Emekli Kurmay Albay Ömer Lütfi Taşçıoğlu, Kurmay Subay Adayı olarak Harp Akademileri eğitimine başladığı 1981 yılında, 30 yaşındaydı. Yazmış olduğu değerli eserinde; bu târihe kadar Ermeni meselesi hakkında yeterli bilgiye sâhip olmadığını belirterek söze başlıyor.
Aynı zamanda “i’tiraf” olarak da yorumlanabilecek bu ifâde, Türkiye’nin yüzde yüz değil yüzde bir milyar defa haklı olduğu bir meselede, nasıl olup da dünya ülkeleri ve insanlarının yüzde altmış’tan fazlası tarafından ‘suçlu’ düşürüldüğünün en mükemmel açıklamasıdır.
Istırap verici bu durum sebebiyle hiçbir Türk ferdi kınanamaz. 1980 yılına gelinceye kadar Türkiye’de Ermeni meselesi hakkında yayınlanmış kitapların sayısı, iki elin parmakları sayısını geçmiyordu. Ermenilerin iddialarını destekleyen kitapların sayısı ise binlerle ifâde edilebiliyordu.
Ülkemizde hâlâ, ‘Târihimizle yüzleşmeliyiz’ gibi mâsum görünen ifâdenin altında Ermenilere karşı suç işlediğimizi îma eden sözde aydınlarımız, ‘1,5 milyon Ermeni’yi katletmişiz, özür dilemeyiz…’ diyen mâhutlarımız, Ermenilerin acılarını paylaşan gafillerimizin sayısı hiç de az değildir.
Vahim durumun sorumlusu, 27 Ocak 1973 tarihinden îtibâren Türkiye’yi yöneten kadrolardır. Bilindiği gibi bu târihte Ermeniler, Los Angeles Başkonsolosumuz Mehmet Baydar ile Konsolosumuz Bahadır Demir’i, ABD’nin Kaliforniya Eyâleti’nin Santa Barbara şehrinde âdi bir cinâyetle ve alçakça ketlettiler. Hemen ardından, Ermeni terör örgütü ASALA, ‘Türk diplomatlarını, Türkiye’nin Ermenilere haklarını vermediği için öldürdüklerini’ bildiri ile açıkladılar.
Kalleş cinâyetlere en büyük tepkiyi, Ermeni vatandaşımız Artin Penik, kendisini Taksim Meydanı’nda yakmak suretiyle gösterdi.
Başka?
Başkası… suyuna tirit beyanlar…
1973’ten 2016’ya…43 yıl boyunca, haklı olmanın verdiği rahatlıkla hareket ettik. Ermeni iddialarının asılsız olduğunu belgeleriyle ispat eden kitaplar yazan Justin McCarthy, Stanfod Shaw, Guenter Lewy gibi ilim adamlarını, dünya kamuoyunu bilgilendirmek maksadıyla, belli ülkelere göndermeyi düşünmediğimiz gibi, Ermeni tezini çürüten ilim adamlarımızı, bulundukları görevlerden aldık. Yetmedi, ‘Ermeni Diasporasının, düşman diasporası olmadığını’, tertip ettiğimiz dâvette açıkladık. Ermenilerin cevabı, Türk bayrağını çiğneterek üzerinde öğrencileri yürütmek oldu. ‘Sınırdaş ülkelerle sıfır problem…’ uğruna sesimizi çıkarmadık.   
Ermeni mesnetsiz iddialarını çürütme işi, vatansever insanlarımız tarafından cansiperâne çalışmalarla devam ettiriliyor. Vatanseverlerimizden biri de Ömer Lütfi Taşçıoğlu’dur. 13,5 X 21,5 santim ölçülerinde, birinci hamur kâğıda basılı, siyah-beyat fotoğraflarla zenginleştirilmiş 404 sayfalık kitabı, sahasında yazılmış en ciddî eserlerden biridir.
Sayın Taşcıoğlu eserine Ermenilerin kökeni ve tarihi ile başlıyor. Ele aldığı ve okuyucuda en ufak bir tereddüt bırakmayan açıklamalar ve belgelerle dopdolu kitaptaki başlıklardan bâzıları:
*Türk-Ermeni İlişkileri: Selçuklu dönemi, Osmanlı’nın kuruluşundan Tanzimat’a kadar, Ermenilerin Osmanlı Devleti içindeki nüfusu…
*Ermeni İsyanları: Erzurum isyanından Van bölgesindeki ikinci isyana kadar tam 28 adet ayaklanmanın teferruatlı bilgileri ve belgeleri ile uğradığımız kayıplar, şehit edilen Müslüman Türkler…
*Nakil ve Yerleştirme Kararı: Kararın alınmasına sebebiyet veren hâdiseler, Ermenilerin Türklere tatbik ettiği katliam hakkında Genelkurmay ve Başbakanlık arşivlerinden alınan belgeler, raporlar, yeminli ifâdeler, yabancı gözlemcilerin nakil işlemleri sırasında mahallinde tuttukları raporlar…
