İkinci bölümde terör örgütlerinin görevlerinden bahsetmiş ve  konuyu Kıbrıs adasının jeostratejik yapısına bağlamıştım. Jeostrateji; bir coğrafyayı, askeri açıdan  değerlendirmektir.  Önce sizlere dış güçlerin genel anlamda değişmeyen ve/fakat kapsamı itibarıyla günün koşullarına göre gelişme gösteren Milli Hedef ve Menfaatlerinden  bahsedip, ‘Kıbrıs dünyanın kalbi midir?’ Sorusuna cevap vermeye çalışacağım. 

Son olarak da ülkemizden doğan Fırat ve Dicle nehirlerinin askeri açıdan değerlendirmesini yaparak, üç bölümden oluşan yazı serisini sonlandıracağım..

4- Emperyalistlerin Milli Hedef ve Menfaatleri:

Malumları  olduğu üzere; Küresel güçlerin  babası olan İngiltere’nin, yirminci yüz yılın başlarında hedefinde 3B  faktörü vardı..BAKÜ, BATUM ve BEYRUT.

***

Küresel güç ABD:                                                     

Bu gün ise , tek kutuplu bir dünya yaratmaya  çabalayan küresel devin, (ABD)  ana hedefi; 

dünyayı  tek elden yönetmektir.   

Genel  bir değerlendirme yapılırsa  Kuzey Afrika, Ortadoğu, Kafkaslar, ve Uzakdoğu ekseni.. 

Ülkeler  bazında değerlendirildiğinde  ise ;Türkiye, Kıbrıs,  Gürcistan, Ukrayna, Afganistan, üzerinden, Uzakdoğu.. 

Son zamanlarda, küresel dev  hedeflerine ulaşabilmek için  yeterli olmayan 3B  etmenine, yukarıda açıklanan  ara hedefleri de ilave etmiştir.. 

Küresel güç Rusya:                        

1991 den itibaren parçalanmış ve kolu, kanadı kırılmış gibi gösterilmeye çalışılan etkisiz bir Rusya mı  vardır karşımızda?!. Bana göre hayır. Bu nedenle  dünyaya bakışı ve  yakın zamanda gelişen olaylar karşısında hareket tarzları  gizemini koruyan  Rusya’nın Milli Hedef ve Menfaatlerine  açıklık getirmekte sayısız faydalar vardır.  

Eski şaşaalı günlerine dönmeyi amaçlayan Rusya’nın hareketlendiği, küllerinden tekrar ateşlendiği gözlenmektedir.. Kafkaslar, Ortadoğu ve Kuzey Afrika’ya  hakim olmak konusunda çok kararlı olduğu  ve hedeflerine ulaşmak  içinde her türlü mücadeleyi  verebileceği  değerlendirilmektedir.. Malumları  olduğu üzere; Rusya’nın  sıcak denizlere ulaşma  hayalleri  çok eskilere dayanır.. Bu yüz yılla birlikte ise,  tek kutuplu dünyaya mahkum olmamak adına  yüce dileklerinin hat safhaya  ulaşacağı farz ve kabul görmektedir. 

Yaklaşan tehlikenin farkında olan  Rusya , masa başında daha kuvvetli olabilmek  maksadıyla  ŞANGAY   beşlisine -  Çin halk cumhuriyeti, Rusya, Kazakistan, Kırgızistan, Tacikistan- 2001 yılında Özbekistan’ı da   katarak ŞANGAY  İşbirliği Örgütünü  (ŞİÖ)  kurmuştur. 

***

5—Şimdi de, Kıbrıs  adası neden dünyanın kalbidir sorusuna cevap bulmaya çalışalım..

Kıbrıs adasının önemini anlatmak için tek temel inanç ve düşünce hakimdir. Oda “Akdeniz’de  Kıbrıs’a hakim olamayan bir güç ,  güç  değildir!” 

