Trabzon Lisesi'nin Çin'de yapılan, liselerarası futbol şampiyonasında ülkemizi başarıyla temsil etmesi ve dünya şampiyonu olması, Trabzon'lu ve Trabzon Lisesi mezunu olarak beni çok gururlandırdı.
Gençlerimizi kutluyorum, başarılarının devamını diliyorum. Bu başarı yeterli düzeyde medyaya yansımadı.
Oysa gazetecilik dilinde "vak'a-ı adiye" diye tabir edilen basit olaylar çok daha geniş yer alıyor!?
Trafik kazaları, cinayet, soygun ve gasp gibi toplumun dejenere olmuş kısımlarının önemli birer vakaymış gibi büyük puntolarla sunulması...
Televizyonlarımız da gün boyu süren yayınlarında incir çekirdeğini doldurmayacak haberlerle izleyenlerini oyalamaktadır.
Adı sanatçıya çıkmış ama kendisinin sanatla uzaktan yakından ilgisi olmayan feşmekân kişinin oturması, kalkması veya düşmesi ülkemizin en önemli olaylarından biri oluyor!?
Bu tür programları ister istemez hepimiz izliyoruz. Bu programları izlerken şunu düşünüyoruz: Program yapımcıları mu yeteneksiz, yoksa "böyle başa böyle tıraş" deyip, halkın çoğunluğunun seviyesine uygun mu yayın daha izlenir oluyor?
Medyanın genel olarak profesyonel futbol dışında diğer spor dallarına fazla ilgisi yok.
Bir lisemizin dünya çapında futbol branşında birincilik elde etmesi kolay bir başarı değildir.
Bu olay yeteri kadar medyada işlenmiş olsa, gençleri teşvik ve yönlendirme yönünde önemli katkısı olurdu.
Sanatta, bilimde, teknolojide ve ticarette atılım içinde bulunan gençlerin başarılarına yeterli düzeyde yer verilir ve teşvik edilirlerse bu yöndeki başarılar artar.
Ama görülen o ki yayın politikalarında ilkesizlik ön plana çıkıyor.
ABD'deki 11 Eylül terör saldırılariyle ilgili medyanın yayını çok ilkeliydi, kan ve ceset görmemiştik. Ama İstanbul'daki terörist saldırılar sansürsüz olarak medyamız tarafından maalesef verildi!?
Medyamızda otokontrol sistemi yok. Her konuda RTÜK mü ceza versin?
Hiçbir şey, yıllarımız kadar çabuk geçmez.
Ovidium