Başlangıcı çok eski yıllara kadar inen mitoloji Yunancadaki mythos, epos ve logos sözcükleriyle tanımlanmış bir bilim dalıdır. Aynı zamanda arkeoloji ve eski çağ tarihinin ana kaynaklarının başında gelir. Mitoloji eski yıllarda yaşamış insanların birbirlerine anlattıkları masallar, öyküler ve efsaneler olarak tanımlanmıştır. Antik Çağ tarihçilerinden Herodot, Platon başta olmak üzere devrin tarihçi ve filozofları mitolojiyi bilimsel yönden ortaya koyan ilk bilginlerdir. Onlar insanların birbirlerine aktardıklarını mythos olarak kabul etmişlerdir. Bir bakıma masal veya öykü anlamına geldikleri de tarihçiler ile bu yönde araştırma yapanlarca kabul edilmiştir. Bazı araştırmacılar da gerçek dışı anlatılanlara kendi görüşlerini katmışlardır. Antik Çağ tarihçilerinden; aynı zamanda arkeolojinin ana kaynağı olarak kabul edilen Heredot mythos ve hikâyelere yapılan eklemeleri savunmuştur. Platon ise ona yakın olarak mythos’u asılsız ve gülünç olarak tanımlamıştır.
Mitolojinin tanımı Yunanca; mitologia, mithos (söylenen ya da duyulan söz) ve logos (konuşma) kelimelerinin birleşiminden oluşmuştur. Eski Yunan’da “geçmişte söylenenlerin tekrar edilmesi” gibi bir anlam barındırmaktayken zamanla “efsane” anlamı kazanmıştır.
Azra Erhat; “Yunan dilinde sözün kavramı üç sözcükten oluşmaktadır. Biri “mythos”, diğeri “epos” üçüncüsü de “logos”tur. Mythos; söylenen veya duyulan sözdür, masal, öykü, efnane anlamına gelir. Epos; belli bir düzen ve ölçüye göre söylenen, okunan sözdür. Logos; bir yasal düzeni yansıtır, insanın bedeninde ve ruhunda bir logos bulunduğu gibi, evrenin ve doğanın da bir logosu vardır. Logos insanda düşünce, doğada kanundur, her yerde ve her şeyde vardır. Ortaklaşa ve tanrısaldır. Logosu bulmak, sırlarını göz önüne sermek, insan sözüyle dile getirmek düşünürün asli görevidir. Logos kavramıyla açılan bu çığır dosdoğru bilime varmış, öyle ki logos-logia bugün herhangi bir araştırma dalında bilgini ve bilimi dile getirmek için kullanılan birer ek olmuştur.
Mythos ile Epos arasında bir yakınlık vardır; Mythos söylenen sözün, anlatılan öykününün içeriği ise, Epos da onun doğal olarak aldığı ölçülü, süslü ve dengeli biçimidir. Epos ne kadar güzelse, mythos da o kadar etkili olur. Epos’la Mythos’un başarılı evlenmesidir ki, ilk çağdan kalma efsanelerin ürün vere vere günümüze dek yaşamasını ve Mythos kavramının çağlar ve uluslararası bir nitelik kazanmasına neden olmuştur” demektedir.
Mitolojinin diğer kavramlarından logos daha çok doğa bilginlerince gerçeğin insanlar tarafından anlatılması olarak kabul edilmiştir. Düşüncenin ağırlıklı olduğu logosun efsaneden sıyrılarak bilime yöneldiği de açıkça görülmektedir. Böyle olunca da birbirlerine yakın bir anlam taşıyan mythos ve epos doğal olarak logostan ayrılmaktadır. Antik çağlarda bu iki birbirine karşıt kavramların Anadolu’da destanlara karşı bilimin ağırlık kazanmasında büyük payı olmuştur. İnsanlar destan ve efsaneleri anlatmaktan, dinlemekten hiçbir zaman vazgeçmemişlerdir.
Mythos çok tanrılar üzerinde anlatılan efsaneleri bir araya getirmiştir. Bir süre sonra mythos, epos logos ile birleşerek birbirinden değerli bu yönde ilginç kitaplar yazılmıştır. Bunların başında da Homeros ile Hesiodos’un yazdıkları gelmektedir. Iliada ve Odyseia’nın eski Yunan tanrılarının öykülerini anlatması mitolojinin ana kaynaklarını oluşturmuştur.