Akdeniz’de yer alan ve  acımasız dış güçlerin hedefi haline gelmiş olan Kıbrıs’ta, bu güne kadar küresel güçler emellerine ulaşamamışlarsa, bu Türk ulusunun Atalarına yaraşır cansiperane mücadelesinden dolayıdır. Ortadoğu’yu kontrol altında tutması , petrol boru hatlarının geçmesi ( Bakü-Ceyhan- Yumurtalık ve Kıbrıs) ve dünyanın en önemli petrol sevk limanı olacağının  bilinmesi, jeostratejik adayı  ele geçirme arzusunu da  kamçılamaktadır. Son tahlilde ; Akdeniz- Ortadoğu,   Kafkaslar  ve Kuzey Afrika’yı kontrol eden   Kıbrıs adasını   kim ele geçirirse  büyük avantaja sahip olacaktır.  

Yine  adanın önemine devamla; başlangıçta  Petrol ve  günümüzde ise SU olmak üzere dünyanın ihtiyaç duyduğu kaynakların büyük bir kısmı bu bölgeden sevk edileceğinden , kontrol edene  büyük imkanlar verir..İşte bu nedenlerle Türkiye ve   yavru Vatan Kıbrıs, küresel güçlerin ele geçirmeyi düşledikleri hedeflerin en başında gelmektedir..

Kısaca , ele geçirmeyi kafasına koyanlar için ‘Kıbrıs Dünyanın Kalbidir’  demek doğru bir  tespittir diye değerlendirmekteyim.. 

Hatta son zamanlarda   küresel güçlerce yapılan Jeostratejik değerlendirmeler, adayı ,  dünyayı kontrol  eden  ‘Yüzen Uçak Gemisi’  konumuna getirmiştir..

O nedenledir ki,  Güney Anadolu ile Mezopotamya’yı  içine alan  bu haşin coğrafya ,  küresel güçler için  vazgeçilmez bir üs olarak da görülmektedir. . Umarım  dile getirilen bu bilgiler, Kıbrıs’ın ne kadar önemsenmesi gerektiğine  işaret eder!. .. 

Sayın Profesör Ata Atun,  Önce Vatan gazetesinde   Kıbrıs hakkında  teknik ve ekonomik açılardan son derece ilgi çeken  açıklamalar yapmıştı. Sayın Atun’un kaleme aldıklarını, yukarıda açıklamaya çalıştığım askeri şablona monte ettiğimizde,  üçüncü  dünya savaşının bu coğrafyanın mukadderatı olacağına işaret etmektedir..  

6-  Ülkemizden doğan Fırat ve Dicle nehirlerinin Önemi: 

Anadolu’dan doğan  ve Mezopotamya’yı  sulayan Dicle ve Fırat nehirlerinin öneminden bahsetmek gerekir. 

Dicle nehri , Anadolu’dan doğar, Irak’tan geçer , Fırat’la birleşir ve Basra körfezine   dökülür. 

Fırat nehri ise , Anadolu’dan doğar, Türkiye ve Suriye’nin bölgesini sular, Basra körfezine dökülür. 

Türkiye ,1987’den bu yana  uyguladığı su politikasında  ‘insani yaklaşımları’ ön planda tutmuştur. Türkiye; sınırları içindeki sulardan istediği şekilde yararlanma özgürlüğü  olan   “mutlak ülke egemenliği”  ilkesinden  bu nedenle vazgeçerek , komşu ülkelerin sıkıntısını çözecek olan  “Sınırlı ülke egemenliği”  doktrinini hayata geçirmiştir. Bu uygulamayla  Suriye ve Irak’ın  su kullanımına  zarar vermemeyi hedeflemektedir. 

Sonuç olarak ; ekonomik kalkınmanın bu yüz yılla birlikte kilometre taşı olmaya aday olan  su kaynağı,  aynı zamanda   canlıların yüzyıllardır onsuz yapamayacakları yaşam kaynağı olmaya devam edecektir..