İbrahim Güray AYTEKİN / Özel haber –araştırma
Cumhuriyetimizin kurucusu Atamızın ilk defa İstanbul Sarayburnunda Gülhane Parkına yerleştirilen heykelinden sonra ikincisi Konya’da yapılmıştı.
Osmanlı İmparatorluğu’nun son yıllarıdır . Konya’lı meşhur Mimar Muzaffer Bey Konya’nın bir ziraat memleketi olması nedeniyle bunu sembolize eden kağnı, buğday, başak demetleri ve birkaç köylü bulunan abide kompozisyonu hazırlayıp istasyon yolu üzerine inşa ettirmeyi planlamıştır.
Anıtın kaidesi beyaz mermerden olup, Osmanlı mimarisinden yola çıkılarak hazırlanmıştır. Kaidenin dört köşesinde niş içerisine alınmış sivri kemerlerle dini yapıların portallerinin küçük bir örneği burada uygulanmıştır.
Planını devrin resmi makamlarına sunar. Plan ve teklif beğenilir. Süratle anıtın inşasına geçilir. Bir hayli de inşası ilerler. Fakat birinci cihan savaşı patlak verince bazı maddi ve manevi nedenlerle inşa durdurulur. Üzeri kalın saçlarla örtülerek muhafazası sağlanır.
Yıl 1924 Belediye Meclisi yarım kalan abidenin tamamlanması ve üzerine de Atatürk'ün heykelinin dikilmesine karar verir. Heykeltıraş Heinrich Krippel'e sipariş edilmiştir. 1925 yılında Atatürk anıtları yaptırılmak amacı ile Türk hükûmeti’nin davetlisi olarak Türkiye’ye gelen Heinrich Krippel. 1938’e kadar on üç yıl Türkiye’de kalarak Atatürk heykellerinin yapımını bizzat üslenmiştir.
Türkiye’de hazırlanan heykel kalıpları, sanatçının Viyana’daki atölyesinde üretildi ve Viyana Birleşik Maden işletmelerinde bronz madeninden dökülüp yurda getirildi. Bu heykeller daha sonra parçalar halinde Türkiye’ye getirildi ve yerinde monte edilip daha önceden inşa edilmiş kaideleri üzerine yerleştirildi ve açılışı yapıldı.
Atatürk, Avusturyalı Heykeltıraş Heinrich Krippel'i köşkte misafir ederek hazırlayacağı tüm heykeller için kendisine poz vermiştir. Krippel, bu heykel ve anıtların tüm ön çalışmaları ve taslaklarını Türkiye’de hazırlamıştır.
Avusturyalı Heykeltıraş Heinrich Krippel ile Konya Atatürk heykelinin yapımı için 16 bin liraya anlaşma yapılır. 17 metre abide 3 metre heykel inşasına hız verilir. 29 Ekim 1926 da Cuma günü üzeri beyaz atlas ve bayrak sarılı olarak açılışa hazırlanır ve bu suretle Türkiye’nin 2. Atatürk heykeli Konya’da büyük bir merasimle açılışı yapılır.
Anıt; 6.50m yüksekliğinde mermer kaide ve 2.80m yüksekliğinde bronz Atatürk figüründen oluşmaktadır.
Atatürk mareşal üniformasıyla ayakta, sol eliyle kılıcının kabzasını tutar, hafifçe öne uzanmış sağ eliyle ayaklarının dibinden yükselmekte olan bir demet buğday başağına dokunur biçimde betimlenmiştir.
Anıtın kitabesi yoktur. Atatürk bu anıtta kumandan kimliğiyle görülmektedir. Açılışta heykelin iki yanında; biri "Hürriyet"i, diğeri "Cumhuriyet"i sembolize eden iki genç kız beyaz tüller içerisinde yer almıştır.