Homeros ile Hesiodos’un yarattığı çok tanrılı dünya hayal mahsulü mü, yoksa gerçek miydi?
Günümüzün mitoloji ve tarih yazarları bu konuda tam bir sonuca varamamışlardır. Mitolojide isimleri geçen tanrıların başka dünyalardan gelerek bir süre burada yaşayıp sonra gitmiş olmaları da düşünür ve yazarları meşgul etmişse de belgelere dayanan bilimsel bir sonuç ortaya konulamamıştır. Böyle olunca da mitoloji çok daha ilginç olarak beraberinde çeşitli sorular getiren bir bilim dalına dönüşmüştür. Büyük olasılıkla; insanların kendilerini zayıf görerek bir güce, belki de doğa olaylarının ne olduğunu anlamadıklarından kendilerince çeşitli tanrılar yarattıkları da düşünülmelidir. Bununla beraber mitolojinin geçmiş dönemlerin tarihsel olaylarına kısmen de olsa ışık tuttuğu akıldan uzak tutulmamalıdır. Nitekim bu konuda dünyanın çeşitli ülkelerinde çok sayıda mitoloji kitapları yazılmış ve bilim dalları da bu konunun üzerine eğilmiştir,
Mitoloji denildiğinde öncelikle Yunan Mitolojisi öne çıkmaktadır. Oysa Yunan Mitolojisi olarak şimdiye kadar tanımlanan mitoloji, aslında Anadolu Mitolojisinden başka bir şey değildir. Onun dışında dünyanın çeşitli kıtalarındaki toplulukların çoğu pek az tanınmış olan ve yalnızca isimleri bilinen ülkelerinde kendilerine özgü mitolojileri vardır. Bunların belli başlıları; Avrupa’da Baltık Mitolojisi (Leton Mitolojisi), Roma Mitolojisi, Etrüsk Mitolojisi, Litvanya Mitolojisi (Prusya Mitolmojisi), Finlilerin Kalavela Mitolojisi, İspanya Mitolojisi, Bask Mitolojisi, Alman Nibelüngen Mitolojisi, İngiliz Mitolojisi, Galler Mitolojisi, Irlanda Mitolojisi, İskoç Mitolojisi, Macar Mitolojisi, Balkan Mitolojisi, Arnavut Mitolojisi, Slav Mitolojisi, Afrika Mitolojisi, Asya Mitolojisi, Kafkasya Mitolojisi, Amerika Mitolojisi, İskit Mitolojisi, Çin Mitolojisi, Japon Mitolojisi, Aynu Mitolojisi, Kore Mitolojisi, Mançu Mitolojisi, Moğol Mitolojisi, Sibirya Mitolojisi, Tibet Mitolojisi, Ramayana Mitolojisi, Budist Mitolojisi, Ayvavazhi Mitolojisi, Tamil Mitolojisi, Manipuri Mitolojisi, Burma Mitolojisi, Endonezya Mitolojisi, Bali Mitolojisi, Malezya Mitolojisi, Filipin Mitolojisi, Vietnam Mitolojisi, Pers Mitolojisi, İran Mitolojisi, Mezopotamya Mitolojisi, Babil Mitolojisi, Sümer Mitolojisi, Elam Mitolojisi, Arap Mitolojisi, Kenan Mitolojisi, Çerkes Mitolojisi, Gürcü Mitolojisi, Aborjin Mitolojisi (Avustralya), Fiji Mitolojisi, Papua Mitolojisi, Polinezya Mitolojisi, Havai Mitolojisi, Samoa Mitolojisi, Tahiti Mitolojisi, Lakota Mitolojisi, Navajo Mitolojisi, Zuni Mitolojisi, Aztek Mitolojisi, Maya Mitolojisi, İnka Mitolojisi’dir.
Afrika Mitolojisi kendi arasında Baluba, Bushongo, Kongo, Lugbara, Moouti, Maasai, Somali, Nübye, Berberi, Mısır, Madagaskar, Tumbuka, Zulu, Dahomey, Doğon Efik, Yoruba Mitolojisi olarak bir takım guruplara ayrılmıştır.
Dini toplulukların da kendilerine özgü mitolojileri vadır. Bunların başında İslam Mitolojisi, Hırıstiyan Mitolojisi, Yahudi Mitolojisi, Ermeni Mitolojisi, Hindu Mitolojsi gelmektedir.