Boğaziçi’nin kuzeyinde, Karadeniz kıyılarında, Üsküdar’a 70 km uzaklıktaki Şile İstanbulluların tatil yaptıkları ender yerlerden birisidir.
Son derece zengin doğasıyla turistleri çeken Şile ve çevresi İstanbul’un su ihtiyacının büyük bir bölümünü karşılamaktadır. Karadeniz kıyı boyundaki falezli arazisi şiddetli dalgalardan ötürü karadan koparak ayrılan kayaların oluşturduğu görünümüyle de dikkati çekmektedir. Falezlerin aşındığı yerler zamanla doğal kumsallara dönüşmüş Ağva, Şile ve Kumbaba plajlarını oluşturmuştur.
İstanbul’un en eski yerleşim yerlerinden biri olan Şile ile çevresinde; tarih boyunca
Bithynialılar, Persler, Galatlar, Selçuklular, Romalılar, Bizanslılar ve Osmanlılar hâkim olmuşlardır. Bazı kaynaklarda Şile merkezinin olduğu yerde Philee isimli küçük bir köyün bulunduğuna da değinilmiştir. Hıristiyanlığın ilk yıllarında bu inancı benimsemiş olanlar Romalıların baskısından kaçarak buradaki mağaralara gizlenmişlerdir.
Kısaca değinmeye çalıştığım; Şile’nin coğrafi konumu ve tarihi geçmişinin yanı sıra onun ismiyle özdeşmiş dokularıyla da dünya piyasasında ün yapmıştır. Şile’ye özgü el tezgâhlarında pamuk ipliğiyle dokunan Şile bezlerinin insan vücudunun ısısını, terini emen gömlekleri başta olmak üzere çeşitli giysileri ilçenin önemini bir kat daha arttırmıştır.
Şile bezleri en azından 150-200 yıldır burada dokunmaktadır. El üretiminin öncelik kazandığı Şile bezi 1400 tel iplik el yardımıyla dokunmaktadır. Özelliklerinden başında dokunan kumaşların denizde yıkandıktan sonra kuma serilerek kurutulmalar gelmektedir. Bu uygulama ile ipliklerin gözenekleri çok daha seyrekleşmektedir.
XIX. Yüzyılın ikinci yarısından sonra Şile’de yaşayan Rumlar İngilizlerin Hindistan’dan getirdikleri kıvrağı alarak dokumacılığı ileri bir düzeye taşımışlardır. Aynı yıllarda orada yaşayan Türkler de keten üretiyorlarmış;1930’lu yıllarda keten dokumacılığını bırakarak pamuklu Şile bezi üretmeye başlamışlardır.
Şile bezinin üretilmesinde atkı ve çözgüde kıvrak denilen bükümlü pamuk ipliği kullanılmıştır. Şile bezinin üretimi birkaç aşamada yapılmaktadır. Öncelikle çileler halindeki iplikler çiriş denilen kaynamış suya katılmasıyla elde edilen hamurda ıslatıldıktan sonra kurutulmaktadır. Haşıl denilen bu işlemin ardından kurutulan çileler çıkrıklarda masuralara sarıldıktan sonra dokunmaya başlanırlar. Özellikle Şileli kadınlar kasnağa gerdikleri Şile bezi üzerinde çeşitli motifleri işlemeleriyle de ün yapmışlardır.
Günümüzde Şile’ye gelen turistlerin öncelikte aradıkları Şile bezleri dükkanları da ilçenin bir başka özelliğini yansıtmaktadır. Önceki yılarda birçok ev alt katlarını Şile bazi dokumaları ve satışları için ayırmışlardır.