Anıt Şehrin en gözde caddelerinden biri olan istasyon caddesi üzerine konuşlandırılmıştır. Atatürk Anıtı'nın yönü o zamanın en gözde bulvarlarından birisine, İstasyon Caddesi'ne bakar. Bu cadde günümüzde de üzerinde Atatürk Stadyumu'nun ana girişinin de bulunduğu, İstasyona uzanan modern bir caddedir. Tren yolculuğu yaparak Konya’ya gelen yolculara Atatürk heykeli adeta hoş geldiniz demektedir. Heykelin kaidesi olarak kullanılan ziraat anıtı büyüleyici bir görkeme sahiptir. Heykel ve anıt gerçekten tam anlamıyla bütünleşmiş durumdadır. Konyalıların gözünde o yapıt herhangi bir heykel değildir, Gazi Mustafa Kemal Atatürk'e sevgi ve saygılarını ifade etmek üzere yaptıkları Atatürk Anıtı'dır.
Ulu Önder Atatürk Konyalılar tarafından heykelinin dikildiği caddeyi çok severdi … Atatürk'ün Konya'ya ikinci gelişleri 1 Nisan 1922 ve 4 Nisan 1922 günleri arasındadır. Ulaşım imkanlarının çok kolay olması ve İstanbul - Bağdat demiryolunun Konya'dan geçmesi ile Milli mücadelenin bir ikmal merkezi olan Konya, Atatürk için büyük önem taşımıştı. Büyük Taarruzdan önce Konya'ya Vali ve Mevki komutanı olarak atanan Galip Pasinler paşa ile Konya'da bulunan menzil müfettişi Kazım Dirik Paşa, Garp Cephesinin yiyecek, giyim, kuşam, silah, cephane, canlı hayvan gibi her türlü ihtiyacını Konya bölgesinden sağlayarak gönüllü alaylarla birlikte cepheye gönderiyordu.
Atatürk bu önemli konuları yerinde bir defa daha görmek üzere Garp cephesi komutam İsmet İnönü Paşa ile birlikte 1 Nisan 1922 günü Afyon Çay üzerinden önce Ilgın'a gelerek buradaki süvari kolordusunu denetIemişler, geçit töreninden sonra Garp cephesi komutanı İsmet İnönü Paşa Akşehir'deki karargahına dönmüş, Atatürk ise Konya'ya gelmiştir.
Atatürk'ü Konya İstasyonunda Vali vekili Mustafa Abduhalik Renda, Rüştü Paşa, Mevlana dergahı Poştnişin vekili Adil Çelebi, Demiryolları Genel Müdürü Behiç Erkin, Belediye Başkanı Muhlis Koner, Konya milletvekilleri, Jandarma polis birlikleri, okullar, Esnaf ve binlerce kişi karşıladı.
Akşama doğru Konya'ya gelen Atatürk trenden iner inmez halkı selamlamış, halkın yanına karışmış, istasyondan şehre doğru yürümeye başladığı bir sırada yanında bulunan Rus Büyükelçisi Aralef, Atatürk'ün kulağına:
“Ekselans, arabalara 'binsek daha iyi olmaz mı?” demiştir. Aslında Rus büyük elçisinin endişesi Konya isyanlarıdır. Atatürk’ün ve kendisinin bir saldırıya maruz kalabileceğini düşünmektedir.
Atatürk Elçiye:
“Endişe etmeyiniz. Ben milletimden korkmuyorum, Ona güveniyorum. Yürüyelim.” cevabını vermiş ve yürümesine devam etmiştir.
Atatürk doğruca kendisine Konyalılar tarafından hediye edilen ve Vali Konağı, bu gün ise Atatürk müzesi olarak kullanılan konağa kadar yürüyerek geldi. Atatürk geceyi bu konakta geçirdi.
Atatürk’ün Konya’da en çok sevdiği cadde olarak bilinen cadde üzerine monte edilen Anıtın açılış töreni büyük bir kalabalık topluluğu ile gerçekleştirildi. Törene Konya Valisi İzzet, Belediye Başkan Vekili Nuri Bakkalbaşı, Konya milletvekili Kazım Hüsnü, Kolordu Komutanı Naci Eldeniz, Cumhuriyet Halk Partisi Müfettişi İsmail Hakkı Beyler, askeri ve sivil erkan, okullar ve vatandaşlar katılmıştır.
Atatürk figürünün baş kısmı bir örtü ile örtülmüştü, Nuri Bakkalbaşı yaptığı konuşmanın ardından anıtı açmıştır.
Belediye üyesi Mustafa Şevki Bey ve iki kız bir de erkek öğrenci konuşmalar yapmışlardır.