Dostlar...

Malûmunuz yakın tarihte Suriye'de muhalif kanadın önemli temsilcileri, Abraz aşireti lideri Muhammed El Mişel ve Yardımcısı Ahmed El Mişel ile bir araya geldim. Kendileri 150.000 kişilik büyük ve söz sahibi bir aşiretin temsilcileri.

Muhalif oldukları için yüzlerce hektarlık arazileri, geçim alanları şu an için Esad idaresinde. Haliyle bu toprakları mesken edinen, burada ekip/biçen, hayatını idame ettiren Abraz aşiretinin önemli bir kısmı dağılmış. Ciddi bir kesimi de Türkiye'ye sığınmış.

Bunca dağılmaya rağmen, hemen her aşiret lideri birbiri ile görüşüyor, bu görüşmelerden de aşirete mensup olanların bilgisi oluyor. Yani iletişimleri kuvvetli ve bağları kopmamış.

Dostlar. 

Başlığı saptırmadan tekrar esas meseleye döneyim. Muhammed El Mişel beyle yaptığım görüşmenin neticesini yazmak istedim.

Kendisi Türkiye'ye minnettar. Teşekkürlerini, minnetlerini ifade ettikten sonra dedi ki;

-Bir Suriye'linin hatta bir Afgan'ın yaptığı tüm Suriye'lilere mal ediliyor.

-Bize güvenli bölge oluşturulursa tekrar Suriye'ye gitmeye hazırız.

-Biz büyük bir aşiretiz ve savaş bizleri dağıttı.

-Bizler 150.000 kişilik bir aileyiz.

-Dünya'ya dağıldık, tekrar kendi topraklarımızda bir araya gelmek istiyoruz.

-Biz Türkiye'nin yaptığı iyilikleri biliyoruz.

-Sn. Cumhurbaşkanı ve Katar lideri bizim için uğraşıyorlar.

-Soçi zirvesini takip ettik.

-Biz de dağılmaktan, Türkiye'de olmaktan, topraklarımızdan uzak olmaktan mutlu değiliz.

-Esad topraklarımızın çoğuna halâ hakim.

-Bizler Tükiye'ye müteşekkiriz.

-Ama kimi Türk halkının, Suriye'liler hakkındaki aşırı tepkilerine üzülüyoruz.

-İnkâr etmek, nankörlüktür.

-Bizim üzerimizde ciddi hakları var.

Biz diyoruz ki;

-Suriyeli biri yanlış yaparsa o kişi hesap vermeli.

-Toplum, özellimle son zamanlardaki olumsuz söylemlerden dolayı bize iyi bakmıyor.

-Bu ve benzeri meseleleri sürekli Valiler dahil istişare ediyoruz. Bir sorun çıkınca temas kuruyoruz, çoğu sorunu da kendi içimizde cemaat kurarak çözüyor, polisi meşgul etmiyoruz.

-En nihayetinde biz insanız, insanın olduğu yerde problemlerin olmaması mümkün değil!

-Biz Türk'lerin yardımlarını unutmayız.

-Ama belaların hepsinin bizden bilinmesi doğru değil.

-Esad mevzusu çözülürse kimse bizi kovmadan biz kendimiz gideriz.

-Gitmek için, tekrar ailelerimiz ve sevdiklerimizle doğup büyüdüğümüz yerde kucaklaşmak için can atıyoruz.

-Bizim, bazı Suriye'lilerin yanlışlarından haberimiz var.

-Biliyor, görüyor, üzülüyoruz...

-Herhangi bir sorun olmasın diye, canla başla mücadele ediyoruz.

-Sadece bizim aşiret değil.

-Bakın telefonumda Suriye'lilerin tamamının aşiret liderleri ile gurubumuz var.

-Hepsi de gitmek, ata yurtlarına dönmek istiyor.

-Tek derdimiz ve öncelikli talebimiz güvenli bir bölge.

-Evlerimiz yıkıldı, kalacak yerimiz kalmadı.

-Zor bir zamanda, zor bir halde bizler Türkiye'ye geldik.

-Benim burada çok fazla arazim var. 

-Türkiye'de elbette zorlukla yaşıyoruz. Gitsek, topraklarımızı alsak bizde rahat edeceğiz.

Topraklarımızı tekrar ekip biçeceğiz.

-Bakın, çok değil 10 yıl evvel Türkiye'de bir tane Suriye'li göremezdiniz?

-Emin olun, savaş olmasa kimse bir yere gitmezdi.

-Şimdi sana çok iyi imkânlar dahi sunulsa "ille vatanım" demez misin? Bizler de diyoruz. Gurbet zor. Keyfimizden burada değiliz.

Abraz Aşireti liderleri Muhammed El Mişel ve Yardımcısı Ahmed El Mişel beye beni ağırladıkları, sorularıma içtenlikle cevap verdikleri için müteşekkirim.

Selam ve dua ile...