5. Ergojenik yardım

Ergojenik yardım performansı artırmak amacıyla yardımına başvurulan bazı besin maddeleri ve yöntemlerdir. Gerçek ergojenik yardımcılar kuvveti, dayanıklılığı, hızı ve beceriyi sürekli olarak artıran yöntemlerdir. Bunlar sentetik madde olmadıkları için doping sayılmazlar. Spor dünyasındaki sporcular bazı alışkanlıklarla, bazı maddeler kullanır. Bu maddeler genelde bira mayası, polen, protein tozları vb maddelerdir.

Bu maddeleri sporcular kulaktan dolma alışkanlıklarla kullanırlar. Bu maddelerin bir uzman denetiminin dışında kullanılması, bazı sağlık sorunlarına yol açacağı gibi performansı da olumsuz yönde etkileyebilir.

6. Doping

Doping başlı başına sporcuların karşısındaki en büyük tehlikedir. Spor sahalarında yaratacağı etik kurallarındaki eşit koşullarda yarışma ortamını bozmasınnın dışınnda, insan sağlığı üzerine olumsuz etkileri tartışmasızdır.

Dopingin insan vücudu üzerine olumsuz etkileri, bir dönemler Alman bilim adamlarının ortaya attığı otomatik savunma mekanizması teorisi ile değerlendirilmiştir. Burada kullanılan doping maddeleri ile insanın istemli olarak devreye sokmadığı rezervler devreye girmektedir. Otomatik savunma mekanizması teorisine göre doping alımı sonucunda organizmanın bilincinin ve isteminin dışında bir zorlanması oluşmaktadır. Bu zorlanma, alınan maddenin ölçüsüne ve vücudun dayanma gücüne göre sonu ölümle sonuçlanan dramatik tablolar yaratabilir.

Araştırmalarda dopingi maddelerinin grubuna göre insan vücuduna verdiği çeşitli zararlara kısaca değinirsek; örneğin amfetamin grubu maddelerin alınması ile organizmanın yorgunluk duygusunun ortadan kalkması sonucu belirgin bir ekonomi kaybı olur. Dinlenme kapasitesi belirgin oranda düşer. Taşikardi (çarpıntı), hipertansiyon (yüksek tansiyon), aşırı terleme, kas tonusunda (geriminde) artış, sinirlilik, sindirim bozukluğu ve cinsel fonksiyonlarda bozulmayı ortaya çıkarır. Kas yapıcı diye de tanımlanan anabolizan grubu maddelerin alınması sonucunda da iskelet, karaciğer, böbrek ve cinsel organlarda ileri derecede tahribata yol açılmaktadır. (Bkz. Sporbilim/doping)

7.Cinsel yaşantı

Genel olarak muhafazakâr toplum yapımız içinde sporcuların eğitilmediği ve her zaman bir soru işareti şeklinde kafalarında kalan konulardan birisi de cinsellik konusudur. Sporcuların bu konudaki bilgi birikimleri spor dallarına göre büyük farklılıklar gösterir. Pratikte birçok sporcu bu konuda deneyimli sporcu ağabeylerinin/ablalarının öğütleri çerçevesinde bilgilenir.

Bu konuda yapılan araştırmalar bir cinsel ilişki sırasında harcanan enerji değerinin, birkaç basamak merdiveni hızlı çıkmaya eşdeğerde olduğu yolundadır. Cinsel birleşme sırasında kalp vurum sayısı yaklaşık 100-120 arasında olmaktadır. Cinsel ilişkiden sonra yeterli toparlanma süresi verilirse, fizyolojik açıdan bir zararı olmayacağı ortadadır. Ayrıca araştırmalar yarışmadan 24 saat önce ve 24 saat sonra cinsel ilişkinin herhangi bir fizyolojik soruna yol açmadığını gösterir. Pratikte spor dallarına ve o dalın sosyal yaşamdaki değerlerine göre sporcular belirli cinsel yaşantılarını belirli alışkanlıklarla sürdürür.

Burada birkaç risk söz konusudur. Gerekli önlemlerin alınmadığı ilişkilerde ortaya çıkabilecek bulaşıcı rahatsızlıklar sporcular için bir sağlık riski taşır. Diğer bir risk, bazı sporcuların cinsel yaşantıya tub gibi bakmaları sonucu oluşan yarışma öncesi dönemde uzunca bir süre ilişkiye girememenin getirdiği gerilimlerdir. Bazı sporcularda özellikle de bekar sporcularda cinsel yaşantı sorumsuzca ve doyumsuzca sürdürülen bir hale gelir.

İşte bu iki uç nokta; sporcuların gerek çeşitli gerilimleri yaşaması, gerekse aşırı yorgunluğun oluşmasına neden olup onların performansların olumsuz yönde etkiler.

8.Dini alışkanlıklar

Bazı sporcular dini inançları gereği bazı alışkanlıklar geliştirir. Örneğin, Ramazan ayında oruç tutan profesyonel sporcular vardır. Oruç gereği gün boyu aç kalma doğal olarak sporcunun performansını etkiler. Sporcunun antrenman ve yarışmada daha düşük bir performans sergilemesine neden olur. Ayrıca, açlığa bağlı olarak düşen vücut direnci bazı yaralanmalara karşıda vücudu dirençsiz bırakır.

Bazı yabancı sporcularda da, bazı kutsal günlerde yeterli performans ortaya koyamama gibi bir risk söz konusudur. Birçok Amerikalı sporcu Pazar günü yarışma ve antrenman yapmaktan hoşlanmaz. Benzer durum Cumartesi günleri için de bazı Yahudi sporcularda söz konusudur.

9.Uyku düzeni

Bazı sporcuların uyku düzenleri(erken yatma, geç yatma, uyuyamama) ile ilgili alışkanlıklarındaki değişiklikler doğal olarak onların performansını etkiler.

10.Rutindeki değişikler

Sporcunun alışkın olduğu rutin düzendeki değişiklikler, onu yapısına göre olumsuz etkileyebilir.

(Yarın: İÇ FAKTÖRLER)