Nedir toksin? Toksin, genel anlamda bir organizmaya zarar veren kimyasal bir madde demektir. Başlıca bakteri ve küf gibi mikroorganizmalarla hayvan ve bitki metabolizmalarının bir ürünü olarak oluşan ve başka organizmalar için değişik derecelerde zehirli olan maddelerdir. Sağlıklı her insanda dahi toksin vardır, endişeden uzak olmamıza sebep, sağlıklı bir insan, enerji sahibi, fiziksel ve ruhsal yaşam şeklinde aykırılıklar olmayan insanın vücudunda toksinler vardır ve sağlıklı olması gereği bu toksinleri atar, yok eder, bir döngüdür. Toksin konusunda yüzeysel olarak bu kısıtlı anlatımım tarifim yeterlidir, ayrıntılı ve derinlemesine bilgiler yazılı ve görsel kaynaklardan edinilebilir.

Nüfusu 84 milyon olan bir ülkeye kendi milleti haricinde milyonlarca mülteciyi almak, haklar vermek, yaşamasına dair destekler üretmek sadece insani bir yaklaşım şiarı olarak kabul göremez. Milyonlarca mülteci o milletin yaşam kalitesini bozar, tehditler içerir, zamanla akla hayale gelemeyecek sorunlar yumağının tetikleyicisi olur. Ülkemizin yönetimini üstlenen devlet doğal olarak meclis ve hükümet kendi vatandaşına sunması gereken, hayatın daha kolay, rahat, refah içinde yaşanmasını sağlayacak hak ve imkânları vermekte zorlanır, sınırlı haklar verir ya da hiç veremez duruma gelir. Resmi açıklanan milyonlarca mülteci, görünen gerçek ki yaşayan Türk vatandaşı sayısının yüzde beşini aşmış durumda, tehlikedir, zehirdir, toksindir.

Vücutlarımız her zaman diliminde toksinlere sahiptir ve her zaman diliminde bu toksinlerden kurtulma ve yok etme savaşı verir, döngüdür. Ülkeler dönem dönem mülteci ve diğer sebeplerle kendi nüfusunun yüzde birine ulaşmayacak kadar yurttaşı olmayan insanları misafir edebilir. Misafirlik süresi nüfus çok cüzi olsa dahi günler, haftalar, aylarla belirlenir, yıllarca sürebilecek bir sahiplenme yıkımdır. Aile olarak yaşadığımız en küçük birliktelikler de dahi konuk alma, ağırlama, misafir etme süreleri çok kısadır, aksi hallerde sadece maddi değil, o ailenin kendi içindeki disiplini bozulur planlı programlı döngüsü zarar görür, yaşanacak günler, yıllara dair planlar ve hayaller çöp olur. Bu çöp olma durumu peşine somut rahatsızlıkları ve soyut dengesizlikler ve çalkantılı halleri katar. Aile bireylerinin rutin olarak beklentide olduğu tüm oluşumlar imkânsız kategorisindedir artık. Güvenlik, sağlık, eğitim öğretim hizmetleri dahi sallantılı haldedir, insanlar yarınlarına dair beklenti ve hayalleri, plan ve programlarını yapamaz olurlar. Toplum halinde yaşamaya dair kural ve kaideler ciddi bir sarsıntıya uğrar. Demografik yapısı bozulan ülke bu bozulmanın acısını yaşanan gün ve yıllarda değil on yıllarca yaşar. Argo ifade şekliyle milyonlarca mülteciyi kabul edip haklar vermek ve yıllarca barındırmak, kendi ayağına sıkma hali, kendisini sakatlama girişimidir. Kurşun başarılı bir operasyonla çıkarılsa dahi aksamalar da olur, izi da kalır, travmaları da tetikler, yaşadıkça hissedilir.

Milyonlarca mülteci, nüfus yüzde beşinden fazla ve yıllar yılı devam eden bir kaos, kargaşa. Bahis konusu bu kaos ve kargaşadan en ziyade negatif etkilenenler kimler, işçi, memur, esnaf, öğrenci, emekli gibi halkın yoğunluğunu oluşturan insanımız. Bu kaosun oluşması için kararlar alıp olmasına zemin hazırlayan, milyonlarca mülteciye ev sahipliği yapmamızı isteyenler kimler, kendi kafeslerinde, ulaşılması zor yaşam fanusların da keyfe keder yaşamlarını sürdüren, mültecilerle hiç etkileşimi olmayan bir arada olması gerekmeyen kesim.

İşsizlik için negatif etki, güvenlik için negatif etki, terör ve asayişin sağlanmasında negatif etki, eğitim, öğretim, sağlık hizmetlerinde de negatif etki, çalışan genç ve dinamik nüfusumuzun saat ücretleri ya da aylık maaşlarının belirlenmesinde de negatif etki, günlük sıradan rutin yaşam döngüsünün keyifle ve mutlu yaşanması için dahi negatif etki, toksindir.

Mir Murat Demir