Lütfen öncelikle mesleklerinizden, tüm kimliklerinizden, statülerinizden; el alem baskılarından, üzerinizde stres oluşturduğunu bildiğiniz ne sorunlarınız var ise onlardan bir müddet de olsa tamamen sıyrılın. Sonra çayınızı veya kahvenizi alın; en rahat ettiğiniz yerde oturun uzatın bacaklarınızı...Tamam mısınız? Hadi o zaman başlayalım sohbetimize. Omuzlarınıza üçer - beşer fazladan da yüklenmiş belki de farketmeden kendinizin yüklediği kaygılarınızdan, baskılardan, fazlalıklardan kurtulmayı düşünmek hissi bile sizi rahatlatıyor değil mi?

Bu gün bize sesini duyurmak için çırpınıp duran "gerçek bize yani özümüze" pür dikkatimizi verelim mi?

Çevrenize, basına, televizyonlara hatta kendinize şöyle bir kabaca bakın... Ne kadar çok insan mutsuz, gergin, öfkeli, umutsuz, kaygılı... Muhtemelen sizler de kendinizi sık sık bu negatif duygularla boğuşurken buluyorsunuz değil mi?

Ekonomik sıkıntılar, salgınlar, gelecek kaygısı... hepimizin toplum olarak hatta Dünya insanları olarak yaşadığımız ortak sorunlar. Çok zor bir süreçten geçtiğimiz aşikar. Kıymetli Okurlarımız, işte tam bu noktada bizim bize ihtiyacımız var; bizim nefes alma, rahatlama alanlarına ihtiyacımız var diye düşünüyorum.

Tamam zor bir süreçten geçiyoruz da bizlerin de kendimizi bunalttığımızın; kendimize kör, sağır olduğumuzun; el alemin gönüllü kölesi olduğumuzun acaba farkında mıyız?

Hukukun tanımında yer aldığı gibi başkalarının hak ve özgürlüklerine zarar vermeden istediğimiz gibi yaşama hakkına sahibiz. Peki... Sorarım size neden bu hakkımızı kendi elimizden alıyoruz?

Bizi gülümsetecek, bizi biz edecek iç sesimizin, ruhumuzun ihtiyaçlarını karşılıyor muyuz? Yoksa az önce üzerimizden çıkarttığımız kimliklere, statülere; dedikoduya doymak bilmeyen el aleme boyun eğip programlanmış robot gibi, ruhsuz ve mutsuz olarak mı yaşıyoruz?

Hayatlarımızı devam ettirmek için çalışmak zorundayız. Tabi ki hedeflerimiz olmalı; prensiplerimiz, iş disiplinimiz olmalı. Fakat bunlar hayatın her yönüyle, her şeyiyle bir bütün olduğunu bize unutturmamalı.

Ruhen ve bedenen yaşanan hastalıkların çoğunun sebebinin psikolojik sorunlardan kaynaklandığını biliyoruz. Hayatta her yönden dengeyi kurmamızın gerekliliğini artık öğrenmemiz gerekiyor.

Hele ki ekonomik olarak çok zorlandığımız; habire mutasyona uğrayan, yenileri türeyen virüslerle uğraştığımız bu dönemde evvela kendimizi öz şefkatinizle, öz sevgimizle sımsıkı sarmalamalıyız. Biz iyi olur isek ailemize, çevremize, toplumumuza faydalı olabiliriz.

Bu arada kendi alanlarında isim yapmış, çok başarılı kişilere bir daha ama bu sefer dikkatlice bakmanızı rica ediyorum. Emin olun ki çoğu içinde ki çocuğu seven ve daima besleyen; kendine değil el aleme kör ve sağır olan kişilerdir.

Sizleri yine ayrıntılı olarak düşünmeye sevk etmek istiyorum.(Tam bir Başak burcu cümlesi oldu.) Siz düşünmeye başlarken bende lapa lapa yağmaya başlayan karı seyretmek istiyorum. Umarım bu sefer havayı yumuşatacak, tadına bakacak kadar kar yağar. (evet ben yerim)  

Saygılarımla, esenlikler diliyorum.