Türkiye felaket üzerine felaket yaşadı.; depremler, artçılar birbirini izledi.Deprem bölgelerinde  sarsıntılar az da olsa sürüyor.  Bizleri yönetenler olumlu veya olumsuz bir bazı kararlar alıp uygulamaya koyarak; felakete çare bulmaya çalışıyor. Yaşananlar, siyasilerin söyledikleri, önlemler, girişimler, yapılanlar ve yapılamayanlar… Felaket sona erince sanırım olup bitenler yorumlanacak ve tartışılacaktır. Bu arada alınan karalardan birisi de üniversitelerin kapatılarak, yurtların boşaltılması ve eğitim online yapılması oldu. 

Yerinde mi, yoksa değimli?

Tartışılır.

Toplumların gelişmesi üniversitelerinin bilgi düzeylerine ve birikimlerine bağlıdır. Yüksek düzeyde eğitim veren, bilimsel araştırma yapan ve onları yayınlayan üniversitelerin ağırlığı ülkeyi geliştirir. II. Dünya Savaşı sonrasında yıkılan Almanya’yı ima eden bir ABD generaline yenik düşmüş bir Aman generali şu yanıtı vermişti:

“ Şehirlerimiz yıkıldı ama üniversitelerimiz ayakta.”

Ne yazık ki;  üniversitelerimizin, bir zamanlardaki bilgisinden, öğretim üyelerinden ve eğitim sisteminden çok uzakta olduğu açıkça görülüyor. Dünyadaki üniversitelerin başarı listelerine bakıp içlerinde Türk üniversitelerini görmemek aydın kesimleri üzüyor; daha doğrusu insanın içini acıtıyor. Ortadoğu Teknik Üniversitesi, İstanbul Üniversitesi, Boğaziçi Üniversitesi, İstanbul Teknik Üniversitesi gibi üniversitelerimizin isimleri bu listelerde ne yazık ki yer almıyor.

Bizim kuşaklar;  geçmişteki liselerin bugünün üniversitelerden çok daha iyiydi diyorlar. Bunu söyleyenlerin haklılık payları hiçte az değil. Üniversite sayımızın ne kadar olduğunu bilmiyorum. Televizyonlara bakıyorum profesörden geçilmiyor… Kaçının bilimsel ağırlıklı yayını, sunumu var; o unvanı almak hazırladıkları tezleri nasıl?

O tezleri kimler kabul etti?

Bilen var mı?  

Başka bir deyişle; akademisyenlerimizin kaçının batının bilimsel yayınlarında makaleleri kaynak olarak gösterilmiş mi?

Bazında intihal haberleri ara sıra da olsa yer alıyor. Onların tezlerinin bir kez daha incelendiğini ise hiç sanmıyoruz.

Onların yanı sıra üniversitelerde bilimsel ağırlıklı doktora tezlerinin de yapıldığını söylemeliyiz. Ne yazık ki; çeşitli nedenlerle üniversitelerde onlar yayınlanamıyor.

Yüksek öğrenimde böylesine bir karmaşa yaşanırken; deprem nedeniyle üniversitelerin kapatılıp online eğitime geçilmesi veya ders saatlerinin azaltılması eğitime bir darbe vurmaktan öteye gidemez.    

Gerçek eğitim mi; yoksa ismi eğitim mi olacak?

Bir bilen varsa bunu açıklamalı…

Online eğitimden ders alacak öğrencilerin kaçının tableti veya akıllı telefonu var?

Üniversite bazılarının düşündüğü gibi orta öğretim değildir. Öğrencilerin kütüphaneden, laboratuardan yararlanacağı bilim yuvalarıdır.   Bazı derslerde öğrenciler hocalarıyla mutlaka yüz yüze öğrenim görmelidir. Hocasına anlamadığını sorar veya konunun anlatılanlar dışında derinleştirilmesini isterler.  Kısacası bazı derslerin teorik olarak anlatılması öğrenciyi aydınlatamaz.  Örneğin tıp, diş hekimliği, kimya, fizik, mimari, çeşitli dallardaki mühendislik gibi teknik ve bilimsel ağırlıklı dersler online ile verilemez.  Biz yaptık oluyor derseniz; uzmanlık ve bilim olmaz. Yalnızca dostlar alış verişte görsün denilir. Doktor, diş hekimi diploması verdiğiniz hastasını tedavi edemez, mimarın veya mühendisin yaptığı bina çöker…

Birkaç ay önce Antalya’da özel bir hastanede check- up yaptırmış ve gözlerimi muayene ettirmiştim. Doktorlara muayene öncesinde nereden mezun olduğunu sormuş ve Cerrahpaşa Tıp Fakültesi deyince kendimi içim rahat olarak onlara teslim etmiştim.

Üniversiteler bilim yuvaları olduğu kadar öğrencilerin sosyalleştiği kurumlardır. Özellikle öğrenciler yeni arkadaşlar edinir, çeşitli konularda sohbet ederek dünya ve toplumsal görüşlerini genişletirler.

Öğrencilik yıllarımda ders sonrası veya öncesi arkadaşlarla kantinde, bahçede oturur günün olaylarını tartışırdık. Bu arada çeşitli siyasi dergi ve gazeteler üzerinde de konuştuğumuzu,  tartıştığımızı hatırlıyorum. Hayata atıldığımızda, gerçeklerle yüzleştiğimizde derslerimizin dışında bilgi ve görüşlerimiz gelişmiş olmasından çok yararlanmıştık. 

Kısacası online ile üniversite eğitimi yeterli bir eğitim olmaktan çok uzaktır. Gençlere işe yaramaz bir diploma vermekte çözüm değildir.

Antik Çağın ünlü düşünürü Sokrates, yıllar öncesinden günümüze ışık tutan sözünü hatırlamakta yarar vardır:

“Eğitimin pahalı olduğunu düşünüyorsanız, cehaletin bedelini hesaplayın.”