*Ermenilerin Türk topraklarında bağımsız devlet kurma çalışmaları: Batılı ülkelerin verdiği destekler…
*Katliam ve soykırım iddialarının hukukî ve siyâsî açıdan incelenmesi: Târifler ve müeyyideler…
*Ermenistan’ın Türkiye ile ilişkileri: Suikastler, Halaçoğlu ve Perinçek dâvâları, Ermeni-PKK işbirliği…
*Netice: Bu bölümde, eserin geniş bir özeti ile cereyan eden hâdiseler hakkında yerli ve yabancı diplomatların yorumları, mâhutların Ermeni tezine verdiği destekler, fotoğraf ve belgelerle birlikte veriliyor.
Yedinci ve son bölüm, ‘Ermenistan’ın ve dış ülkelerin Türkiye’ye yönelik faaliyetlerinin etkisiz kılınması için alınması gerekli tedbirler’ başlığını taşıyor. 8 sayfa boyunca, müspet neticeler alınmasını sağlayacak tatbiki kolay teklifler sunuluyor.
Sonraki 16 sayfada, kitabın hazırlanmasında faydalanılan kaynaklar, son 21 sayfada ise ‘Ekler’ başlığı altında; Ermeni Devleti Nizamnâmesi, Ermenilere ait mal, mülk ve arazi haklarının ve kültür varlıklarının korunmasına dâir 10 Haziran 1915 tarihli kararnâme, General Friedrich Bronsart Von Scellendorf’un Deutsche Allgemeine Zeitung Gazetesi’ne gönderdiği mektup, 26.9.2004 târihinde Türkiye Cumhuriyeti tarafından kabul edilen soykırım kavramını târif eden  5237 sayılı kanun ve Ermeni diasporası başlıklı İngilizce metin bulunuyor.
Ömer Lütfi Taşçıoğlu, eserinin arka kapak yazısında, kitabın yazılış maksadını şöyle açıklıyor:
Türk-Ermeni ilişkilerinde mecbûrî göçe sebep olan olayların ve sonuçlarının incelendiği bu kitabın maksadı; yaşanan olayların araştırılarak gerçeklerin belgeler ışığında ortaya çıkarılmasıdır. 1. Dünya Harbinin 100. yılında yabancı devletlerin de desteğiyle Ermeni iddialarının Türkiye üzerinde bir baskı aracı olarak kullanılma gayretleri dikkate alındığında kitabın önemli bir boşluğu dolduracağı ve hem Türk milletine hem de Türkiye Cumhuriyeti yönetim kadrolarına söz konusu baskılara karşı tâkip edilmesi gereken politikalar konusunda yol gösterici olacağı umulmaktadır.
Farklı yaklaşımları ile dikkati çeken ve daha önce ortaya konulmamış bilgi ve belgeleri de ihtiva eden kitapta Birinci Dünya Harbi öncesinde kendi devletine karşı isyan ederek düşman tarafına geçen ve kurdukları silahlı çetelerle sivil halkı katletmeye başlayan Ermenilerin tâbi tutulduğu mecbûrî göç uygulamaları ve göç ettirilen Ermenilerin akıbetleri detaylı olarak ortaya konulmuştur.
Kitapta daha önce yeterince ortaya konulmamış olan, Rus işgali ve Ermeni katliamları sebebiyle topraklarını terk ederek göç etmek mecbûriyetinde bırakılan Anadolu'daki ve Kafkasya'daki Müslüman halkın durumu ile Rus ve Ermeniler tarafından katledilen Müslümanların durumları detaylı olarak incelenmiştir. Bu kapsamda özellikle yabancı kaynaklara dayanılarak iki tarafın kayıpları karşılaştırılmıştır.
Ümit ediyoruz ki bu çalışma sömürgeci batının ve onların uzantılarının sözde soykırımın 100. yılında Türkiye'ye soykırımı kabul ettirmek üzere yürüttükleri çalışmaların arka planının aydınlatılması ve alınacak tedbirlerin belirlenmesinin yanı sıra, Ermenistan'ın ve Diaspora Ermenilerinin yalanlarıyla kandırılmış olan Ermeni vatandaşlarımızın bilgilendirilmesi yoluyla sosyal barışa da katkı sağlayacaktır.           
NOBEL AKADEMİK YAYINCILIK EĞİTİM DANIŞMANLIK TİCARET LİMİTED ŞİRKETİ: 
Mithatpaşa Caddesi Nu: 74/4 Kızılay Ankara. Telefon: 0.312-418 20 10 Belgegeçer: 0.312-418 30 20  
e-posta: [email protected]   www.nobelyayin.com

