“Takunyalar ayağa takıldığında, gönle kötülük takılmaz,,

Bir kuş dadandı

yüreğime.

Kanat çırptıkça

 ismi aralandı.

Öttükçe gezindi

Sesi odalarımda.

Korkuyorum!

Giderken yüreğimi

De götürür mü

Diye?

                                              *

Takunyalar takıldı gözüme. Cami avlusunun önünden geçerken. İçim ürperdi. Serin bir bahar sabahı teninizi yalayan duru bir meltem gibi. Üzerime serpiştirilen gül suyu gibi ferahladı ciğerlerim. Derin bir oh çektim. İçime çektiğim havayı damarlarımda gezindirdim. Arındırdım geri püskürttüm. 

Takunyalar. İbadete atılan ilk adımdır. Onunla başlar besmele. Onunla başlar iyi niyet. Dualar onun süzgecinden geçer ve göğe yükselir. Yerden göğe, ayaktan ayağa çoğalır iyilikler. O iyiliklere çelme takanların ayakları karışır. Umuda kurşun atanlar kurşunlara dizilir. 

Yürek yangınlarım oldu, zamanla buza dönüşen;

Kırgınlıklarım, kızgınlıklarım, söyleyebildiklerim, soylemediklerim, söylemek istediklerim, söylemesem daha iyi olur dediklerim. Söylemeye gerek görmediklerim...
Yürek yangınlarım oldu, zamanla aleve dönüşen.

Sevdiklerim,saydıklarım, aşklarım, hüzünlerim, sevmeye doyamadıklarım, kıyamadıklarım,yüreğime,dünyalara sığdıramadıklarım. Her geçen gün alevi artarak harlayan , hiç bir şey ile arkadaşlığı dostluğu akrabalığı harcamayan güzel kentin güzel insanları ile doldu yüreğim. İşte Molly, hayat bundan ibaret. Sevgi ile harlayan sarı sıcak alevin gölgesinde
sevmeyi öğrenebilmek. İşte bütün mesele.

Sevda kaçsın çayınıza

Melda Zirek