HABER: DİNÇER KARACALAR

Suna, kadının yoksulluğu, kadına yönelik şiddet ve evlilik içi tacizi konu alan bir film…

Emrullah Özkan yayınladığı kitapları ile ekranda rüzgar gibi esti! Emrullah Özkan yayınladığı kitapları ile ekranda rüzgar gibi esti!

Geçtiğimiz yıl, 29. Uluslararası Adana Altın Koza Film Festivali’nde “Seyirci Özel Ödülü”nü kazanan Suna, 59. Uluslararası Antalya Film Festivali’nde de “Özel Gösterim” bölümünde seyirci ile buluştu. Ayvalık Uluslararası Film Festivali “Özel Gösterim” ve 34.Ankara Film Festivali’nin Ana Yarışma bölümleriyle festival yolculuğunu sürdüren yapım, Moskova Film Festivali, Tatova Film Festivali, Manaki Brothers Film Festivali, Varna Love is Folly Film Festivali ve Mostra de Valencia Film Festivali’nin de seçkilerinde yer alıyor.

Suna, Türk, İspanyol, Bulgaristan ortak yapımı olarak Türkiye’de çekildi. Çiğdem Sezgin’in senaryosunu da yazarak beyaz perdeye aktardığı filmin çekimleri, kış aylarında Karadeniz’in kıyısında bir köyde gerçekleştirildi. Post prodüksiyonu İspanya'da yapılan Suna’nın görsel süpervizörü Bulgar görüntü yönetmeni Christo Bakalov. Film müziği olarak ise, İsviçre'de yaşayan keman virtüözü Prof. Dr. Kemal Afşin’in “Chant du Berger du Mont Ararat” adlı eseri kullanıldı.

Suna’nın yalnızlığına kuşlar, kederine ise Karadeniz’in dalgaları eşlik ediyor.

50'li yaşlarında hayatını yeniden düzenlemeye çalışan bir kadının hikayesi Suna. Hiçbir geliri yok. Evi olan ve halen yerel bir tersanede çalışan 70 yaşında dul bir adamla evlenmiştir. Hikaye, güzel hayallerle gerçekleşeceği umulan bir evliliğin, mutsuz bir evliliğe, erkek şiddetinin ve cinsel tacizin yaşattığı hayal kırıklıklarına uzanan sürecini işliyor. İnsan ilişkilerinin zorluklarına ve karmaşıklığına rağmen Suna'nın karakterleri umutla yaşamaya çabalıyor.