Güç odaklarının bir kısmı dünyayı yangın yerine çevirmeye çalışırken diğer bir kısmının günü kurtarma, koltuğunu koruma, servetini güvenli köşelere aktarma telaşları karşısında Türk dünyasındaki sevindirici gelişmeleri paylaşmaya sıra gelmemektedir. Özellikle bu coğrafyada halk-devlet çatışması, halkın taleplerinin yok sayılması, halk fakirleşirken sınırlı üst kademe çevresi ile yabancı yatırımcıların kazanması esastır.

Katılımcı rejim ile istikrar arasındaki çelişkilerde genellikle istikrar tercih edilir. Çoğu zaman istikrar bahanesiyle yönetimin hesap sorulmazlık vasfı güçlendirilir. Bununla beraber demokratikleşme yönündeki küçücük adımlar dahi paket provokasyonlar ile yerle bir edilir. Aşağıda özetlenen Kazakistan anayasasındaki sevindirici adımların ilk provokasyonlara kurban edilmemesi temennimizi de şimdiden belirtelim.

Sovyet sonrasında, 70 yıllık ateist eğitim ve devlet sisteminden kurtulan cumhuriyetlerde dine yönelme, batı merkezli tezgahlarla boğulmuştur. Bir taraftan Vehhabi kimlikli CIA-MOSSAD diğer taraftan Şiilik görüntülü KGB kumpasları yüzünden dini eğitimde, hatta camilere giriş-çıkışta ciddi kısıtlamalar getirilmiştir. Bütün provokasyonlara karşın mesela Kırgızistan, bölgenin demokrasi adası vasfını düşe-kalka koruyabilmekte, hükümetler seçimlerle değişmektedir. Yaklaşık çeyrek asırlık Kerimov döneminde Özbekistan, gerek kendi içinde gerekse komşularıyla ilişkilerde sıkıyönetim yaşamıştı. Boğucu tedbirlerin önemli kısmı KGB veya Soros kumpaslarının arkasındangelmiştir. Bununla beraber Mirziyoyev başkanlığı ile serbestlik yönünde önemli adımlar atılmaya devam etmektedir.

Nazarbayev yönetimindeki Kazakistan'dan her fırsatta sevindirici haberler gelmişti. Rusya'nın jeopolitik konumunun etkili, Rus nüfusunun güçlü olduğu bu ülkenin siyasi ve ekonomik gelişmesi, birçok bakımdan örnek olmuştur. Daha önceki anayasal değişikliklerle Nazarbayev'in yetkileri genişletilmiş ve görev süresi uzatılmış idi. Bununla beraber Türk dünyasının bu aksakalı, kendisinden sonra aile efradının halef olması veya görev süresinin uzatılması tekliflerini kabul etmemiş,köşesine çekilmiştir. Görevi bırakıncaya kadar Sovyet döneminden miras kalan kısmen de güvenlik endişelerinden kaynaklanan üst yönetim kademelerinde yakınların yoğunlaşması, rahatsızlık sebebi olmuştur.

Dünyanın en istikrarlı ülkelerinden Kazakistan'da 2022 başında yaşanan olayların arkasındaki sis perdesi ortadan kalkmış değildir. Jeopolitik hassasiyeti sebebiyle Rusya ve Çin ile olduğu gibi başta ABD olmak üzere batılı ülkelerle de iyi ilişkilerini, bu ülkelerden gelen yatırımlarla teyit eden Kazakistan'daki olaylar yakma-yıkmaya, kelle kesmeye kadar uzamıştı. Bu gibi olaylardan sonra genellikle güvenlik öncelikli, baskı tedbirleri gelmesine karşın 5 Haziran'daki referandumla cumhurbaşkanının yetkilerinin kısıtlandığı, katılımcı unsurların güçlendiğ anayasa değişiklikleri kabul edilmiştir. Bu kapsamda cumhurbaşkanının yakın akrabalarının kamuda önemli pozisyonlara getirilmemesi, üst düzey yönetim kadrolarının belirli ailelerin mülkü olmasının önlenmesi düzenlemesi getirilmiştir. Cumhurbaşkanı, görev süresince bir siyasi partiye üye olamayacak, böylece parti çıkarları ile devlet meselelerinin karşı karşıya gelmesi önlenecektir.