Dr. ÖMER LÜTFİ TAŞCIOĞLU


13 Nisan 1951’de İstanbul’da dünyaya geldi. 1970 yılında Kara Harp Okulu’ndan, 1983 yılında Harp Akademileri’nden mezun olmuş ve 1974 yılında Birinci ve İkinci Kıbrıs Barış harekâtlarına katılmıştır.
Kara Kuvvetlerine bağlı çeşitli birliklerde ve Genelkurmay Plan Prensipler Başkanlığında vazife gören Ömer Lütfi Taşcıoğlu Birinci Körfez Savaşı döneminde Amman Askeri Ataşeliği vazifesini icra etmiştir.
1991-1995 yılları arasında terörle mücadelede vazifelendirilen Taşcıoğlu 31 yıl hizmet yaptığı Türk Silahlı Kuvvetlerinden 30 Ağustos 2001’de kadrosuzluk sebebiyle emekliye sevk edilmiştir.
Emekli olduktan sonra Genelkurmay Stratejik Araştırma Merkezi (SAREM)’de de vazife üstlenen yazarın; ‘Ermeni Meselesi ve Çözümü İçin Alınacak Tedbirler’, ‘İngilizce Askerî Terimlerde Anlam Başkalaşması’, ‘ABD’nin Küreselleştirme Politikaları - Ortadoğu’da Türkiye’ye Biçilen Rol’ mevzularını incelediği eserleri vardır.
Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Uluslararası İlişkiler Bölümünden ve İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi İngiliz Dili ve Edebiyatı Bölümü’nden mezun olan Yazar ‘Belgelere Göre Türk Ermeni İlişkilerinde Katliam ve Soykırım İddiaları’ mevzuunda Gazi Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Milletlerarası İlişkiler Bölümü’nde hazırladığı doktora tezini, 2014 yılında tamamlamıştır.

DERKENAR:


SÜLEYMAN NAZİF


Bugün birilerinin çalmak suretiyle elimizden almaya çalıştığı kadim şehrimiz Diyarbakır’ın asil evladı, Türk milletinin iftiharı Süleyman Nazîf Bey, Türkçe’mizde bir kelimenin bile yanlış söylenmesine, yanlış yazılmasına tahammül edemezdi.
Bir gün, bir edebiyat sohbetinde, genç bir yazarla Süleyman Nazîf arasında bir münâkaşa oldu. Genç adam o münâkaşadan perîşan bir hâlde çıkınca evine gittiğinde, öfkesini yenemez, oturup Süleyman Bey’e uzun bir mektup yazar:
-Sizi düelloya dâvet ediyorum. Silâhınızı alıp gelin! İstediğiniz yerde vuruşalım!
Süleyman Nazîf, mektubu okuduktan sonra, genç yazara 3-5 cümlelik bir cevap vermiş:
-Evlâdım! Bizim cezâ kanunlarımız vatandaşlarımıza düello hakkı vermiyor. Kanunlarımız bize böyle bir hak tanımış olsaydı, senin kabadayılığına güler geçerdim. Fakat bana gönderdiğin mektupta iki kelimeyi yanlış yazmışsın. İşte, Türkçe’mize karşı takındığın bu saygısız, bu dikkatsiz tavır yüzünden seni öldürebilirdim!
(Türkçe sevdalısı, değerli ilim adamı Yesevîzâde Alparsan Yasa’nın, bu sayfayı hazırlayana gönderdiği özel mektuptan…)


KUŞBAKIŞI:


CİHANNÜMÂ:


1608-1658 yılları arasında yaşamış ilim ve fikir adamı Kâtip Çelebi, birçok sahâda çığır açan eserler yazmıştır. Keşfü’z-Zünun isimli bibliyografyası, ilim dünyasında hâlâ şâheserler arasında yer almaktadır.
Kâtip Çelebi’nin coğrafya ilmi ile alakalı olarak yazdığı Cihannümâ, kendisinden önceki doğu ve batı kaynaklarının bilgilerini yoğurarak yeniden değerlendirdiği, dünya coğrafyasını Türk okuyuculara tanıttığı kıymetli bir eserdir. Bu eser, aynı zamanda ilk matbaacımız İbrâhim Müteferrika tarafından 1732 yılında neşredilen ilk kitaplardan biri olması hasebiyle de ayrı bir değere sâhiptir.
Editörlüğünü Prof. Dr. Bekir Karlığa’nın yaptığı 23,5 X 33 santim ölçülerinde 880 sayfalık eser, Osmanlıca tıpkıbasımı ve Türkçe tercüme olarak 2008 yılında yayınlandı.
İSTANBUL BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ KÜLTÜR A. Ş. YAYINLARI: 
Maltepe Mahallesi Topkapı Kültür Parkı Osmanlı Evleri, Topkapı, Zeytinburnu 34010 İstanbul.
Telefon: 0.212-467 07 00 Belgegeçer: 0.212-467 07 99 e-posta: [email protected]  www.kultursanat.org

