakılmalı MİLLİ  BİRLİK ve BERABERLİK  içerisine girilmeli ancak TÜM ULUSUMUZ kenetlenerek el, ele verirse bu bela ve musibetten  kurtulabiliriz.

Yüce ALLAH tan dileğimiz BÜYÜK TÜRK MİLLETİNE YAR VE YARDIMCI olmasıdır.