Kazakistan anayasasındaki en önemli değişiklik başkanlık sisteminin korunmasıyla beraber parlamentonun güçlendirilmesi, bir anlamda kuvvetler ayrılığının güçlendirilmesidir. Parlamentoyu oluşturan alt kanatların seçimlerinde halkın oyunun ağırlığı artırılmıştır. Senato'da cumhurbaşkanı tarafından atanan milletvekili sayısı 15'den 10'a düşürülmüştür.

Arazilerin mülkiyetinin devlete değil de halka ait olması düzenlemesiyle, kıymetli yerlerin uzun süreliğine yabancılara kiralanması veya satılmasındaki yolsuzlukların önlenmesi ve şeffaflık hedeflenmiştir. Netice itibariyle nice acı tecrübeler de dikate alınarak yabancılara toprak satılmasının engellenmesi hedeflenmiştir. Diğer taraftan Kazakistan Anayasa Mahkemesi'nin bağımsızlığı teyit edilmiş, ayrıca İnsan Hakları Komiseri statüsünün kurulması öngörülmüştür. 2004'den beri uygulanmayan idam cezası da anayasal düzenlemeyle yasaklanmıştır.

Kazakistan Cumhurbaşkanı Tokayev'in "duyan devlet" politikası olarak adlandırdığı bu sistem, halkın taleplerine ve ihtiyaçlarına kulak veren, karar sürecinde vatandaşın da olabildiğince katılımını gaye edinen bir düzenlemedir. Kuvvetler ayrılığının teyit edildiği maddelerle, tek kişi veya kurumun yanlışlarının önünün kapatılması hedeflenmiştir. Tokayev böylece koltuğunun geçici olduğunu şimdiden idrak etmiştir. Netice itibariyle idari baskı ve propagandanın azalmasıyla halk daha huzurlu olduğunu hissetmeye başlamıştır. Anayasal ve siyasi reformlardaki rahatlamanın ekonomik refaha kapı aralaması, enerji kaynakları zenginliğinin daha fazla halka aktarılması en önemli beklentilerdendir.

Başta Türk ve İslam dünyası olmak üzere özellikle Asya ve Afrika'da halkın yönetimden uzak tutulması, devlet-millet çatışması, despot devletin her fırsatta güçlendirilmesi, yeni sömürgeci politikaların temelini oluşturmaktadır. Küresel Siyonist aktörler yanında, Çin'in de devlet politikası haline gelen hedef devlet liderlerini satın alma, sınırlı kadroları paraya boğarak ülkeleri işgal etme stratejisi sonucu otoriterleşme ve totaliterleşme gittikçe daha fazla zemin kazanmıştır. Genel olarak eski sömürgeci batılı ülkeler, resmi beyanatların aksine bu bölgede demokrasinin gelişmesini, hesap veren rejimlerin yerleşmesini pek de istememişlerdir. İlginçtir ki Irak işgalinden sonra Kuveyt'i bir anlamda yeniden kuran ABD, parlamento durumundaki aşiretler meclisinin yetkisini kısıtlayarak emiri daha güçlü hale getiren anayasayı yürürlüğe koymuştur.

Batılı demokrasilerin temelini oluşturan medya gücünün önemli ölçüde Siyonist bankerlerin kontrolünde olduğu dikkate alındığında en demokratik ükelerin dahi bu vasfı tartışma konusu olmuştur. Bununla beraber bağımsız yargı, insan hakları kapsamındaki düzenlemeler, yönetimin zorunlu şeffaflığı ve hesap verebilirliği, sömürgelerdekinin aksine despotlaşmayı bir parça da olsa önlemiştir.

Bütün aksine tezgahlara karşın Kazakistan'daki anayasa değişikliği ile daha katılımcı ve rahatlatıcı düzenlemelerin yapılması memnuniyet vericidir. Genel olarak uluslararası arenada olduğu gibi bu coğrafyada da baskıcı veya özgürlükçü gelişmelerin bulaşıcı etkisi vardır. Kazakistan cumhurbaşkanlığının yetkilerini kısıtlama, yönetimde şeffaflaşma yönündeki düzenlelemerin diğer komşularca da örnek alınması beklenmektedir. Özellikle Özbekistan'daki olumlu gelişmelerle birlikte bölge ülkelerinin üst düzey yönetimlerinde halen ağırlığını koruyan nepotizm (akraba kayırma) hastalığının azaltılması, katılımcı ve refah toplumunun güçlenmesi yönündeki ümitleri artırmıştır. Bu tür olumlu gelişmelerin pusudaki provokasyonlara kurban edilmesi ise en büyük endişemizdir.

[email protected]

twitter.com/alaeddinyalcink