DEDE KORKUT KİTABI’NDA
YAPI, İDEOLOJİ ve YARATIM
Dresden ve Vatikan Nüshalarının
Mukayeseli İncelemesi


‘Dede Korkut Kitabı’ isimli kitap, Türk Klasiklerinin en mühim eseridir. Hattâ, bütün Türk klasikleri terâzinin bir kefesine, Dede Korkut Kitabı diğer kefesine konulsa, Dede Korkut Kitabı ağır gelir.
Kitabın, biri Almanya’nın Dresden şehrinde, diğeri Vatikan’da olmak üzere 2 nüshası vardır. Değişik kişiler tarafından 20 ayrı tercümesi yapılmış ve yayınlanmıştır.  Türk örfünü, âdetlerini, ahlakını öğrenmek ve yaşatmak için özellikle gençlerin okuması gereken bir kitaptır.
Etnoloji Anabilim dalında üniversite eğitimi gören ve hâlen Halk Bilimi Anabilim dalında öğretim görevlisi olarak vazife yapan Gürol Pehlivan, bundan önceki tercümelerden farklı olarak, ilmî bir tarzda, Dede Korkut Kitabı’nın Dresden ve Vatikan nüshalarını mukayeseli olarak incelemiştir. Kitap bu hâliyle, hem ilim çevrelerine, hem de her seviyedeki kültür meraklılarına, okuma alışkanlığı bulunan herkese hitap edecek vasıftadır. Eser, Türk’ün kendini, ötekileri ve cihan ile insanları anlama yolunda olanlara rehberdir.
16,5 X 23,5 santim ölçülerinde 608 sayfalık kitap, Ekim 2015’te yayınlandı.
ÖTÜKEN NEŞRİYAT:
İstiklal Caddesi Ankara Han Nu: 65/3 Beyoğlu 34433 İstanbul.  Telefon: 0.212-251 03 50  Belgegeçer: 0.212-251 00 12 www.otuken.com.tr  e-posta: [email protected] 

AHDE VEFA 2 / MANZUM VEFA DUALARI

‘Kürsüden Akademik Sohbetler Platformu’ oluşturarak farklı sahâlarda uzman, ilim adamı, araştırmacı, gazeteci-yazar ve sanatkâr,  650 münevverimizi 20 yıldır vazifeli bulunduğu câmide vaaz kürsüsüne çıkaran Ahmet Yüter Hoca,  aynı zamanda şâir ve yazardır.
Kurulduğu günden itibâren ESKADER – Edebiyat Sanat Kültür Araştırmaları Derneği’nin tertib ettiği Bâb-ı Âli Sohbetleri’nde, her hafta kalabalık bir dinleyici kütlesine hitap eden hatipler için manzum vefa duaları hazırlar ve Aşr-ı Şerif ikramından sonra ‘Allah’ım’ diye başlayan metni okur. Okuduğu metinde hatibin kısa bir hayat hikâyesi, yazdığı eserler, karakter özellikleri hakkında bilgiler vardır.
Her bir dua, ciddî ve derin araştırmaların eseri, mısra-ı bercestelerle süslüdür. Muhtemelen Türkiye’de ilk ve tek olan bir hizmettir.
Akıl Fikir Yayınları, hem ESKADER hatiplerine hem de Ahmet Yüter Hoca’mıza cemile olması maksadıyla bu duaları; 12,8 X 19,5 santim ölçülerinde kaliteli ve özel kâğıda basılı 358 sayfalık  çok şirin bir kitap hâlinde kadirşinaslık numûnesi olarak kültür hayatımıza kazandırılmıştır.
AKIL FİKİR YAYINLARI    
Alemdar Mahallesi, Alayköşkü Caddesi, Küçük Sokak Nu: 6/3 Cağaloğlu, Fatih, İstanbul 
Telefon: 0.212-514 77 77 e-posta: [email protected]  www.akilfikiryayinlari.com

KISA KISA… KISA KISA…


1-OSMAN - Birinci Kitap Aşk, İkinci Kitap Savaş: Beyazıt Akman / Epsilon Yayınevi. 
2-KELEPÇE: Canan Tan / Doğan Kitap. 
3-MESELA: İskender Pala / Kapı Yayınları.  
4-FAYSAL: Ali A. Allawi’den Tercüme Eden: Hakan Abacı / İş Bankası Kültür Yayınları.
5-TÜRKLERİN TARİHİ 2: İlber Ortaylı / Timaş Yayınları.