“UYAN GÜNEŞ SÖZ VATANDIR”
Murat TAŞDEMİRCİ
Kuzey Irak’a başlatılan kara operasyonunun bir hafta ötesindeyiz. Operasyonun adı Güneş olsa da, karlı, buzlu, puslu ve ayazlı günlerin ortasındayız. Hele doğu olunca nereden bakarsan bak, en az iki ay daha kalkmayacak olan kar bir de dağlarda olunca temmuz sıcağı gerek eritmek için.
Yediden yetmişe herkes ekran başına kilitli. Mehmetleri merak ediyor büyük küçük kim varsa nefesi vatan kokan. 93 yıl önce ki Sarıkamış Harekâtı’nın hüzünlü sonuyla, Çanakkale Destanı’nın başlangıcına yakın tarihler arasındayız. Vatan uğruna canını seve seve vermiş olan dedelerin torunları, aynı kararlılık, aynı yüreklilikle bir kahramanlık destanı yazmaya hazırlanıyor şimdi. Bembeyaz dağlar arasında birbirinin ardı sıra yürüyen 10 bin Mehmet; 90 bin Mehmet’in kenetlenerek nasıl da tek yürek oluşunu anımsatıyor bana. Görmesem de düşüncesinin bile yettiği Çanakkale yiğitlerini hatırlatıyor. Eksi derecelerde bile eğilmeden, gururla dimdik duran Mehmet’leri sıcak evde izlerken bile, iliklerime kadar donduğumu hissediyorum.
SÖZ YİNE VATAN..Gerisinin teferruat olduğu en kritik günleri yaşamakta olduğumuz bu zamanlar, tek yürek olma zamanı. Birlik ve beraberlik zamanı. Aynı düşünce içerisinde odaklaşma, aynı duyguların hissiyatına yoğunlaşma zamanı. Masa başında alınmış kararları, amansız dağlarda uygulamaya baş koymuş ana kuzularına en içten dilek ve dua zamanı. Bu topraklarda ilköğretim yıllarından itibaren okullarda öğrenilen “Yurtta Barış, Cihanda Barış” sözleriyle tezatlaşan ve birçoğunun ilk kez ellerine almış olduğu silahlarla savaşması istenen Mehmetler’in atacağı kurşunun adresi sınır ötesi olsa da, yurtta barışı beceremeyen hükümetlerle cihanda barışı beceremeyen devletlerin yanlış politikalarının adresi hep sınırlarımız içinde bir yerler oldu. Hele hele Amerika Birleşik Devletleri’nin gözü dönmüş politikasının Türkiye ve Ortadoğu sürecine mi sürüklenmekteyiz bilinmez ama Mehmetlerin teferruatları deşmeden bildiği tek şey vardı ki o da vatandı. O, eksi derecelerde bile kanı kaynatan, insanın iliklerine bile işleyen soğuk havadan çok daha fazla işleyen tek şey vatandı. Teferruat hiçbir zaman onlar için önemli olmadı. Bu vatan bunca yıldır dimdik ayaktaysa hala herkes biliyordu ki sadece Mehmetler içindi, yönetenler için değil.
10 bin askeri tanımadık, bilmedik diyarlara göndererek pkk’yı bitir de gel demekle bitirebilsek keşke ve keşke sınırın dışında ki kadar içindekileri de bitirebilsek. Keşke Türkiye’den, hem de Türkiye’den Avrupa ve oradan da dağlara her yıl yenileri eklenerek gidenlere de dur diyebilsek..Diyebilsek ve onları dağlara çıkaran sebeplere de bir kurşun atabilsek de Pkk’yı bu ülke topraklarında doğuran bir millet onu sınır ötesinde bir daha doğmayacak şekilde kökten yok edebilse keşke.
Gelmiş geçmiş hükümetler, bu acımasız can alıcı sorunun ülke içerisinde barışçı yöntemlerle çözümüne yönelik hiçbir irade geliştirememişken, şimdi çözüm Mehmetlerin o gencecik bedeninde. Sırtlarında teçhizatın ağırlığından çok vatanın kurtuluş çaresinin ağırlığıyla umuda yürüyor. Dağ taş demeden, kar kış demeden Güneş’in o sımsıcak hayaliyle söz vatandır diyor. Teferruatı sessiz ve derinden hesap edenlere inat..
Evet, SÖZ VATANDIR ŞİMDİ. Mehmetler yolda. Zaman zaman acımasızlığa yenik düşen kuzular sessizliğe gömülüyor. Birer birer geliyor cansız bedenler ve yan yana diziliyor hesap sormadan, ne olduğunu anlamadan, ya da anlayacak zaman bulamadan… Davullu zurnalı yolcu edildikleri evlerine sessizce dönüyor. Analar yaralı, babalar bitkin ama yine de söz vatanya “nerede, nasıl öldü?” sorulmuyor.”Vatan sağ olsun” deniyor tüketmeye çalışanlara inat. Bir evlat gitse de bin evlat doğuyor her gün vatana..
Masa başında atıldı Mehmetleri savaşa gönderen imzalar. Başaramadıklarının bedeli Mehmetlere ödetilerek. Mehmetlerin “Her Şey Vatan İçin” diye gürleyerek yola koyulduğu anda, Atatürk’ün koltuğunda atılan başka bir imzayla, ilk yarayı Cumhuriyetimizin en temel ilkesi olan Laiklik aldı. Türkiye ve Dünya’nın gözlerini Kuzey Irak’a yönelik Kara Harekâtına çevirdiği sıralarda, 11 gündür bekleyen türban üniversitelere sessizce girdi.
SÖZ VATANDI oysa. Yediden yetmişe, sözün yalnızca vatan olduğu en yoğun saatlerde Türkiye Cumhuriyeti’nin en büyük devlet adamının; bir bez parçası kadar önemsiz bir teferruata yoğunlaşmasını bir Atatürk evladı olarak şiddetle kınıyoruz.
Yine aynı tarihte; kınalı kuzuların karlı dağlara doğru yola düştüğü tarihte, temsil tazminatı gibi ne olduğu anlaşılmaz bir maddeyle emekli yada görevli milletvekillerinin maaşlarını yükseltecek bir girişime yoğunlaşanlara da YAZIKLAR OLSUN diyoruz..
Sınır ötesinde aranan suçlulardan daha mı masum sınır içinde entrika çevirenler diye düşünmeden edemiyor insan. SÖZ VATAN İKEN; mecliste Atatürk’ün büyük mücadelelerle kurduğu bu vatanı zedelemek isteyen 401 teferruat bilmeli ki kendileri gidici bu vatan ise kalıcıdır. Mehmetlerle doğacak Güneş’li günler elbet yakındır. “UYAN GÜNEŞ UYAN Kİ SÖZ YANLIZCA VATANDIR..”
Yorumlar